MÜNİH

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, DEAŞ ile mücadelede başka bir terör örgütüne bel bağlamanın yanlış olacağına işaret ederek "DEAŞ, YPG ve diğer terör örgütleri birbirlerine silah satıyor. PKK bu silahları Türkiye’deki terör saldırılarında kullanıyor. Türkiye, ABD’nin bir müttefiki ama bu mücadelede başka bir terör örgütüne niye bel bağlanıyor?" dedi.

Çavuşoğlu, Münih Güvenlik Konferansında "Eski Krizler Yeni Ortadoğu" konulu paneldeki konuşmasının ardından soruları yanıtladı.

Türkiye'nin her türlü dini ayrımcılığa ve mezhepçiliğe karşı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daha önce "Ben ne Şii'yim ne Sünni. Ben Müslümanım. Benim dinim Şiilik değil, benim dinim Sünnilik değil. Benim dinim İslam" şeklindeki açıklamalarını hatırlatarak Ortadoğu'da her türlü dini ayrımcılığa karşı olduklarını vurguladı.

İran'ın bazı eylemlerinin bölgedeki istikrarın altını kazıdığını kaydeden Çavuşoğlu, "İran, Suriye ve Irak'ı Şii yapmak istiyor." dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, İran'ın bölgenin istikrarı ve güvenliği için bu tür eylemlerini sonlandırması konusunda çağrıda bulunduklarını ifade etti.

Suriye'de terör örgütleriyle nasıl mücadele edilmesine yönelik bir soru üzerine Çavuşoğlu, bu noktada Batılı devletlerin "çifte standardına" dikkati çekti.

Terör örgütleriyle mücadele ederken başka bir terör örgütünü desteklemenin çok yanlış olacağına işaret eden Çavuşoğlu, şunları kaydetti:

"Bu, ABD'deki bir önceki yönetimin yaptığı bir yanlıştır. Onlar YPG'ye silah verdiler. PKK o silahların bazılarını aldı. DEAŞ o silahların bazılarını ele geçirdi. Bunlar silahları karşılıklı değiştiriyorlar. DEAŞ, YPG ve diğer terör örgütleri birbirlerine silah satıyor. PKK bu silahları Türkiye'deki terör saldırılarında kullanıyor. Türkiye, ABD'nin bir müttefiki ama bu mücadelede başka bir terör örgütüne niye bel bağlanıyor?"

PKK'nın Suriye'deki uzantısı YPG’nin Suriye'nin barışı ve birlikteliği için çalışmadığının altını çizen Çavuşoğlu, "YPG daha fazla toprak kazanmak istiyor. Onlar kendi değerlerini paylaşmayan herkesi, Sünnileri, Arapları şehirlerden gitmeye zorluyorlar, bu bir etnik temizliktir." ifadesini kullandı.

DEAŞ ile mücadelede, desteklenen lokal güçlerin ne yapabileceğini göstermesi açısından Fırat Kalkanı Operasyonu'nun iyi bir örnek olduğunu belirten Çavuşoğlu, El Bab'ın DEAŞ'tan geri alınmak üzere olduğu bilgisini verdi. Ardından ABD ve diğer koalisyon güçleriyle Rakka’nın da temizlenebileceğini ifade eden Çavuşoğlu, “Yerel güçleri desteklemek için bazı müttefiklerimiz özel kuvvetlerini sahaya sürebilirler.” dedi.

DEAŞ ile mücadelede ABD’den daha fazla askerini sahaya sürmesini isteyip istemediklerine yönelik bir soruya Çavuşoğlu, "ABD Genelkurmay Başkanı (Joseph) Dunford bu teknik konuları görüşmek üzere iki gün önce Türkiye’deydi. Evet, lokal güçleri desteklemesi için özel kuvvetlerini sahaya göndermesi önerisinde bulunduk." yanıtı verdi.

Konuşmasında Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta Barış, Dünyada Barış" sözlerine yer vererek "komşularla sıfır sorun" prensibinin Türkiye'nin dış politikasının en önemli unsuru olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, Türkiye'nin Suriye ve Irak'taki askeri varlığına ilişkin değerlendirmelere "Türk ordusu DEAŞ'ı yenmek için Suriye'de. Irak'ta da DEAŞ'ı yenmek üzere yerel unsurların eğitildiği iki üssümüz var." sözleriyle karşılık verdi.

ABD'de, Avrupa'da ve dünyanın birçok yerinde halkların çeşitli meydan okumalarla karşı karşıya olduğunu belirten Çavuşoğlu, "Hepimiz biliyoruz ki bu meydan okumaların en zor olanları bizim bölgemizde bulunuyor. Bugün Ortadoğu iç savaş, terör, mezhepçilik ve aşırıcılık içeren birçok güvenlik tehdidiyle karşı karşıya. Filistin-İsrail meselesi bunlardan biri. Biz, buna en iyi çözümün ise iki devletli çözüm olduğuna inanıyoruz." değerlendirmesini yaptı.

Çavuşoğlu, iki devletli çözümün, sadece İsrail ve Filistin'in değil, tüm bölgenin barış ve güvenliği açısından sorun yaratan Filistin topraklarındaki İsrail işgalinin sona ermesi bakımından çok önemli olduğunu vurguladı. Çavuşoğlu, İsrail'in attığı her yasa dışı yerleşim politikası adımının, çözüm umuduna zarar verdiğini belirtti.

Türkiye'nin İsrail ile ilişkilerinin normalleşmesinden duyulan memnuniyeti dile getiren Çavuşoğlu, "Türkiye şimdi Ortadoğu barış sürecine daha çok katkı yapma imkanı bulacaktır." diye konuştu.

Suriye krizi
Suriye'de öncelikle ateşkesin pekiştirilmesi gerektiğinin altını çizen Çavuşoğlu, Rusya ve bazen İran'ın da verdiği destekle bu konuda birçok kazanım elde edildiğini vurguladı.

Halep'ten 45 bin kişinin tahliye edildiğini belirten Çavuşoğlu, "Siyasi süreci de başlattık. Astana görüşmeleri güven inşa etmek açısından önemli bir süreçti. Ancak şimdi, Suriye için en iyi çözüm olan siyasi geçiş ve siyasi çözüme temel oluşturan Cenevre görüşmelerini devam ettirmeye ihtiyacımız var." dedi.

DEAŞ ile mücadele
"Siyasi süreç ayrıca Suriye'deki bir başka sorun olan DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle daha etkin mücadele etmek için de elzemdir." diyen Çavuşoğlu, Suriye'deki tüm terör örgütleriyle mücadele edilmesi gerektiğini dile getirdi.

Çavuşoğlu, Irak ve Suriye'de DEAŞ'ın "daha iyi bir strateji ve doğru güçlerin desteklenmesiyle" yenilgiye uğratılabileceğini ifade etti.

DEAŞ'ın ideolojisini de yok etmek için çaba gösterilmesi gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu, DEAŞ'ın İslam ile bir ilgisi bulunmadığını, İslam'ın bir barış dini olduğunu kaydetti.

Bakan Çavuşoğlu, Irak'ın DEAŞ ile mücadelesini desteklediklerini belirterek Türkiye'nin, bu noktada Iraklı yetkililerin daveti üzerine bu ülkede üssü bulunduğunu hatırlattı.

Irak hükümetinin yerel halkların endişelerini, özellikle de Maliki yönetiminde izole edilen yerel toplulukların sıkıntılarını göz önünde bulundurması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, "Eğer bunu yapmazsa teröristler Irak içinde kendilerine zemin kazanırlar." dedi.

Çavuşoğlu, PKK örneğini vererek örgütün sadece Türkiye için değil, Irak ve ülkenin kuzeyindeki bölgesel Kürt yönetimi için de tehdit oluşturduğuna dikkati çekti.

PKK'nın ve Suriye'deki bağlantılarının meşrulaştırılmaması gerektiğini ifade eden Çavuşoğlu, PYD-YPG'nin farklı bir ajandası bulunduğunu kaydetti.

Çavuşoğlu, "Bunlar Suriye'nin toprak bütünlüğü için mi çalışıyorlar? Hayır, aksine onların kendi gündemleri var. Kanton oluşturmak istiyorlar. Herhangi bir terörist devleti veya kantonu Suriye'nin kuzeyinde, Irak'ta kabul etmiyoruz." diye konuştu.

Yemen konusunda da Birleşmiş Milletler arabuluculuğunda yapılan barış görüşmelerinden istenilenin alınamadığına işaret eden Çavuşoğlu, devam eden barışçıl çözüm çabalarından ümitli olduklarını kaydetti.

"Irak hatasını Libya'da ikinci kez yaptık"
Mevlüt Çavuşoğlu, Libya konusunda ise Irak'ta yapılan hataların tekrarlandığına dikkati çekti.

Çavuşoğlu, "Irak'ta hatalar yaptık. ABD, Irak'tan ayrılırken bu hatalar yapıldı. Libya'da aynı hatayı iki kez yaptık. Önce oraya gittik. (Muammer) Kaddafi öldürülene kadar, öldürür öldürmezler biz orayı yalnız başlarına terk ettik. Daha sonra bir anlaşma imzalandı. Onları desteklemek için 20-24 ülke bir araya geldi. İmzalandıktan sonra ikince kez onları yalnız bıraktık." değerlendirmesinde bulundu.

Libya'nın bugün birçok sorunu olduğunu ve bunlardan bir tanesinin de terör olduğunu ifade eden Çavuşoğlu, "Libya halkının çıkarları için Libya'yı desteklemek durumundayız. Hepimizin desteklediği bir siyasi dokümana sahibiz. Başkanlık Konseyi de mali gereçlerine ulaştı. Daha fazla elektrik veriliyor. Türk firmaları, enerji santralleri kurmakta halka elektrik sağlamak için." dedi..

Türkiye'nin Libya'da yeniden büyükelçiliğini açtığını hatırlatan Çavuşoğlu, diğer ülkelerin bu yolu izlemesi temennisinde bulundu.