Şimdi ne aklında kalacak, nede yüreğinde. Ne sesi kalacak kulağın da nede bitmeyecek zannettiğin sevgin. Tek başına olduğunda dünya öyle kalaba

Şimdi ne aklında kalacak, nede yüreğinde. Ne sesi kalacak kulağın da nede bitmeyecek zannettiğin sevgin.
Tek başına olduğunda dünya öyle kalabalık geldiki sana, aynı aşkın karanlığın da onunla yalnızlığı seçtin sen. Oysa ki aşk’a sağırdın, ne içinden gelen ses, nede gören gözlerin tanıdı aşk’ı, hep duyarsız ve umursamazdın, kendine aşkta inanmazken aşk buldu seni sonunda… Evet, yanlış insanı doğru sevdin belki, bedelsiz ve hesapsızca sevmenin, ne kadar can yaktığını, nefessiz bıraktığını anladın, yaşadın ve yaşattın içinde. Şimdi sıra acılara geldi, severken vazgeçmenin kor halini yüreğinde hissedeceksin, için yanacak ama alışacaksın… İsmi ile imza attığın yüreğin öyle acıyacak ki, içindeki öfke büyüdükce sen azalacaksın. Sabahlar gecikecek sana, bitmek bilmeyen geceler, doğmayan güneş, göz yaşlarında buluşacak, ağlayacak ve anlatacaksın kendine.
Anlatamadıkların göz yaşı olacak damla damla ve kendine sığınacaksın. Bir süre korkacaksın kalbine esir kalmaktan ve aşk denince susacaksın. Yaşadığın aşk çaresizliğin olacak, boğacak seni ve karanlıklar artacak yüreğinde.
Yazarak bitiremediklerini, bitirerek yazmaya başlayacaksın artık. Hergün yeniden çaresizliğin gelecek aklına, kelimeler boğazında düğümlenecek ve yine ağlayacaksın. 
Dilinle söyleyemediklerini gözyaşların konuşturacak ve hayata susacaksın. Günler böyle geçecek, yüreğindeki sızı büyüyecek ama alışacaksın… Artık kararmayacak gecelerin, sabahlar gecikmeyecek sana. Hiç yaşamadığın bir yüreğin karanlığında siyaha boyanmış acıların silinecek ve aşkından vazgeçip, “bir vedaya bile değmezmiş’’ diyeceksin.