ANKARA (ANKA)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, yurt genelindeki Kobani eylemlerinin istihbaratın zayıf olması nedeniyle yaşandığını belirterek, “Türkiye kan gölüne dönüyor ve hükümet ne yapacağını bilmiyor. Ama bir şeyi biliyor, hemen koşa kaşa İmralı’ya gittiler. Apo’ya gittiler, ‘olaylar boyumuzu aştı’ dediler, ‘ne olursun bizi bundan kurtar’ dediler. Gerekli bağlantılar kuruldu, Abdullah Öcalan talimatı verdi, olaylar olduğu gibi kesildi, hangi hükümet, hangi devlet?” diye konuştu.
CHP lideri Kılıçdaroğlu, CNN Turk’te yayımlanan bir televizyon programına katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Kobani eylemlerinin ardından yapılacak yasal düzenlemeleri değerlendiren Kılıçdaroğlu, demokrasiyi getirmenin de korumanın da zor olduğunu belirtti. Demokrasinin, eğitimin yüksek olduğu yerlerde sağlıklı bir şekilde çalışacağını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Ama bizim gibi ülkelerde demokrasiyi her an kaybedebilirsiniz. Şimdi getirilen düzenleme, büyük ölçüde Kenan Evren’in 12 Eylül’de getirdiği düzenlemelerle üç aşağı beş yukarı aynı. Hatta milli güvenlik, devletin güvenliği gibi pek çok alan da katalog suçları da bu çerçevede artırıyorlar” dedi.
-“OLAYLARIN NEDENİ İSTİHBARAT SORUNU”-
Gösteri yürüyüşlerine hiçbir zaman karşı çıkmadıklarını belirten Kılıçdaroğlu, bunun da Anayasa ile güvence altına alındığını belirtti. Hükümetin getirdiği yasal düzenlemelerin zaten var olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, “Yani siz gidip bir dükkanı yağmaladığınız zaman bu yasa çıkmasaydı bu yasal mı olacaktı? Hayır yine yasa dışı. ‘Ben elimi güçlendireceğim, daha güçlü hale getireceğim’ diyor. ‘Makul şüpheyi, sadece bir şüphe, bir kanaat varsa ben seni tutuklayacağım’ diyor. Bunun ölçüsü yoktur. Burada yapılaması gereken; AB standartlarına hiçbir zaman karşı çıkmayız. Ama hangi standarda, nasıl? Almanya örneğini veriyorlar, getirsinler Almanya’daki bütün yasaları aynen biz de uygulayalım. İçinden cımbızla seçip, ‘Şu bizim işimize yarar, şu yaramaz’ derseniz bu olmaz. Buradaki zafiyet şu, devlet dediğiniz kurumun yasaları vardır, yasaları uygulamak için kuralları vardır. Uyulup uyulmadığını devletin istihbarat örgütü vardır ve önceden haber alır ve ilgili kurumlara anlatır. Böyle büyük bir olayın olduğu zamanda eğer sizin istihbaratınız zayıf ve siz unu önceden bilmiyor ve gerekli önlemleri önceden alamıyorsanız siz devlet olarak bu yasayı çıkarsanız ne olur, çıkarmasanız ne olur?” diye konuştu.
-“YA GEÇMİŞTE YAPTIĞINIZ YANLIŞTI, YA ŞİMDİ YAPTIĞINIZ YANLIŞ”-
İstihbaratın güçlü olması halinde bu olayların çoğunun önlenebileceğini belirten Kılıçdaroğlu, “Türkiye kan gölüne dönüyor ve hükümet ne yapacağını bilmiyor. Ama bir şeyi biliyor hemen koşa kaşa İmralı’ya gittiler. Apo’ya gittiler, ‘olaylar boyumuzu aştı’ dediler, ‘ne olursun bizi bundan kurtar’ dediler. Gerekli bağlantılar kuruldu, Abdullah Öcalan talimatı verdi, olaylar olduğu gibi kesildi, hangi hükümet, hangi devlet?” diye konuştu.
Olayların bu bağlamda geliştiğini belirten ve kendilerinin halkı sükunete davet ettiklerini belirten Kılıçdaroğlu, İçişleri Bakanı Efkan Ala’nın “Şiddet misliyle karşılık bulacaktır” sözlerini eleştirdi. Demokrasilerde böyle söylemlerin olamayacağını kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hem Almanya’dan yasa alacaksın, ‘şiddet misliyle karşılık bulacaktır’ diyen bir Avrupalı siyasetçi bulabilir misiniz? Yok öyle bir şey, hukuk içinde kalarak insanlara alacaksınız yargılayacaksınız. Yetersizlikler, olabilir eksiklikler olabilir ama eksikliği devlet eksikliği ilk önce kendinde bulacak, bakacak” şeklinde konuştu.
Yasal düzenlemelerin yeterli olduğunu ve yeni düzenlemelere ihtiyaç olmadığını vurgulayan Kılıçdaroğlu, “Bu düzenlemeler, geçmişte var olup sonra bu iktidarın değiştirdiği, fakat bu olaylardan sonra tekrar geriye dönüp eski hükümleri getirdiği düzenlemeler. Ya geçmişte yaptığınız yanlıştı, ya şimdi yaptığınız yanlış. O zaman nasıl yapıyorsunuz, siz nasıl hükümetsiniz. Yapboz gibi” ifadelerini kullandı.
-“DEVLETİN ELİ KOLU BAĞLI, ŞİMDİ GÖZDAĞI VERMEK İSTİYOR”-
Hükümet etmeyi bilmekle her sorunun aşılabileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Hükümet etmeyi bilmez, devleti sağlıklı yönetmezseniz istediğiniz yasayı çıkarın...” diye konuştu.
İngiltere’de yazılı kuralların olmadığını, polisin silah bile taşımadığını belirten Kılıçdaroğlu o ülkede de sorunlar çıkmasına rağmen güçlü istihbarat sayesinde olaylara öncesinde müdahale edildiğini söyledi. “Burada olaylar oluyor önlem alan yok” diyen Kılıçdaroğlu, hükümetin insanları biraz daha sıkarak, demokrasiyi dar alanlara hapsederek bu olaylarla mücadele etmeye çalıştığını söyledi.
Toplumsal olayların şiddete dönüşmesi halinde gereğinin yapılması gerektiğini ve bunun suç olduğunun altını çizen Kılıçdaroğlu “Ama yakalayamıyorsunuz. Sorunda orada zaten. Şimdi hem onu yakalamıyorsunuz, hem ‘suçu ağırlaştıracağım’ ilk önce yakalayın. Önce bir yargıya çıkarın, bakalım orada yeteri kadar ceza alıyor mu almıyor mu, ondan sonra gereğini yapın. Yüzü kapalı, yüzü peçeli sokaklarda gezen, sokaklarda eylemler yapan, yol kontrolü yapan bunlar yasal mıydı? Peki kim önleyecek bunu, hükümet önleyecek” dedi.
Sokakta gayri meşru bir şekilde kimlik kontrolü yapanlara polisin müdahale edebileceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Devletin eli kolu bağlı, şimdi gözdağı vermek istiyor. ‘Bak ben bu düzenlemeleri yapıyorum…’ Ama bu yasal düzenlemelerle şiddet önlenmez. Sen devlet olarak gereğini zamanında yapacaksın” değerlendirmesinde bulundu.
-“HÜKÜMET TASARIYLA BAYPAS EDİLMİŞTİR”-
Sokak olaylarıyla mücadeleye ilişkin yapılması planlanan yasal düzenlemeyle ilgili açıklamayı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, bu düzenlemenin altında bakanların imzasının olmadığını, Bakanlar Kurulu’ndan geçmediğini söyledi. Davutoğlu’nun bunun farkında olup olmadığını sorgulayan ve Davutoğlu’nun “Bir dakika Sayın Cumhurbaşkanı ben başbakanım böyle bir yasal düzenleme yapılacaksa ben bu düzenlemeyi önce Adalet Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu’nda görüşeceğim, belki bir bakanın farklı bir görüşü var. Biz imzalarız ve TBMM’ye kanun tasarısı olarak sevk ederiz” demesi gerektiğini belirten Kılıçdaroğlu, “Dolayısıyla bu hükümetin tasarısı değil. Bir grup AKP milletvekilinin verdiği kanun teklifi. Hükümet baypas edilmiştir” diye konuştu.
“KOŞA KOŞA GİTTİLER İMRALI’YA”
Eylemlerde maskenin suç sayılması hakkında da değerlendirmelerde bulunan Kılıçdaroğlu, “Oradaki sınır ne? Yüzünü örttü, peçeli bir kadın geçti ne olacak? ‘Yüzü maskeli’ diyecekler. Siz bir düzenlemeyi yaparken Bakanlar Kurulu’nda bunlar uzun uzun görüşülür tartışılır. Bir olaya özgün yasalar çıkarılmaz. Bir olaya özgü yasa çıkardığınızda farklı bir olay olduğunda onu karşılayacak hükümleri unutursunuz” diye konuştu.
Yaşanan olaylardaki istihbarat zaafı olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, “Olay o şiddeti uygulanan şiddeti hükümetin yönetme yetkisini kaybetmesini topluma daha fazla baskı getirerek, ‘ben bunu önleyeceğim’ demesidir. Göreceğiz önleyecek mi önlemeyecek mi. Koşa koşa gittiler İmralı’ya Abdullah Öcalan’la dediler ‘aman bizi kurtar, olur’ gerekli bağlantılar kuruldu. O dedi ki ‘geri çekilin’ geri çekildiler. Olay bu” diye konuştu.
“29 EKİM RESEPSİYONU ÇANKAYA’DA DA YAPILSAYDI GİTMEYECEKTİM”-
29 Ekim’de “Başkanlık Sarayı” olarak adlandırılan AK Saray’da verilecek resepsiyon için Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan davet aldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, fakat resepsiyona katılmayacağını belirtti. Resepsiyonlara çok fazla ilgi göstermediğini kaydeden Kılıçdaroğlu, “Cumhurbaşkanı ile olan ilişkilerimizi çok resmi bir tonda tutacağız. Özel bir daveti özel davete icabet etmeyeceğiz. Çankaya’da da olsa gitmeyecektik. AK Saray’ı protesto etmiyoruz. Oraya harcanan paraya yazık. Bu kadar yoksulluk varken yazık günah, kendinize saray yapıyorsunuz” dedi.
Kılıçdaroğlu, CHP olarak o binayı kullanmayacaklarını belirterek, binayı ODTÜ’ye devredeceklerini belirtti.
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “Kılıçdaroğlu beni tebrik etmedi” demesinin haklı bir eleştiri olduğunu kaydeden Kılıçdaroğlu, “Ben haklıya, ‘haklı’ haksıza da, ‘haksız’ demesini bilen birisiyim. Seçildikten sonra Davutoğlu sürekli eziliyor. Sürekli baskı altında kalıyor” dedi.

Kaynak: gercekgundem.com