Çatışma, kavga etmek değildir, eleştirmek, dışlamak, şiddet uygulamak değildir. Hakaret etmek, vurup kırmak, taciz etmek, bağırıp çağırmak deği

Çatışma, kavga etmek değildir, eleştirmek, dışlamak, şiddet uygulamak değildir. Hakaret etmek, vurup kırmak, taciz etmek, bağırıp çağırmak değildir. Çatışma demek; farklılıkların, rahatsızlıkların, yerine getirilmeyen isteklerin, beklentilerin ve ihtiyaçların uygun bir dil ile uygun zamanda  dile getirilmesidir. Uygun Dil; “Sen dili” dediğimiz sonu “n” ile biten cümleler değil, “Ben dili” dediğimiz sonu “m” ile biten cümlelerdir. Sen dili eleştireldir, Ben dilin de duygu, düşünce ve hissettiklerimiz dile gelir.   Kim olursa olsun iletişim içinde bulunduklarımızın kimliğini, kişiliğini, inancını yeteneğini değil sadece davranışları ile ilgili duygu düşünce ve hislerimizi dile getirebiliriz. Ör: “Hatalısın”, “yanlış düşünüyorsun”, “bu işi beceremeyeceksin”, “sen zaten adam olmazsın”…vb değil, “doğru davranmadığını düşünüyorum” “… da kötü hissediyorum”, “ikna olmuş değilim” gibi konuşabiliriz.
ABD de en mutlu ve en mutsuz çiftlerle ilgili yapılan araştırmalar göstermiştir ki; en mutlu olanlar, çatışmayı becerenler iken, mutlu olamayanlar ise  "mış" gibi yaşayanlar, sorun yaratabilecek tüm konuları hep hasıraltına itenler, biriktirenler. Yapılması gereken ise korkusuz bir şekilde anlaşılmayanların, yanlış anlaşılanların, sıkıntı yaratanların, üzenlerin, bozanların, karşılanmayan beklentilerin, isteklerin, ihtiyaçların, korkusuzca dile getirilmesidir. En önemli konu çatışma anında kullanacağımız sağlıklı iletişimdir. Farklılıkların hoşa gitmeyenlerin rahatsızlık verenlerin dile gelmesi anında saygılı olabilmeyi devam ettirmek önemli.
Erkek ve kadın birbirlerini sevmekte, saygı göstermekte ve güvenmekteler.
En önemli bu  üç kavram; sevgi saygı ve güven çok çok önemli olduğu halde "mutlu birliktelik" için  garanti değildir. Hatta kadın ve erkek bu üç faktöre ilave olarak kişilik uyumunu da yakalamış olsalardı yine de çatışma hiç eksik olmayacaktır.
Başlıca Çatışma Nedenlerine Göz Atacak Olursak;
1.Neden; Kadın ve erkek biyolojik, psikolojik ve sosyal yönden farklıdırlar.  
Kadın-Erkek farklılıkları
* Kadın romantizm, erkek erotizm odaklıdır.
* Kadınlar günde 24 bin civarı kelime konuşurken, erkeğin konuştuğu kelime sayısı 13 bin civarında. Daha doğuştan kız çocukları daha erken ve akıcı konuşabilir. Erkek çocuğunun konuşması gecikebilir daha az konuşuyor.
*Kadınlar sürece odaklı, erkek sonuca
*Kadınlar öfkelendikleri zaman; Dua ediyorlar, sohbet ediyorlar, yürüyüş yapıp müzik dinlerken, erkekler ise öfkelendikleri zaman saldırgan olabiliyorlar, egzersiz yapıyorlar, alkole ve maddeye yönelebiliyorlar
*Erkeklerin ve kadınların evlilik konusunda karar öncesi beklentileri oldukça farklıdır.
*Kadın genellikle “Çocuklarım olsun, evim olsun yuvam olsun vb tarzı beklentileri var. Kadınlar annelik duyguları ve romantizm duygusallık daha ön plandadır. Kadınların estetik algılama kapasiteleri daha güçlüdür. Onun için alışverişte zamanı daha fazla geçiriyor. Kadının estetiği algılayan hayalci,  tasarımcı, keşfeden fark eden, farklılıkları hisseden görebilen yapısı onun genetiğinde var.
*Erkeğin dış beklentilere odaklanan düşünce yapısı onun beklentileri üzerinde bakış açısını kadından daha farklı kılar. Erkek varlıklı olmak, statü sahibi olmak, güç sahibi olmak ister. Erkek dış gerçeklilerle daha çok ilgilidir. O ayrıntıları gözden kaçırabilir eyleme ve sonuca ulaşmaya odaklıdır.
*Kadının derdi çözüm de değil paylaşmakta... Dinlenilmediğini lafının kesildiğini gören kadın bir daha derdimi anlatmayacağım sana” derken ,erkek ”iyi edersin” diyebiliyor.
*Fiziksel acılara kadın erkeğe göre 7 misli daha dayanıklıdır.
*Kadın duymaya, erkek görmeye eğilimli.
*Eş seçiminde kadın güçlü statü ve mevki sahibi zengin erkekleri tercih edebilirken, erkek ise daha güzel çekici ve sağlıklı kadınları tercih ettiği gözlenir.  Türün devamı bunu gerektirir çünkü, “sağlıklı kadın” sağlıklı çocuk, “güçlü erkek” çocuğun geleceğini garantileme isteğidir.
2. Neden; Çoğunlukla evliliklerde gözlenen çocuğun dünyaya gelmesidir. Annenin uzunca süren lohusalık döneminde salgılanan annelik hormonları kadında ruhsal duygusal değişimler meydana getirir. Anne ilgisinin çocuğa yönelmesinin nedenlerini anlayamayan erkek durumu kendi üzerine alınabilir.  Kadının hamilelik dönemi erkeğinde ilgi alanlarının dışarıya kaymasına işine daha çok  yoğunlaşmasına neden olabilmektedir. En çok aldatmaların bu dönemlerde meydana geldiği gözlenir.
 3. Neden; Kadın veya erkeğin kendi anne babalarının her konuya müdahil olmaları, evlendikten sonra da devam eden anneye babaya olan marazi bağımlılıktır. Birbirinize daha çok yakınlaşmanız daha iyi anlamanız için araya anne, baba dahil hiç kimse girmemeli. Anne, baba eşlerin aralarında değil onların arkasında her an onlara destek olabilecekleri bir konumda durmalılar.
 4.Neden; "farkındalık " dediğimiz eşlerin birbirleriyle ve kendileriyle ilgili duygu ve düşünce eksiklikleri, Yani "Ben kimim" "nelerden hoşlanıyorum" beklentilerim, isteklerim ve ihtiyaçlarım nelerdir? Eşimim beklenti, istek ve ihtiyaçları nelerdir. Benim ve eşimin güçlü yönleri ve zayıf yönleri nelerdir o ve ben nasıl bir kişilik yapısına sahibiz vb.