2017 bugün itibariyle (Hatta dün gece saat 24:00 dan sonra) geride kaldı. Yeni bir yıl, yeni bir kış, yeni bir gün, belki de yeni bir hayat bizi bekliyor. Herkes biriktirdiği hayallerinin, ceplerini doldurduğu ümitlerinin, beklemekten yorulmadığı umutarının gerçekleşmesi için yeni yılın bir şans olacağını düşünüyor. Aslında 2017’ye de arzularla girmiştik, ondan da beklentilerimiz vardı bazıları oldu, bazıları yarım kaldı. Her sene değişmeyen tek şey, yeni yılın, yeni yıldaki ilk günün diğer günlerden farklı olacağı umudu. 365 günden bir yaprak sadece, ilk yaprak düştüğünde arkasını kovalayan diğer yaprakların bir başlangıcı ama biz bekliyoruz. Yeni bir şeylerin olmasını, artık bir şeylerin değişmesini. Bir kitabın sayfasını kapatıp diğerini açmak gibi bir şey, oysa bir kitabı bitirmek kolaydır ama onu ezberlemektir zor olan. Bir şeylerin değişmesini, yeniliklerin hayatınıza girmesini istiyorsanız günlere, takvimlere, yıllara bağlı kalmayın. Değişim dediğiniz şey önce insanın kendisinde başlayan şeydir. Bir gün aynanın karşısına geçtim ve olmak istediğim kişi ile olduğum kişi arasındaki farka baktım. Mesela ben o gün değişmeye karar verdim. Şimdi yeni yılın ilk sabahı güneşi karşılayacağım, güzel bir kahvaltı ile yılın ilk ödülünü kendime vereceğim. Bunu bir tek yılın ilk günü olduğu için değil, kendimi mutlu hissetmek için yapıyorum. Tarih Ocak 1’i gösterdiğinde kendiniz için bir şey yapın. Ailecek kurulan sofralar, tebessümü hiç eksik olmayan çocuklar, başımızın tacı büyüklerimiz ve hep uzun uzun anlatılan geçmiş hikayeler, aileler toplandı mı olmazsa olmazıdır birlikteliklerin. Gün nasıl başlarsa öyle devam eder. Madem gerçekten inandığımız değerler var, o zaman onları iyi olanların üzerine kurun. İngiletere’de yılın ilk günü üç kere beyaz tavşanlar demenin şans getirileceğine, sonbaharda düşen yaprakları yakalamanın ve yakalanan her yaprağın bir sonraki sene için şanslı geçecek bir ayın olduğuna inanılıyormuş. Çinliler kötü şansın gitmesi için kapılarının önlerini temizlerlermiş. Hollandalılar yeni yılı sokaktaki çam ağaçlarını ateşe vererek karşılıyorlar. Danimarkalılar yeni yıla arkadaşlarının kapısının önünde tabak kırarak giriyorlar. Biz türkler saat 24:00 dan sonra kırmızı kilot giyiniriz, kırmızı sofralar, çam ağaçları kurarız. O ağaçların altına hediyeler koyarız. Bunların hepsi gelenek gibi bir şey oldu. Neredeyse yapılmadığında uğursuzluk geleceğine inanılıyor. Ama bunları batıl inanç olarak görüyorum ben, bunlar sadece yıllardır süregelen adetler. Bir odanın içinde, tek başınıza oturduğunuzda dünyanın ekseni kaymayacak, ya da yolda yürürken felaketler peşinizi kovalamayacak. Eğer hayatımıza illa bir gelenek sokmamız, illa bir şeyleri bir neden bağlamamız gerekiyorsa kendi doğrularımız, kendi tercihlerimiz, kendi isteklerimiz doğrultusunda değişiklikler yapalım. Bir sabah uyanacaksınız camdan dışarı baktığınızda pencereye yansıyan tek suretin kendi gölgeniz olduğunu göreceksiniz. Belki biraz ton ton, belki biraz kambur, belki biraz yüzünüzdeki çizgiler, saçınızdaki aklar çoğalmış olacak. Sonra kapı çalındığında kucaklayacağınız torunlarınız, çocuklarınız, aileniz olacak. O gün geldiğinde, uyandğınız her sabah için şükür edecek kadar mutlu biri olun. Her şeyden önemlisi ‘Değdi’ demek. Doğmakta ölmekte, yaşamakta yaşlanmakta insanlar için. Ağaçtan düşen her yaprağın sonu kurumaktır, yalnız unutmayın; o da dalın en tepesindeyken diğerlerine en tepeden bakıyordu ve hiç sanmıyordu bir gün yere düşenin kendi olacağını. Hamken pişmek önemli, hamken düşmek değil. Bugünün ihtişamına kanıp yarının varlığını unutmayın. Dün hep geçmişte kalandır, bugün an’dır, yarın muammadır. Geleceğin adı hep yarınlarda gizldir derler. Ne kadarı doğru bilmiyorum, ama yarının içinde hep bir umut, hep bir belki var onu biliyorum, çünkü insan yaşadığı müddetçe hep yapacak bir şeyleri vardır. Kırılanı tamir etme, üzdüklerini sevindirme, yıktıklarını yapma imkanın var olacak. Hepimiz yeni bir yolculuğun ilk adımını atıyoruz. 2018 size yine kendi yaptıklarınızın bir armağanı olarak geri dönecek. Bu yüzden beklentilerinizi kendi üzerinize kurun, yaptıklarınızın üzerine kurun gerçekleşme ihtimali çok daha yüksek olur. Kendinizi sevin, sizi kendi gibi seven insanları sevin. Yıllar yapraklara sığmayacak kadar çabuk geçiyor. Hayatın güzel bir yanı var, o da her yeni yılın sana yeni bir başlangıç veriyor olması. Sadece bir gün de 2017 mazi, 2018 gelecek oluyor. Önüzde boş bir sayfa varsa yapacağınız en iyi şey onu kendi bildiklerinizle doldurmaktır. Hataları, keşkeleri, pişmanlık hafifletmek için, onları güzel anılar, başarılar biriktirerek kapatmak için her 1 Ocak bir fırsat. Güzel şeylerin olacağına inanın ama bunu sadece bir güne bağlı tutmayın. Mutlu bir yıla, mutlu bir güne, mutlu bir hayata merhaba!