Abur cubur bağımlılığı aynı uyuşturucu bağımlılığı gibi abur cubura karşı kendimizi tutamamamız ve yemekten vazgeçemememizdir. Uyuşturucu ba

Abur cubur bağımlılığı aynı uyuşturucu bağımlılığı gibi abur cubura karşı kendimizi tutamamamız ve yemekten vazgeçemememizdir. Uyuşturucu bağımlılığında olduğu gibi beyinde aynı noktaları ve sinir uçlarını uyarır. Zaman zaman “Kan şekerim düştü…” deriz ve birkaç çikolata yeriz; bu da yeme bağımlılığının yoksunluk belirtilerinden biridir. Yeme bağımlılığının irade eksikliğiyle alakası yoktur.
Diğer obsesif bozukluklar ve aşırı yeme hissine çok benzer ve sağlıksız beslenmeden doğabilecek sorunlarla da başetmek gerekebilir.
İŞLENMİŞ GIDALAR NASIL ETKİ EDER?
İşlenmiş, hazır gıdaları tükettiğimiz zaman beynimizde dopamin ve serotonin hormonunun salgılanması artar ve bu da beynimizdeki ödül merkezine ciddi şekilde etki eder. Bu konuda da birçok bilimsel araştırma yapılmıştır.
Bundan dolayı abur cubur tüketmek bize mutluluk verir.  Bu etkiyi uyandıran en önemli besinler şekerli ve unlu gıdalardır.
İŞLENMİŞ GIDALAR BAĞIMLILIK YAPAR
İşlenmiş gıdaların bağımlılık yaptığı bilimsel olarak kanıtlandı… Eğer siz de çikolata, cips, bisküvi, pizza, hamburger vs.. gibi işlenmiş gıdalara karşı aşırı yeme isteği duyuyor ve sık sık tüketiyorsanız, siz de bağımlı olabilirsiniz… 
 
Bilindiği gibi obezite ve yanlış beslenme kaynaklı diyabet gibi bazı rahatsızlıklar, günümüzde eskiye oranla büyük artış göstermiş olmakla beraber halen de artmaya devam etmektedir. Obeziteye karşı yapılan uyarılara rağmen neden önlenemeyen bir hızla bu hastalığın arttığını hiç düşündüğünüz oldu mu? Obeziteye neden olan bağımlılık yapabilme yeteneğine sahip olan işlenmiş gıdaların tüketilmesidir.

Son dönemlerde yapılan araştırmalarda işlenmiş gıdaların ve özellikle işlenmiş karbonhidratların, beyindeki "ödül-haz merkezi”ni uyararak açlık hissini güçlendirdiği keşfedilmiştir. Bu araştırmanın sonucunda yüksek glisemik indekse sahip bu işlenmiş karbonhidratların tüketiminin kesilmesi ya da en azından azaltılmasının aşırı yeme isteği duyan kişilerin iştahının azalmasına yardımcı olacağı görülmüştür.

Glisemik indeksi yüksek işlenmiş gıdaların beyin üzerindeki etkisini görebilmek için yaşları 18-35 arasında değişen bir çok gönüllü obez hastanın, çeşitli gıdalarla beslendikten 4 saat sonra manyetik rezonans görüntüleme (MRI) yöntemiyle beyin görüntülemesi yapılmıştır ve çalışmanın sonucu "American Journal of Clinical Nutrition” adlı sağlık dergisinde yayınlanmıştır:

Araştırmada obez hastalar iki gruba bölünmüş ve her iki gruba da eşit kalorili yiyecekler verilmesine rağmen bir gruba işlenmiş gıdalar ve yüksek glisemik indekse sahip gıdalar verilmiştir. Diğer gruba ise işlenmemiş doğal besinler verilmiştir. Yüksek glisemik indekse sahip gıdaların verildiği grupta kan şekeri birden yükselerek yine birden düşüş göstermiş, bu nedenle açlık seviyesi artmış ve beyindeki bağımlılığa neden olduğu düşünülen beynin "nukleus akumbens” bölgesindeki "ödül-haz” merkezi aktifleşmiştir. Yüksek glisemik indekse sahip gıdalarla beslenen gruptaki kişilerin bir sonraki öğünde daha çok yemek yedikleri görülmüştür.

Kaliforniya Üniversitesi Endokrinoloji Bölümünde araştırmalar yapan Prof. Dr. Robert Lusting, yapılan araştırma ve konuyla ilgili şunları söylemektedir: "Beynimizde yer alan ve haz merkezi olarak da bilinen nukleus akumbens, tür olarak yaşamımızın devam etmesi için çalışır. Bu merkezin devre dışı bırakılması, hayattan alınan hazların ve dolayısıyla yaşam isteğinin de devre dışı bırakılması anlamına gelecektir. Yüksek glisemik indeksli gıdaların tüketilmesi sonucu bu haz-ödüllendirme merkezi devreye girecektir. Ancak sorun şu ki bu haz veren gıdaların uzun süre ve tekrarlanan tüketimleri sonucu beynin bu bölgesindeki sinyaller azalacak ve aynı hazzın yaşanabilmesi için aynı yiyecekten daha fazla miktarda tüketilmesi gerekecektir. Kısacası tıpkı uyuşturucu madde ya da narkotik ilaç kullananlarda olduğu gibi alınan maddeye "tolerans” gelişecektir. Üstelik size haz veren ve sürekli tükettiğiniz yiyeceği tüketmeyi bıraktığınızda, tıpkı uyuşturucu madde bağımlılarında olduğu gibi "geri çekilme semptomları” görülecek ve o gıdaya karşı yüksek oranda iştah ve arzu meydana gelecektir. Genel olarak bağımlılıkta görülen "tolerans” ve "geri çekilme semptomları”nın meydana gelmesi , işlenmiş gıdaların ve şekerin kesinlikle bağımlılık yapıcı olarak sınıflandırılabileceğini gözler önüne sermektedir.”

İŞLENMİŞ GIDALARI SEVMEYE PROGRAMLIYIZ
“Bu yiyecekler beynimize ‘bizi daha fazla ye ve daha mutlu ol’ mesajı veriyor. Gıdalarla yaşanılan haz, uyuşturucularla yaşanılan hazza çok benziyor” . İnsanlar yağ, tuz ve şekerin tadını sevmeye programlı. Yağlı yiyecekler atalarımızın kıtlık günlerinde dostu olmuştur ve kalori rezervi olarak kullanılırmış. Tuz vücutta suyu tutuyor, dehidratasyona uğramamalarını sağlıyor. Yağ, tuz ve şekerin tadını alarak hayatta kalacağımız yiyecekleri tercih etmeyi öğrendik. Fast food gibi abur cubur bağımlılığındaki dış etkenleri unutmamalıyız, istediğimiz bu lezzetli gıdalar makul fiyatlar ve rahat ulaşılabilirlikle karşımıza çıkıyorlar. 

Fast food denince genellikle akla hamburger, pizza geliyor. Ancak Türk tipi fast food’larımız da var: Lahmacun, simit, pide, kebap, döner, baklava, çiğköfte... Hepsinde inanılmaz düzeyde karbonhidrat, tuz ve yağ var. Bir porsiyon pide yediğinizde büyüklüğüne göre 6-8 dilim beyaz ekmek, 2-3 tatlı kaşığı yağ ve ortalama 120-150 gram et tüketmiş oluyorsunuz. “Halbuki bir öğünde bu kadar karbonhidrat tüketmeye hakkımız yok! Türk tipi fast food listesine son yıllarda giren çiğköftenin içindeki bulgura bir lafımız yok, bizim için çok değerli bir besin. Ama lavaş arası çiğköfte yine ciddi bir karbonhidrat yükü. 3-4 dilim ekmek tüketiyor gibiyiz. Lahmacun bu listede en masumu. Ancak porsiyon rekabetinden etkilenerek gitgide fazla tüketilmesi endişemizi arttırıyor. Baklavamız ne yazık ki fast food kültürüne girmiş durumda. Her hafta yediğiniz iki dilim baklava yılda ortalama üç kilo aldırabilir. 

Canımız acılı bir şeyler istediğinde bir telefon kadar yakınımızda dürüm içine sarılı çiğ- köftelerimizi getirmeye hazır bir ordu bizi beklemekte. Marketlere gelirsek abur cubura neredeyse raf yetişmiyor. 
Ucuz, renkli ve lezzetli... Arzulamak için neden çok. Onları ‘tesadüfen’ sevmiyoruz. Basit şekerden yana zengin, yüksek yağlı ve tuzlu bu gıdaların bir grubuna ‘fast food’ ve bir grubuna da ‘junk food’ deniyor. Bazı uzmanların ‘patojen gıdalar’ (hastalık yapıcı gıdalar) demeyi tercih ettiği bu yiyeceklerin ortak özellikleri vardır. Yüksek oranda doymuş ve trans yağ, şeker ve sodyum barındırıyorlar. Tabii ki kaloriden yana zenginler. Buna karşılık lif, potasyum ve mineral açısından fakirler.

Cips, kraker, çikolata, kek, şekerleme, şekerli yiyecekler, bisküviler gibi abur cubur gıdalar ambalajlarıyla çağırıyor ve yedirtiyor desek abartmış olmayız. Markette reyona uğramadan geçseniz bile son dakikada hatırlamanız için kasaların önünde bekliyor. Ortalama bir insan yiyecekle ilgili günde 200’den fazla karar veriyor. Bu kararlar açlıktan alınmıyor. Ambalaj, tabak, arkadaşlar, aile, etiket, renk, müzik karar almada çok etkili oluyor.

ABUR CUBUR BAĞIMLILIĞI UYUŞTURUCU GİBİ ETKİ EDİYOR
Bilim adamları üç kobaydan birini sadece aburcubur, ikinciyi ağırlı sağlıklı yiyecek ve daha az abur cubur, üçüncüyse sadece sağlıklı yiyecekle besledi. Yedikleri sırada üç kobayın da ayaklarına elektrik verildi. Sadece sağlıklı yiyeceğe alışık olan  derhal yemeyi kesti. İkincisi de çok beklemeden yemeği bırakarak bu ciddi uyarana tepki verdi. Sadece abur cuburla beslenense rahatsız olmayıp, yemeğe devam etti. “Bu deney de gösteriyor ki abur cubur ve fast food bağımlılık yapıyor. Özellikle şekerli yiyeceklerde kokain etkisi var. Beyinde mutluluk hormonu üreten bölgeyi etkileyerek bağımlılık yapıyor. Diğer bir testte de abur cubur yiyecekler verilen farelerin ayakları arasında ışık yakarak acı hissetmelerini sağlayan bilim adamları, normal farelerin ışık yanar yanmaz bu gıdaları yemeyi bırakarak kaçtıklarını, obez farelerin ise acıya rağmen yemeye devam ettiğini gördü.

Bilim adamları, araştırmanın, bu tür çok kalorili gıdalar tüketme alışkanlığından kurtulmanın bağımlılık yapan maddelerden kurtulmak gibi zor olduğunu gösterdiğine işaret etti.
ABD'nin Florida eyaletindeki Scripps Araştırma Enstitüsünde görev yapan bilim adamları, fareler üzerinde yaptıkları testlerde, hamburger, kızarmış patates ve kek gibi çok kalorili abur cubur yiyeceklerin de uyuşturucu kadar bağımlılık yaptığını ortaya koydu.

Fareleri üç gruba ayıran bilim adamları, ilk gruptaki hayvanları sağlıklı gıdalarla beslerken, ikinci gruba sınırlı miktarda abur cubur yiyecek, son gruba ise sınırsız miktarda peynirli kek ile jambon gibi et ürünleri ve çikolatalı yiyecekler verdi.

İlk iki grupta herhangi olumsuz bir tepki hissetmeyen bilim adamları, istedikleri kadar abur cubur yiyecek tüketen farelerin hızla kilo aldıklarını gözlemledi. Son gruptaki farelerin beyin devrelerinin de sigara ve uyuşturucu bağımlılarında olduğu gibi zayıfladığı gözlemlenirken, abur cubur kesilince fareler iki hafta süresince normal gıda yemeyi reddetti.

Bu gıdalardaki yüksek tuz miktarı da bağımlılık yapıcı maddelerden biri. Tuzlu gıdada beynin ödül ve zevk merkezlerinde  opiat, dopamin ve serotonin reseptörlerini uyararak bu bağımlılığı sağlıyor.
YEME BAĞIMLILIĞININ 8 BELİRTİSİ
Yeme bağımlılığının tıbbi tanısı için yapılabilecek hiçbir kimyasal test yoktur. Diğer bağımlılık türlerinde olduğu gibi davranış değişiklikleri ve anormallikleri gözlenerek tanı konur.
Tipik olarak görülen en yaygın 8 belirtisi şunlardır:
1- Yemeğimizi daha yeni bitirmiş ve karnımızın tok olmasına rağmen bazı besin gruplarını yeme ihtiyacı hissetmemiz. Karınımız tıka basa dolu olmasına rağmen yemeklerden sonra zorla da olsa tatlı yeme isteği.
2- Sevdiğiniz bir yiyeceği yerken gereğinden çok fazla yediğinizi farketseniz bile kendinizi durduramamanız. ( Bazı gıda katkı maddeleri de bu hisse neden olabilir. Örneğin monosodyum glutamat içeren besinler )
3- Bazı yiyecekleri sık sık yemenizden dolayı suçluluk duyduğunuz halde kısa bir süre sonra tekrar yemek istemeniz.
4- Özlem duyduğunuz bir yiyeceği yerken neredeyse tıkanma noktasına kadar yemeniz.
5- Bazı yiyecekleri yemek için kafanızdan bahaneler uydurmanız. Bitter çikolata kanseri önlüyormuş bahanesiyle sık sık bitter çikolata yemeniz.
6- Bazı gıdaları daha az tüketmek veya tüketmemek için karar verseniz ve katı kurallar koysanız da bunda başarılı olamamanız.
7- Çevrenizden beslenme alışkanlıklarınızı gizleme isteği duymanız.
8- Fiziksel zararlarını bildiğiniz halde sağlıksız gıdaların tüketimini kontrol edemiyor oluşunuz.
Eğer bu maddelerden birkaçını kendinizde gözlemliyorsanız muhtemelen sizde de bazı sorunlar var demektir. Eğer 5 veya daha fazla belirti sizinle örtüşüyorsa büyük ihtimal siz de yeme bağımlısı olabilirsiniz.
ABUR CUBURDAN KURTULMAK DA ZOR
Maalesef etrafımız sağlıksız abur cuburlar ile çevrili. Hatta çoğu insan abur cubur tüketimini fazlasıyla abartıyor. Kurabiyeler, şekerlemeler, kızartmalar, cipsler, dondurmalar, krakerler, hatta şeker bombası kahveler bir şekilde sürekli gözümüzün önündeler.
Daha sağlıklı beslenmeniz gerektiğinin farkındasınız. Fakat belki de durması gerektiğini bilmesine rağmen abur cubur yemekten bir türlü kendini alamayan insanlardansınız. Peki bu mesele bağımlılığa dönüşmüş olabilir mi? Bağımlılık denildiğinde aklınıza sadece alkol ya da uyuşturucu gelmesin. Çünkü benzer şekilde insan abur cubur bağımlısı da olabilir.
Peki aradaki ince çizgiyi geçip abur cubur bağımlısı olduğunuzu nasıl anlayabilirsiniz?
1- Sabah uyanır uyanmaz canınız abur cubur istiyorsa
İnsanların canı abur cuburu genellikle öğleden sonra, sıkıldıklarında ya da yorulduklarında çeker. Eğer sizin canınız sabah uyanır uyanmaz abur cubur yemek istiyorsa, ortada bir sorun olabilir. Alkol bağımlılığına benzer şekilde, vücudunuz da harekete geçmek için ilk olarak abur cubura ihtiyaç duyabilir.
2- Haftada birkaç gün başınız ağrıyorsa
Baş ağrısı, vücudunuzda ters giden bir şeyler olduğunun sinyali olabilir. Şeker, yağ, tuz, yapay renklendiriciler ya da tatlandırıcılar içeren besinlerden aşırı miktarlarda tüketiyorsanız, vücudunuz bunlara alışır ve onlar olmadan işleyemez hale gelir. Tıpkı kafein gibi, günü tamamlayabilmek için bedeniniz abur cubura ihtiyaç duyar.
3- Aç olmasanız bile tatlı ya da tuzlu yiyesiniz geliyorsa
Abur cubur yemek, açlık konusunda baş ağrısı, uyuşukluk, stres ya da akıl bulanıklığı gibi semptomların çözümünden çok daha ötesini kapsayabilir. Eğer sorunlarınızın çözümünü abur cuburda arıyor ve bu besinleri tükettikten sonra geçici de olsa bu sorunlarınız ortadan kalkıyorsa, bunun sorumlusu bağımlılık olabilir. Belki de sorunlarınızı abur cuburla maskelemekten vazgeçmenin vakti gelmiştir.
4- Asla küçük bir parçayla yetinmiyorsanız
Sağlıksız besinlere karşı zafiyetten çokça şikayet ederiz ve onları yemekten kendimizi alamayız. Fakat işlenmiş abur cuburlar, bizi onlara has şekerli ya da tuzlu tatlara aşermeye iter. İçerdikleri şeker, tuz, yağ, yapay tatlandırıcılar ve yapay renklendiriciler bizi hep daha fazlasını tüketmeye yönlendirir. Hal böyle olunca da küçük bir parça ile yetinmek zorlaşabilir. Eğer abur cubur bağımlısı iseniz, paketin tamamını silip süpürmeden duramazsınız.
5- Günlük kalori ihtiyacınızın yarısı abur cuburdan geliyorsa
Abur cuburlar ile sağlıklı bir ilişkiye sahip olan insanlar, onları genellikle duruma bağlı olarak ve seyrek aralıklarla tüketirler. Bazı insanlar ise abur cubur meselesini abartır ve sürekli olarak yemekten kendilerini alamazlar. Beslenme planınızı gözden geçirin: Acaba günlük kalori ihtiyacınızın yarısını abur cuburlardan alıyor olabilir misiniz? Pizzalar, kahvaltıda yenilen kurabiyeler, dondurmalar ve patates kızartmalarından bahsediyoruz…O halde, işleri değiştirme zamanın çoktan gelmiş demektir.
ABUR CUBUR BAĞIMLISINDA GÖRÜLEN BELİRTİLER NELERDİR?
Hızlı yemek yer.
Fazla şekerli içecek ve yiyecek tüketir.
Göbeklidir.
Cildinde yağlanma ve sivilcelenme vardır.
Aşırı terler.
Kontrolsüz tuz tüketir.
Anksiyeteye (kaygı bozukluğu) yatkındır.
Sindirim sistemi problemleri yaşar.
Kontrolsüz yeme atakları geçirir.
Gece yemek yer.
Gün içerisinde dikkat dağınıklığı yaşar.
ABUR CUBUR BAĞIMLILIĞININ ZARARLI ETKİLERİ
Abur cubur bağımlılığı vücudumuza hem psikolojik hem de fiziki zarar verebilir. Obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları, kanser, alzheimer, eklem rahatsızlıkları ve depresyon gibi ciddi hastalıklara sebep olabilir.
Gelecek için bazı yaygın ve tehlikeli hastalıklara karşı kendini korumaya çalışıyor olabilirsiniz, fakat abur cubur bağımlılığı şuan için sizi tehtid eden ciddi bir sorundur. Farketmeseniz veya kabul etmeseniz bile abur cubur bağımlısı olabilirsiniz.
NELERDEN KAÇINMAK GEREKİR?
Gerçek şu ki; yeme bağımlılığına karşı koyabilmemiz için en iyi çözüm tam perhizdir. Ne kadar erken kabul eder ve uygularsanız geleceğinizi o kadar garanti altına alırsınız. Zor bir çözüm yolu,ama tek çıkış noktası budur. Fast food, hazır gıda sektörü, abur cuburlar etrafımızı sarmışken ve bunlar kültürümüzün bir parçası haline gelmişken kaçınma kararı almak çok zor bir seçenektir.
Ama bazı gıdaları hayatınızdan çıkarmanın sonuçlarını içeren bir liste hazırlayabilirsiniz. Bu beslenme alışkanlıklarınızın farkına varmanızı sağlayacaktır.
ABUR CUBUR BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMANIN OLUMLU YÖNLERİ
Daha uzun süre yaşarsınız,
Kilolarınız ve vücut yapınız olması gerektiği düzeye gelir,
Daha enerjik bir bünyeye sahip olursunuz,
Her geçen gün daha iyi hissedersiniz,
Kanser, alzheimer gibi çağın hastalıklarına yakalanma olasılığınız oldukça düşer.
ABUR CUBUR BAĞIMLILIĞINDAN KURTULMANIN OLUMSUZ YÖNLERİ
Ailenizle beraber bir hamburgerciye gidip ekstra köfteli ve patates kızartmalı bir menü yemeyi unutmanız gerekir
Abur cuburla geçiştirdiğiniz öğünlerin yerine sağlıklı yiyecekler hazırlamak ilk başta size biraz zor gelebilir
Beslenme alışkanlığınızı değiştirmek ve sağlıklı hayata geçişi kolaylaştırmak için de yapabileceğiniz bazı pratik davranış değişiklikleri vardır:
Öncelikle bilinçli olarak yemeyi tercih etmediğiniz, ancak yemeden duramadığınız çikolata, cips, tatlılar, pizza vs.. tüm abur cuburlara karşı duyduğunuz yeme isteğinin bir çeşit bağımlılık olduğunu kabul ederek, kendinizi suçlamaktan vazgeçin.  Bir kez bunu kabul ettiğinizde ve yemeyi kestiğinizde ya da önemli oranda azalttığınızda, bu ürünleri yemeyi eskisi kadar arzulamadığınızı fark edeceksiniz. Bu nedenle şu anda size imkansızmış gibi görünen çikolatadan vazgeçmek, tüketmeyi kestikten 1 ay sonra, eskisi gibi size cazip gelmeyecektir. Fakat bunu başarabilmeniz için öncelikle çok kararlı ve istekli olmalısınız. Aksi takdirde kendinize kısıtlama koyduğunuz anda daha çok çikolata, abur cubur vs.. tüketme isteği duyabilirsiniz.

Gıda bağımlılığının önüne geçmek ve sağlığınızı korumak için uzmanların önerisine kulak verin ve günlük tükettiğiniz besinlerin en az %90’ının tam doğal besinler (işlenmemiş sebze, meyve, et vs.. gibi) olmasına, en fazla %10’unun işlenmiş besinler olmasına (kahvaltılık gevrekler, kurabiye, bisküvi vs..) dikkat ediniz. Unutmayın ki işlenmiş gıdaları sürekli tüketmeniz sonucu, obeziteden diyabete kadar pek çok hastalığın altında yatan "insülin direnci” geliştirme riskiniz artacaktır.

– Tetikleyici Gıdalar: Yeme isteği uyandıran, ambalajları albenili gıdalardan uzak durmak ve bu gıdaların satıldığı reyonlarda fazla vakit geçirmemek gerekir.
– Fast Food Restoranları : Fast food restoranlarının yakınından bile geçmemek hayatınız için yapabileceğiniz en önemli davranıştır. Bu restoranlar sizde yemek pişirme isteğini yok eder ve hazır tüketimin kolaylığını ön plana çıkararak hem cebinizden paranızı, hem de vücudunuzdan sağlığınızı çalarlar.
– Ne Yiyeceğinizi İyi Düşünün : Alışverişe çıkarken elinizde bir liste bulundurun ve sadece ihtiyacınız olan besin maddelerini satın alın. Meyve alırken yanında dondurma ne iyi gider tarzı düşünceleri engellemek için bu iyi fikirdir. Bunun yanında tuzlu gıda seçimi dürtü, özlem, açlık ve opiat yoksunluk belirtilerini baskılayabiliyor.
Abur Cubur Bağımlılığı Savaşında Elinizdeki Silahlarınız:
Motivasyon: Öncelikle her şeyin beyinde başlayıp beyinde bittiğini unutmayın! Eğer kilo vermek, sağlıklı bir vücut ve yaşama kavuşmak istiyorsanız, amacınıza konsantre olun. Bağımlılığınızdan kurtulduğunuzda, fit ve sağlıklı bir bedene kavuştuğunuzda alacağınız uzun süreli haz ve kendine güven duygusunu düşleyin!
Egzersiz: Belki yediğiniz sahte mutluluk verici ve bağımlılık yapan gıdalar sizin kısa bir süre iyi hissetmenize neden olabilir. Ancak bunun yanında geliştirdiği bağımlılık hissiyle yedikçe yeme iştahı oluşturacak ve sağlığınızı bozacaktırlar. Bunun yerine yürüyüş, aerobik, yoga, pilates vs.. gibi sporla yönelebilirsiniz. Bildiğiniz gibi spor sonrası vücudunuzda mutluluk verici hormonların üretimi artacak ve kendinizi çok daha mutlu hissedeceksiniz. Meditasyon çalışmaları da bu konuda size oldukça yardımcı olabilir.
Organik Kahve: Kahvede bulunan "kafestrol” gibi maddeler, beynin haz merkezindeki opioid reseptörlerine bağlanarak bu reseptörleri bir dereceye kadar bloke eder ve bu sayede bağımlılık çemberini kırmanızda size yardımcı olabilir.

MUTSUZLUK VE ÖFKE KİŞİYİ YİYECEĞE YÖNLENDİRİYOR
Abur cubur, fast food ‘yemeği sonlandırma’ duygusunu azaltıyor. İnsanın yedikçe yiyesi geliyor. Uzmanlar buna ‘Duygusal yeme’ diyor. Duygu durum değişiklikleri nedeniyle yeme davranışı klinikte çok sıklıkla karşılaşılan vakalardır. Temelinde genellikle mutsuzluk, yalnızlık, öfke, endişe gibi olumsuz duygularla baş etme amacıyla yiyeceğe yönelme ve o duygunun oluşturduğu olumsuz etkiden kurtulma isteği vardır.
ARTIK BİRŞEYLER YAPIN
Abur cubur bağımlılığı kendiliğinden çözülecek bir sorun değildir. Genellikle sağlıksız hazır gıda tüketimiyle başlayan ve durdurulamayan bir davranış problemidir. Ve zamanla daha kötüye doğru ilerleyen bir rahatsızlıktır.
Şimdi buzdolabınızı açın ve içinde neler olduğuna bir göz gezdirin. Geçtiğimiz hafta içinde dışarıda neler yediğinizi, evde neler atıştırdığınızı tekrar düşünün. En son market alışverişinizde abur cubur reyonundan neler aldığınızı tekrar kontrol edin.