Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Uluslararası Öğrenci Dernekleri Federasyonu (UDEF) ve Türkiye Gençlik Vakfının (TUGVA) Sinan Erdem Spor Salonunda düzenlediği 9. Uluslararası Öğrenci Buluşması Final Programı'nda, salonda bulunanları selamladıktan sonra, "Buradan şu, muhterem salondan Filistin'in, Gazze'nin, Kudüs'ün cesur gençlerine, Afrika'nın mazlum gençlerine, Asya'nın çalışkan gençlerine selamlarımı iletiyorum. Suriye'nin kahraman gençlerini, Mısır'ın onurlu gençlerini, Arakan'ın, Afganistan'ın, Pakistan'ın, Bangladeş'in yürekli gençlerini selamlıyorum" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, buluşmanın Türkiye'deki misafir öğrencilerin yanı sıra aynı zamanda tam 7 ülkede ve yaklaşık 50 farklı şehirde düzenlenen buluşmaların, kucaklaşmaların da son halkasını oluşturduğunu aktardı.

"Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz. Onlar diridirler ama siz bilemezsiniz" şeklindeki ayeti kerimeyi hatırlatan Erdoğan, "İşte onun için biz ne diyoruz, şehitler ölmez, vatan bölünmez. Böldürmeyeceğiz bu vatanı bu hainlere. Bu fırsatı onlara vermeyeceğiz ve zaten bu Rabiamızda ne diyoruz? Tek millet diyoruz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Romanı'yla, Boşnak'ıyla, biz bu ülkede 79 milyon, tek millet. İki, tek bayrak. Rengi şehidimizin kanı, hilal bağımsızlığımızın ifadesi, yıldız şehidimizin ta kendisi ve üç 'Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak uğrunda ölen varsa vatandır...' Şehit kanlarıyla yoğrulduğu için bu topraklar vatan oldu, bunu böyle bilmemiz gerekir." ifadelerini kullandı.
"Millet ne derse o olacak"

Egemenliğin kayıtsız, şartsız milletin olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şimdi çıkmış bir tanesi, dünyanın değişik yerlerinde, 'Başkanlık sisteminin gelmesi için kan gerekir, kan diyor. Üç unsur var. Bu üç unsurun bir tanesi mezhepçilik unsurudur, ikincisi ırkçılık unsurudur, üçüncüsü terör unsurudur. Bu zatın söylediklerinde, bu üç unsurun tamamı var. Bunlar kandan besleniyorlar. Aynen bölücü terör örgütünün uzantıları gibi. Bunlarda da o hava esmeye başladı. Herhalde oraya imrendiler. Baktılar ki bu iş, sandıkla gelmiyor. Girdiği her seçimde malum, aldığı netice ortada. Şimdi 'Acaba kanla netice alır mıyız?' diye buna bakıyor. Alamayacaksın. Bu milletin üstüne çıkamazsın. Egemenlik kayıtsız, şartsız milletindir. Millet ne derse o olacak. Gençler, şunu da unutmayın, halk ne derse o olacak, Hak ne derse o olacak."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Böldürmeyeceğiz bu vatanı. Bu hainlere, bu fırsatı onlara vermeyeceğiz ve zaten bu Rabiamız'da ne diyoruz. Tek millet diyoruz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Laz'ıyla, Çerkez'iyle, Gürcü'süyle, Romanı'yla, Boşnak'ıyla, biz bu ülkede 79 milyon, tek millet." dedi.

Erdoğan, "Van'da il başkanları toplantısında konuşan zat, şahsıma karşı yine alçakça bir ifade kullandı. Bizim kandan beslendiğimizi söylüyor. Haddini bil, haddini. Ben halkımdan besleniyorum, halkımdan. Kandan beslenen birileri varsa, 1960'ta rahmetli Menderes'in ve iki arkadaşının idamına zemin hazırlayan CHP zihniyetidir, sizsiniz." ifadesini kullandı.
"Suriye'deki kardeşlerimize kapılarımızı açmaya devam edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Ülkemizin sınır komşusu Suriye'de, 6 yıldır kardeşlerimiz acımasız ve gayrimeşru bir rejim tarafından hunharca katlediliyor. Bugüne kadar yaklaşık 600 bin masum insan varil bombalarıyla, balistik füzelerle, işkencelerle, kimyasal silahlarla öldürüldü. 13 milyon Suriyeli evinden oldu. Bunların 6 milyonu vatanını terk etti. Rejim tarafından önü açılan ve desteklenen DAİŞ, YPG, PYD gibi terör örgütleri işgal ettikleri bölgelerde etnik temizlik ve soykırım uyguladı. Tüm bunlar dünyanın gözü önünde yaşandı, yaşanıyor. Türkiye olarak biz krizin ilk günlerinden itibaren Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmadık, onlara kapılarımızı açtık, açmaya da devam edeceğiz."

"Bugün de Suriye'de, Libya'da, Yemen'de veremiyorlar" diyen Erdoğan, 1994'te Ruanda'da 800 bin insan katledilirken kılını kıpırdatmayanların, şimdi de benzer bir kayıtsızlığın içinde olduklarını belirtti.

Afrika, Asya, Orta Doğu ülkeleri için demokrasi ve özgürlük karnesi hazırlayanların kendi karnelerindeki kırıkları hiç gündeme getirmediğini dile getiren Erdoğan, şöyle konuştu:

"Terör örgütlerinin, teröristlerin eli kanlı katillerin hak ve hukuklarını savundukları kadar bunların elinde can veren maktullerin, masumların haklarını savunmadılar, savunmuyorlar. Terör örgütüne başkentini açmanın, teröristlere çadır kurdurmanın özgürlükle en ilgisi var. Eli kanlı caniler ne zamandan beri siyasi sığınmacı oldu. DAİŞ'in eylemlerine verdiğiniz tepkiyi niçin PKK, DHKPC ve YPG'nin saldırıları karşısında esirgiyorsunuz. Madem siyasi idamlara karşısınız, neden birkaç gün önce şehit edilen Motiur Rahman Nizami'nin idamına sessiz kaldınız. Avrupa'dan bir ses çıktı mı, Avrupa'dan bir haykırış çıktı mı? Hayır. Bunun adı çifte standart değil mi? Biz bunları söylediğimizde, tutarsızlıklarını, ilkesizliklerini yüzlerine vurduğumuzda beyefendiler hemen rahatsız oluyorlar. Tayyip Erdoğan hemen diktatör oluyor. Motiur Rahman'ı idam edenler diktatör olmuyor, ona seyirci kalanlar olmuyor. "
"Teröristlere çadır kurdurmanın özgürlükle ne ilgisi var"

Erdoğan, şunları kaydetti:

"Terör örgütüne başkentini açmanın, teröristlere çadır kurdurmanın özgürlükle ne ilgisi var. Eli kanlı caniler ne zamandan beri siyasi sığınmacı oldu? DAİŞ'in eylemlerine verdiğiniz tepkiyi niçin PKK, DHKP-C ve YPG'nin saldırıları karşısında esirgiyorsunuz? Madem siyasi idamlara karşısınız, neden birkaç gün önce şehit edilen Motiur Rahman Nizami'nin idamına sessiz kaldınız, Avrupa'dan bir ses çıktı mı, Avrupa'dan bir haykırış çıktı mı? Hayır. Bunun adı çifte standart değil mi? Biz bunları söylediğimizde, tutarsızlıklarını, ilkesizliklerini yüzlerine vurduğumuzda beyefendiler hemen rahatsız oluyorlar. Tayyip Erdoğan hemen diktatör oluyor. Motiur Rahman'ı idam edenler diktatör olmuyor, ona seyirci kalanlar olmuyor..."
"Onların iftiraları bizi hakkı ve hakikati haykırmaktan alıkoymaz"

Medya güçlerini, gazetelerdeki, ekranlardaki tetikçilerini kullanarak kendilerini karalamaya, itibarsızlaştırmaya çalıştıklarını dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hiç kusura bakmasınlar. Onların itibar suikastleri bizi yıldırmaz. Onların iftiraları, hakaretleri, bizi hakkı ve hakikati haykırmaktan alıkoymaz. Biz mazlumlara sahip çıkmaya, diklenmeden dik durmaya, doğruluğun, barışın tarafında durmaya devam edeceğiz. Çünkü biz kuvvetimizi medyadan, sermayeden değil, seccadelerini gözyaşlarıyla ıslatan mazlumların dualarından alıyoruz. Onların hayır duaları bizimle olduğu müddetçe, yılmadan, yorulmadan, bu kutlu yolda yürümeye, haksızlıkları dillendirmeyi de sürdürerek devam edeceğiz. Sizin gibi gönül elçilerimiz bizimle olduğu sürece, Türkiye'yi karalamaya yönelik kampanyaların hepsi de boşa çıkacak. Şairin dediği gibi biz; 'Aşinaya aşina, biganeye biganeyiz'. Aşinalık bağı kurduğumuz sizlerin şahitliğinin, onların algı operasyonlarını darmadağın edeceğine inanıyorum. Ben sizlerden sosyal, ekonomik, kültürel, siyasal her alanda algınızın açık olmasını, kendinizi geliştirmenizi, gündemi takip etmenizi istiyorum. Aklınızı ve kalbinizi asla birilerine kiraya vermeyin. Maalesef bazı tabanı ibadet, ortası ticaret, tavanı ihanet olanlar var, biliyorsunuz. Sakın onların düştüğü oyuna düşmeyin. Akıllarını kiraya verenlerle beraber sakın olmayın. Vicdanınıza, ipotek konulmasına kesinlikle müsaade etmeyin."