Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Esas gelmemiz gereken nokta şurası, karşımızda sadece 'PKK' diye birkaç bin kişiden oluşan bir terör örgütü yok. 72 düvele karşı mücadele ediyoruz" dedi.

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, NTV'de katıldığı canlı yayında gündeme dair soruları yanıtladı.

Terör operasyonlarıyla ilgili özellikle son bir iki günde şehit sayısındaki artışın nedeninin sorulması üzerine Kurtulmuş, Sur ve Cizre'de geniş çemberden başlayarak, güvenlik kuvvetlerinin büyük bir koordinasyon içerisinde sivillere zarar vermeden ve az kayıpla çok titiz bir çalışma yürüttüklerini söyledi.

"Operasyonlar hangi aşamada, parantezin kapanacağı sürece ne kadarlık bir zaman kaldı" sorusuna Kurtulmuş, bunun için kesin bir tarih vermenin doğru ve mümkün olmadığı cevabını verdi.

Kurtulmuş, güvenlik kuvvetlerinin titizlikle hareket ettiklerini kaydederek, büyük bir kararlılıkla 22 Temmuz'dan itibaren başlatılan "barış ve demokrasi operasyonları"nın sürdürüleceğini bildirdi. Terör örgütünün tamamen etkisiz hale getirileceğine işaret eden Kurtulmuş, "Bütün silahların teslim edildiği bir sürece doğru inşallah gidilecektir. Bu ne zaman olur? Silopi'de bu anlamda, bu parantez kapandı. İnşallah Sur ve Cizre'de en kısa zamanda kapanarak hayat normale döner. İnşallah Türkiye'nin genelinde de terör örgütü artık iş yapamaz hale getirilir" diye konuştu.

"Uzak mesafeden keskin nişancıların açtığı ateşle şehit çok arkadaşımız var"

Kurtulmuş, son günlerde devam eden operasyonlar kapsamında, "yabancı keskin nişancı" iddialarına ilişkin de şunları söyledi:

"Güvenlik kuvvetlerimizin sahada özellikle yabancı keskin nişancıları tespit ettiklerini hatta bunların bir kısmının etkisiz hale getirildiğini biliyoruz. Bunlarla ilgili detaylı bilgiler güvenlik kuvvetlerimizin elinde var. Ama bildiğimiz bir şey var. Bu mücadele devam ederken gerçekten uzak mesafeden keskin nişancıların açtığı ateşle şehit olan çok sayıda arkadaşımız var. Bunlar özellikle Kobani'deki PYD üzerinden ve IŞİD'e karşı verilen mücadele sırasında oldukça profesyonelleşmiş birtakım unsurların, bunların bir kısmı Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı bir kısmı da yabancı insanlar, bunların buralara gelip konuşlandığını ve maalesef keskin nişancılık işini yaptıkları anlaşılıyor."

Kurtulmuş, gerektiğinde alımların yapıldığını vurgulayarak, "Esas gelmemiz gereken nokta şurası, karşımızda sadece 'PKK' diye birkaç bin kişiden oluşan bir terör örgütü yok. 72 düvele karşı mücadele ediyoruz. Bu terör örgütünün arkasında ya da DAEŞ terör örgütünün arkasında nice güçlerin istihbarat, silah, mühimmat ve lojistik destekleri var. Bu anlamda kullanılan terör örgütleri de aslında 'vekalet savaşlarının' Türkiye'deki yansımaları, maşaları olarak vazife görüyorlar" değerlendirmesinde bulundu.

"Güvenlik noktaları"

Bazı mahallere "polis güvenlik noktaları" ya da "mahallekollar" kurulmasına ilişkin sürecin nasıl işleyeceği, yapısına dair belirlenmiş durumların olup olmadığının sorulması üzerine Kurtulmuş, kendisinin koordinatörlüğünde bir eylem planında yoğunlaşıldığını söyledi.

"Herkes kendi yerini, haddini, hududunu bilsin"

Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, "PYD'nin Türkiye'ye karşı savaş çağrısı oldu, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz" şeklindeki soruya, "Herkes kendi yerini, haddini, hududunu bilsin. Türkiye zaten terörle çok ciddi ve çok kesin bir mücadeleyi sürdürüyor. Bu anlamda sağdan, soldan yapılacak açıklamaların Türkiye'nin bu terörle mücadelesindeki kararlılığına en ufak bir zarar vermeyeceğini ve bu mücadelenin inşallah en kısa sürede tamamlanacağını ifade etmek isterim" karşılığını verdi.

'Maddi manevi bütün meseleler rehabilite edilecek'

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu süreçte ortaya çıkan maddi ve manevi bütün meselelerin rehabilite edilmesi, bunların giderilmesi, burada da vatandaşlarımızın karşılaşmış oldukları maddi ve manevi kayıpların düzeltilmesi perspektifine sahibiz. Her ilçeye ve her ile göre öncelikler değişecek. Sahadan gelen gözlemlerle, gelen taleplerle bu süreç kendisini yenileyecek ve güncelleyecek yapıya sahip olacak. Bu çerçevede esnaf ve sanatkarımızın zarar ziyanının giderilmesi, vergi borçlarının, SSK borçlarının tehir edilmesi, bankalardaki ödemeleriyle ilgili sicillerinde bir takım ortaya çıkan olumsuzlukların giderilmesi gibi konular ele alınacak. Ayrıca bir takım bölgede yeni yatırımlarla ilgili teşvikler gündeme gelecek. Okullar, hastaneler bunlarla ilgili düzenlemeler, kentsel dönüşüm gündeme gelecek."

"Terör örgütünün Türkiye dışındaki unsurlarına operasyonlar yapıldı"

"Kış koşullarının gevşemesiyle terör örgütünün yerleşim merkezleriyle birlikte kırsalda da eylemlerini artıracağı öngörüsü var. Bu realiteyi dikkate alarak yeni terörle mücadele konsepti gerekiyor mu" sorusuna Kurtulmuş, yeni konsept içerisinde çalışmalara başlandığı karşılığını verdi.

Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu süreç içerisinde önce kararlı şekilde terör örgütünün Türkiye dışındaki unsurlarına operasyonlar yapıldı. Çok büyük zayiatlar verildi, Kuzey Irak'taki yerleşim birimlerine. Ayrıca kırsal alanda olan birimlerine zarar verildi. En önemli hususlardan birisi de şehirlerimize mücavir alanda yürütmüş oldukları faaliyetler sonlandırıldı. Halka daraltıldığı için şehirlerde mücadeleler başladı. Terör örgütünün bu anlamda çatışma ortamını oluşturduğunu gördük. Şimdi de bu çemberler şehirlerde daraltılarak şehirler temizlendi. Dolayısıyla her birisi bir diğerinin devamı olan birbiriyle bağlantılı olan süreçler."

"HDP'ye tavsiyemiz, demokratik dili kullanmasıdır"

Yaşanan dokunulmazlık tartışmalarının hatırlatılması ve AK Parti'nin bu konuda bir adım atıp atmayacağının sorulması üzerine Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu sürecin demokratik bir şekilde yürütülmesinde, başından itibaren, 7 Haziran'dan beri söylüyoruz, bu işte en büyük sorumluluk HDP'nin üstündedir. HDP, terörle arasına mesafe koymanın artık çok ötesine geçmeli. Bu çukur siyasetinin, bomba siyasetinin, terör örgütlerinin şehirleri yaşanmaz hale getiren bu tavırlarına karşı net bir duruş ortaya koymalıdır. Bunu, hem milletimizin tamamı istiyor hem de HDP'ye oy veren seçmenin büyük bir kısmı istiyor. HDP'ye oy veren insanlar, bu terör örgütünün faaliyetlerine destek olsun diye oy vermiyor. Tam tersine demokrasi dili, barış diliyle konuşsunlar ve parlamentoda kendi taleplerini dile getirsinler diye oy verdiler. Hangi görüşü ifade edeceklerse buyursunlar parlamentodalar, en aykırı görüşleri bile ifade edebilirler. Ama kusura bakmasınlar, terör örgütünün diliyle sahada konuşarak, terör örgütünün yaptığı işleri görmezden gelerek, hatta onlara arka çıkarak bir demokratik siyaset inşa edilemez. Bugün dahi bizim HDP'ye tavsiyemiz, demokratik dili kullanmasıdır, terörle arasına mesafe koymasıdır, 'Yeter artık, kapatın şu hendekleri, yeter artık bırakın şu silahları' demesi gerekir. Bunu demediği sürece, HDP kendisiyle terör örgütü arasına değil, kendisiyle demokratik sistem arasına mesafe koymuş oluyor. Bizim üzerinde esas durduğumuz nokta burasıdır."