Avrupa Parlamentosunda (AP) "nükleer seçenek" olarak nitelendirilen Avrupa Birliği (AB) Lizbon Anlaşması'nın 7. maddesini Macaristan için işletmeye çağıran karar tasarısının kabul edilmesi kamuoyunda tartışmalara yol açtı.

Birkaç yıl önce sadece İsveç ve Lüksemburg gibi ülkelerin eleştirdiği Macaristan için 17 Mayıs'ta, hukukun üstünlüğü ilkesi, demokrasi ve temel hakların "ciddi derecede bozulduğu" gerekçesiyle AB Lizbon Anlaşması'nın 7. maddesini uygulamaya koymaya çağıran karar tasarısı AP Genel Kurulunda kabul edildi.

Yapılan oylamada Macar hükümeti Fidesz'in de içinde yer aldığı Avrupa Halk Partisinin (EPP) yaklaşık 70 milletvekilinin de Macaristan aleyhine oy kullanması, hükümete yönelik eleştirilerin sadece AP'deki liberal ya da Sosyal Demokratlar tarafından değil artık kendi cephesinde de tepki gördüğü yorumlarını beraberinde getirdi.

221 hayır ve 64 çekimser oya karşın 393 lehte oyla kabul edilen karar tasarısında, Macar hükümetinin son dönemde, ifade özgürlüğünü kısıtladığı, sığınmacı politikasının uluslararası hukuka uygun olmadığı, üniversiteleri, medyayı ve sivil toplum örgütlerini baskı altına aldığı, Macar halkını AB'ye karşı kışkırttığı, anayasal sistem ve yargı gibi önemli kurumların bağımsızlığını yok ettiği gibi iddialar yer aldı.

AP'de çarşamba günü alınan karar ile parlamentonun Sivil Özgürlükler, Adalet ve İçişleri Komitesine (LIBE) Macaristan'ın durumunu incelemesi talimatı verildi. LIBE'nin hazırlayacağı rapor AP'de kabul edilirse konu AB Bakanlar Konseyine gelecek. Eğer burada da beşte dört çoğunlukla onaylanırsa AP'de tekrar oylamaya sunulacak. Daha sonra ise ihtiyaç duyulması halinde konu Avrupa Konseyinde görüşülecek. Burada kararın kabul edilmesi için liderlerin oy birliğine ihtiyaç duyulacak.

Polonya'nın daha önce böyle bir kararı veto edeceğini açıklaması nedeniyle 7. maddenin Macaristan için uygulamaya geçirilmesi imkansız gibi görünüyor.

Kararın onaylanması halinde ise Macaristan'a AB fonlarının durdurulması ya da oy hakkının askıya alınması gibi yaptırımlar söz konusu olacak.

Macaristan'ın cezalandırılmasını savunanlar, özellikle Polonya'daki hükümetin de Macar hükümetinin izlediği siyaseti takip ettiğini, Macaristan Başbakanı Viktor Orban'ın durdurulması halinde Polonya hükümetinin de bundan ders alacağı görüşünde.

Bazı uzmanlar ise söz konusu tasarının Macar hükümetinin işine yarayabileceğini çünkü hükümetin soruşturmayı, 2018 yılı Nisan ayında düzenlenmesi beklenen parlamento seçimleri kampanyasında "ülke tehdit altında" şeklinde kullanabileceği yorumları yapıyor.

Macaristan Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanı Peter Szijjarto, AP'deki oylamanın ardından yaptığı açıklamada, söz konusu tasarının Amerikalı milyarder George Soros'un planı olduğunu öne sürmüş, "Soros ağının Macaristan'a yaptığı yeni bir saldırıyı görüyoruz. Macar hükümetinin tüm uluslararası baskılara rağmen Macaristan ve halkının güvenliğini ön planda tutan sığınmacı politikası izlemesini Avrupa kurumları kabullenemiyor." ifadelerini kullanmıştı.
Editör: TE Bilisim