Giyinme odası olmasına rağmen tüm giysiler kapaklı dolaplar içerisindeydi. Dolabın kapaklarını tek tek açıp tüm kıyafetleri görmek istiyordum.

Giyinme odası olmasına rağmen tüm giysiler kapaklı dolaplar içerisindeydi. Dolabın kapaklarını tek tek açıp tüm kıyafetleri görmek istiyordum. Bir mağazayı çağrıştırıyordu bu oda. İnanılmaz fazla giysi, ayakkabı ve aksesuar doluydu bu odanın içi. Denemek için kırmızı, siyah ve deseni hoşuma giden birkaç tane elbiseyi dolaptan çıkardım. Askılarından tutarak ayna karşısında kendimi izlemeye başladım ve hangisinin bana daha çok yakışacağını düşündüm.
Fazla vakit kaybetmek istemiyordum. Duştan çıktığım için önce tüm vücudumu kremlemek ve saçlarıma şekil vermek istedim. Beyaz bornozumun içinde, ayna karşısında tüm vücudumu kremlerken kendimi de izlemeyi ihmal etmiyordum. O kadar sıcak su ile kendimi yıkamıştım ki yanaklarım kıpkırmızı olmuştu. Beyaz tenli, uzun kızıl saçlı, yüzüm çillerle dolu yirmi iki yaşında birisi için güzel bir kız olduğumu düşündüm.
Kendimle ilgili tüm bakımımı yaptıktan sonra giymek için sabırsızlandığım elbiseleri denemeye başladım. Önce uzun,saten, kırmızı elbiseyi denemeliydim. Giyinmeye başladım. Elbise o kadar hafif ve yumuşaktı ki vücudumda sanki hiçbirşey yokmuş gibi duruyordu. Aynanın karşısına geçtim ve kendimi izlemeye başladım. Bu elbise için gerekli ayakkabıları ve aksesuarları takmayı da ihmal etmedim.Dakikalardır kendimi izliyordum, arkadan, sağdan, soldan kendime bakıp fena olmadığını düşündüm. Denemek istediğim iki üç elbise daha vardı ve acele etmem gerekiyordu. Saçlarımı ve makyajımı önce yapmanın daha akıllıca olduğunu düşündüm. Kırmızı elbiseyi çıkarıp derhal ayna karşına oturdum.
Tuvalet masası sanki ünlü bir şarkıcının masası gibi tüm kenarları lambalı ve üzeri çok fazla makyaj malzemesiyle doluydu. Işıkları yaktığımda yüzümdeki çiller daha çok ortaya çıkmıştı. Biran önce bunları kapatıp makyajıma başlamam gerekiyordu. Önce saçlarımı kurutup, kendi becerimle dağınık bir topuz yaptım. Makyaj malzemelerini yüzüme sürmeye başlarken bir yandan da tekrar bunları temizlemenin ne kadar zor bir iş olacağını düşündüm. Küçük bir kutunun içindeki kirpikler dikkatimi çekti ve bunları da takmam gerektiğini düşündüm. Yavaş yavaş kendimi boyama kısmını bitirmek üzereydim. Rujumu en son sürmek isyiyordum. Tekrar elbiselerin olduğu odaya girdim. Seçtiklerimi tek tek denedim. En sona kalan siyah elbiseydi. Göğüs dekoltesi olmayan sırt ve bacak dekoltesi olan bir elbiseydi. Giydim ve tekrar ayna karşısına geçtim. Siyah baya yüksek topuklu bir ayakkabı ile elbise üzerimde mükemmel duruyordu. Yürümeye ve kendi etrafımda dönmeye başladım sanki bir kuğu gibiydim. Yüksek topuklu ayakkabılar da boyumu daha uzun gösteriyordu. Evet,bu elbise mükemmeldi benim için. Tekrar tuvalet masasına doğru yürüdüm. Saçlarım ve makyajım bu elbiseye çok yakışmıştı. Kırmızı ruju da dudaklarıma sürdükten sonra kendimi daha iyi hissediyordum. Sadece kulaklarıma pırlanta minik küpelerimi taktım. Elimde minik siyah bir çanta kendimi tamamlamaya yetecekti. Yirmi iki yaşında olmama rağmen  aynada gördüğüm kadın  sanki beş on yıl daha yaşlıydı. Tüm kadınların ibret ve kıskançlıkla bakacaklarını düşünürken de bir tebessüm beliriyordu yüzümde.
İçeriden gelen şiddeti bir kapı çarpmasıyla irkildim. Heyecanlanmıştım. “Kim?” diye düşünmeye başladım. Kimse bu saatte evde olamazdı. Adımı seslene seslene bir kadın sesi yatak odasına doğru geliyordu. Çok korkmuştum. Yatak odası kapısının tam karşısında duruyordum ve kapı kolu yavaşça açılmaya başlamıştı. Heyecandan gözbebeklerim büyümeye ve ağzım kurumaya başlamıştı. Kapı açıldı. Karşımda görmeyihiç beklemediğim bir kadın belirdi. Karşımdaki kadın benim boylarımda fakat topuksuz ayakkabı giydiği için  ondan daha uzun duruyordum. Kadın beni gördüğündeki yüz ifadesini sizlerin yorumuna bırakıyorum artık.
Evet, bu kadın Evin Hanımı idi.