Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan, Bezmialem Vakıf Üniversitesi Fitoterapi Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezinin, dünyada 100 milyar dolara yaklaşan bitkisel ilaç pazarına yeni adımlar atabilmek için girişimcileri cesaretlendireceğini belirterek, "İnsanlar bitkisel tedavileri kullanırken güven duyabilecekleri adreslere kavuşacak" dedi.

Erdoğan, İstanbul'da Bezmialem Vakıf Üniversitesi bünyesinde bitkilerle tedavi alanında bilimsel çalışmalar yapmak üzere kurulan Fitoterapi Eğitim Araştırma ve Uygulama Merkezinin açılışını yaptı.

Açılışta konuşan Erdoğan, sözlerine, terör karşısında vatan savunması yaparken şehit olanların acısının yüreklerde olduğunu söyleyerek başladı.

Erdoğan, terörün her türlüsünü lanetlediğini belirterek, şehitlere Allah'tan rahmet, ailelerine, geride kalan annelerine, eşlerine ve masum yavrularına sabır niyaz ettiğini kaydetti.

Barış iklimini tatmışken, tüm vatandaşlar huzur içinde, hep bir arada yaşamanın zeminini inşa etmişken, terörü kendine yol olarak seçen zihniyeti lanetlediğini vurgulayan Erdoğan, "Allah birlik ve beraberliğimizin yeniden tesisinde bizlere yardımcı olsun. Barış ve huzuru üzerimizden hiç eksik etmesin. İnanıyorum ki bu barış ikliminin yeniden tesisine ve Türkiye'nin 2023'e uzanan milli hedeflerinin gerçekleşmesine bu ülkeyi seven herkes katkıda bulunacaktır" diye konuştu.

Erdoğan, medeniyetin önemli duraklarından biri olan, eski adıyla Bezmialem Vakıf Gureba-i Müslimin Hastanesinde bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade ederek, başta Bezmialem Valide Sultan olmak üzere, fakirlere ve gariplere adanan bu hayır kurumuna emeği geçen herkesi rahmetle ve hayırla andığını dile getirdi.

Burada, atılan güzel adımların da gelecekte hayırla anılmaya vesile olacağına işaret eden Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Açılışını yaptığımız fitoterapi merkezi, tüm insanlığa ve ülkemize hayırlar, maddi ve manevi şifalar getirsin. Vakıf ruhunun güzellikleri, burada sizlerin sayesinde kök vermeye devam etsin inşallah. Türkiye'de bitkilerle tedavi konusunda bilimsel çalışmalar yapan bir kurumun temellerinin atılmış olması, coğrafyamız adına umut verici. Anadolu, insanlığın ikinci kez dirilişini temsil eden Nuh'un gemisi gibi nice çeşitlilik barındırıyor. Ülkemizin bitki zenginliği, diğer coğrafyaları kıskandıracak boyutta. Avrupa'da 13 bin bitki çeşidi varken, sadece ülkemizde 12 bin çeşit bitki olup, bunun 3 bin 600'ü yalnızca bu topraklarda yetişiyor. Fakat ne yazık ki bu milli serveti yeterince iyi değerlendirebildiğimizi söyleyemeyiz. Avrupalılar cüzi bedellerle bizden aldıkları bitkisel hammaddeyi, pahalı ilaçlar olarak dünyaya pazarlıyorlar. Çünkü Batı, bu şifa kaynağını çoktan keşfetti. Bilimsel metotlarla harmanlayarak, modern tıbba kazandırdı."

"Almanya’da bitkilerle tedavi, genel tıbbi tedavilerin yüzde 60’ını oluşturuyor"

Erdoğan, Almanya’da bitkilerle tedavinin, genel tıbbi tedavilerin yüzde 60'ını oluşturduğunu bu oranın Japonya’da ise yüzde 70'leri bulduğunu ifade etti.

Hem milli sermayeye sahip çıkması hem de kökleri medeniyete uzanan bu şifa kaynağının bugüne taşınması gerektiğini anlatan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Çok şükür bu alanda bazı önemli adımlar attık. Teşviklerimizle dört yıl önce Sağlık Bakanlığımız bünyesinde, fitoterapinin de alt birim olduğu Geleneksel Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı kuruldu. Bu kapsamda tıp doktorlarına ve eczacılara, fitoterapi konusunda eğitimler veriliyor. Fakat burada altını çizmek istediğim önemli bir konu var. Bitkilerle tedavi, eczacılık fakültelerinde ders olarak okutulsa da bazı istisnalar dışında tıp fakültelerinde okutulmuyor. Bu da doktorların bu alana mesafeli yaklaşmasına neden oluyor. Oysa Mezopotamya'dan Mısır'a, Hitit'ten Antik Yunan'a, tabiat her zaman şifa kaynağı oldu."

Emine Erdoğan, Hipokrat’tan İbni Sina’ya tıp alimlerinin, kitaplarının bir bölümünü bu konuya ayırdığını hatırlatarak, insanlığın birikiminde bu derece yeri olan, ama bilimsel metotlarla harmanlanmayı bekleyen bu bilginin suistimallerinin söz konusu olduğunu da ifade etti.

Bitkilerle tedavinin, onu yalan yanlış kullananların elinde, şifa vesilesi olmaktan çıktığına vurgu yapan Emine Erdoğan, şunları kaydetti:

"Aksine başka sorunlara yol açıyor. Bilinçsiz üreticiler, hastaların çaresizliklerini kötüye kullanıyorlar. Oysa bu konuda bilinç ihtiyacı, çiftçimizden, şifa arayan vatandaşımıza kadar uzanıyor. Zira şifa, bitkilerin doğru şekilde toplanıp, usulüne uygun kurutulup, doğallığı korunarak doğru dozda kullanılmasına bağlı. Nasıl ki modern tıpta bir ilacın tıbba kazandırılması yılları alan keşif, inceleme, onay gibi uzun süreçler gerektiriyorsa bitkisel tedavi de benzer bir süreci ve disiplinlerarası çalışmaları gerektiriyor. İdeal olan ise tıbbibitkisel ürünlerin fitoterapi eğitimi almış hekimlerce önerilmesi icap ediyor. Açılışını yaptığımız fitoterapi merkezinin, bu anlamda önemli bir referans merkezi olacağını düşünüyorum."

İbn Baytar'ın eserinin, Türkçe’ye kazandırılması için çalışma himaye edeceğim"

Erdoğan, Bezmialem Üniversitesinin, bu girişimiyle alandaki gayretini tescillediğine işaret ederek, böyle çabaların sayısının artmasını dilediğini söyledi.

Tıp fakülteleri bünyesinde, bundan sonra sahanın ihtiyaçlarını karşılayacak eğitim programlarının geliştirileceğini umduğunu anlatan Erdoğan, çeşitli master programlarının açılması, bu konuya dair el yazmalarının ve bilimsel eserlerin Türkçeye kazandırılması gerektiğine inandığını dile getirdi.

Emine Erdoğan, bu konuda çalışan tüm bilim insanlarına ithafen alana bir katkı sunmayı arzuladığını belirterek, şöyle konuştu:

"13'üncü yüzyılda yaşamış, botaniğin babası kabul edilen, Ortaçağ'ın tıp, eczacılık ve botanik bilgini İbn Baytar'ın, 'bitkilerle tedavi' alanındaki meşhur eserinin, Türkçeye kazandırılması için bir çalışma himaye edeceğim. Buradaki uzmanların çok iyi bildiği üzere, İbn Baytar, İslam dünyasında botanik ve eczacılığa ilişkin bilgilerin sistemleştirilmesiyle öne çıkan çok önemli bir bilimadamı. Eseri 'Kitab-ül Cami fil-Edviyet-ül Müfrede', kısaca 'Müfredat-ı İbn Baytar' ise Osmanlı döneminde yapılan çalışmalara da kaynaklık etmiş, çok mühim bir klasik eser. Fakat ne yazık ki şimdiye kadar kısa bölümler dışında, bir bütün olarak dilimize çevrilmemiş. Onu bizden çok önce batılılar keşfetmiş. 1840 yılında Alman bir botanikçi, bu önemli eseri titiz bilimsel eklemelerle genişleterek, Arapçadan Almancaya tercüme etmiş. Geçmişte bu kitap Almanya'daki tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulmuş. İslam ortaçağının yıldız ismi İbn Baytar'ın bu klasik eserini, 1840'larda yapılmış bilimsel ilavelerle birlikte, Almancadan Türkçeye çevirmek üzere, inşallah himayemde bir çalışma başlatılacak ve ilim dünyasına sunulacak."

Erdoğan, Müslüman için ilmin, yitik bir mal gibi olduğunu ve onu nerede bulursa aldığını ifade ederek, "İnsanlığın birikimini bir bütün olarak kabul edip, bir yanda ihmal edilmiş bir çalışmayı gerçekleştirecek, bir yandan da Alman botanikçinin katkılarını da dilimize kazandırmış olacağız. Ben bu adımın Türkçeye kazandırılmayı bekleyen diğer eserler için de bir vesile olacağını düşünüyorum. Zengin bir Türkçe fitoterapi külliyatının oluşmasını gönülden istiyorum" dedi.

Bitkilerle tedavi konusunda her alanda yapılacak çok çalışma olduğunu vurgulayan Erdoğan, Bezmialem Üniversitesinin bu girişiminin, dünyada neredeyse 100 milyar dolara yaklaşan bitkiselilaç pazarına yeni adımlar atabilmek için girişimcileri de cesaretlendireceğini ve insanların bitkisel tedavileri kullanırken güven duyabilecekleri adreslere kavuşacağını söyledi.

Dünya nüfusunun yüzde 60'ı sentetik ilaçları hiç kullanmıyor"

Erdoğan, Dünya Sağlık Örgütünün raporlarına göre dünya nüfusunun dörtte üçünün, kendi geleneksel kültüründeki bitkisel ilaçları kullandığına işaret ederek, yüzde 60'ının sentetik ilaçları hiç kullanmadığını, çevreyi kimyasalların sardığı bir dünyada, beden emanetine sahip çıkılması gerektiğini vurguladı.

Vücudun doğal dengesini bozmadan hastalıklardan korunmak ve gerektiğinde tedavi olmak üzere tabiatın şifa kaynaklarına yönelmenin de önemine değinen Erdoğan, "Ben bu şifa kaynaklarını kullanma konusunda bugünü, ülkemiz için bir milat kabul ediyorum. İnşallah bu merkezde çok önemli çalışmalar yapılacak ve bizler bundan sonra bitkisel tedavilere gönül rahatlığı ile başvurabileceğiz" diye konuştu.

Fitoterapi Merkezinin açılış programına Bezmialem Vakıf Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Rümeysa Kazancıoğlu, Mütevelli Heyeti Başkanı Ahmet Akça, tıp ve eczacılık fakülteleri dekanlarının yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.

Açılış töreninden sonra Erdoğan, Fitoterapi Merkezinin kurucu müdürü Prof. Dr. Murat Kartal'ın rehberliğinde merkezi ziyaret etti ve yapılması planlanan çalışmalar hakkında bilgi aldı.

Bitkilerle tedavi

Türkiye'nin YÖK onaylı ilk fitoterapi merkezi olan Bezmialem Fitoterapi Eğitim Araştırma Uygulama Merkezi, Türkiye'de tıbbi amaçla kullanılan 500 bitkiyi ilaç, kozmetik ve gıda sanayisine kazandırmayı hedefliyor. Etimolojik olarak bitki anlamına gelen "fito" ile tedavi anlamına gelen "terapi" kelimelerinin bir araya gelmesiyle oluşan fitoterapi, bitkilerle tedaviyi öngörüyor.