WASHINGTON - Dünya ekonomisinin en önemli aktörü sayılan ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu yılki ilk ve son faiz artışına, tıpkı 2015'teki gibi aralık ayı Federal Açık Piyasa Toplantısı'nda (FOMC) gideceğine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Büyük bir sürpriz yaşanmaması halinde yaklaşık 11 yılın ikinci faiz artırımı, 14 Aralık Çarşamba günü açıklanacak.

Fed'in 2015'teki adımlarını neredeyse birebir izleyerek piyasalara "dejavu" yaşatacak olması ise ülke ekonomisinin yılın yarısındaki zayıf performansı, hayal kırıklığı yaratan mayıs ayı istihdam verisi, İngiltere'deki Brexit referandumu ve ABD başkanlık seçimlerine dayandırılıyor.
"Bir şeyler ters gidince" 7 FOMC toplantısı pas geçildi

Fed, "büyük durgunluk" nedeniyle Haziran 2006'dan bu yana sadece bir kez (Aralık 2015) faiz artışına gidebildi. Bu yıl olduğu gibi 2015'te önce haziran, sonra eylül derken, aralık ayına kadar ertelenen faiz artışı, küresel piyasalar için yeni bir dönemin başlangıcı olarak kabul edilmişti.

Tarihi kararın alındığı toplantı kapsamında yayınlanan ekonomik projeksiyonlar, Fed yetkililerinin 2016'da 25 baz puan 4 faiz artışı öngördüklerini göstermesine karşın Fed'in faiz artışına hazırlandığı hemen her toplantı öncesinde "bir şeylerin ters gitmesi", yıl boyunca yapılan 7 FOMC toplantısının pas geçilmesiyle sonuçlandı.
Son istihdam ve enflasyon verileri Fed'e "yeşil ışık" yaktı

ABD'deki başkanlık seçimlerinden birkaç gün önce yapılan kasım ayı FOMC toplantısında da faiz artırmayan Fed'in, yıl sonundan önce faiz artırıp artıramayacağı seçim sonuçlarına bağlanmıştı.

Cumhuriyetçi Parti adayı Donald Trump'ın sürpriz zaferinin ardından küresel piyasalar ilk tepki olarak sert kayıplar yaşamış ve Fed'in aralıkta faiz artırma ihtimali yüzde 50'inin altına gerilemişti. ABD piyasalarının beklenenden çabuk toparlanmakla kalmayıp, Trump'ın vergi indirimleri ve altyapı yatırımlarının ekonomiyi canlandıracağı beklentisiyle rekor üstüne rekor kırması düşen faiz artırım beklentilerini yeniden yükseltti. Ayrıca, birkaç hafta önce açıklanan kasım ayı istihdam raporu ve enflasyon verileri de faiz artırımına "yeşil ışık" yaktı.
"Faiz artırımına yönelik beklentiler tam istenilen seviyelere yükseldi"

Moody's Analytics Direktörü Ryan Sweet, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Fed'in aralıkta faiz artırmamak için hiçbir nedeni olmadığını belirterek, "ABD ekonomisi ve finansal piyasalar iyi duruma, faiz artırımına yönelik beklentiler tam istenilen seviyelere yükseldi. Fed'in aralıkta faiz artırmamak için herhangi bir nedeni yok." dedi.

Sweet, ekonomik projeksiyonlarının küçük değişimler dışında aynı kalacağını ifade ederek, "Trump yönetiminin mali politikaları hakkında şu an biz ne biliyorsak, Fed yetkilileri de onu biliyor. Bu nedenle FOMC'nin ekonominin geleceğine yönelik varsayımlarını değiştirmekte acele edeceğini sanmıyorum." diye konuştu.

Piyasaların faiz kararına fazla tepki göstermeyeceğini savunan Sweet, "Ancak faizin artırılmaması halinde bu 'Fed bizim bilmediğimiz bir şeyi biliyor olmalı' paniğine yol açacak büyük bir politika hatası olacak." ifadesini kullandı.
"Piyasalar, faiz kararından çok projeksiyonlar ve Yellen'a odaklanacak"

Brookings Entitüsü Parasal ve Mali Politikalar Merkezi Direktörü David Wessel da FOMC’nin oy birliğiyle faiz artırma kararı almasını beklediğini söyledi.

Wessel, piyasaların odak noktasının faiz kararından çok projeksiyonlar ve Fed Başkanı Janet Yellen'da olacağını düşündüğünü ifade ederek, "Fed yetkililerinin Donald Trump'ın uygulayacağı mali politikalar ve dolar hakkında varsayımlar yapması gerekiyor. Ancak kısa vadedeki belirsizliklere vurgu yaparak noktasal grafiğin bir taahhüt ya da sözel yönlendirme olmadığını bize hatırlatacaklarından şüpheleniyorum." şeklinde konuştu.