Geçtiğimiz günlerde Unkapanı tarafına doğru SGK ile aramda olan bir alacak-verecek meselesini çözmek için gittiğimi yazmıştım.   Bu arada devlet

Geçtiğimiz günlerde Unkapanı tarafına doğru SGK ile aramda olan bir alacak-verecek meselesini çözmek için gittiğimi yazmıştım. 
 Bu arada devletten çoğu zaman alacağınızı alamazsınız. Üstüne harcadığınız emek ve zaman başa gider. Devletin ise sizden alacağı olmasın faiziyle bağırta bağırta tahsil eder.
(Allah her şeye rağmen devlete millete zeval vermeye.) 
Benim yaşadığım sorunlarda ekseriyetle böyle olmuştur. Muhakkak ki bir belge unutmuş oluyorsunuz. Sonrada sil baştan hadi bir daha… Son tahlilde vazgeçiyor, bizim oraların deyimi ile “omzuna küsüp” gerisin geriye dönüyorsun. Özellikle İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerde yaşıyorsanız bu garip belge eksiklikleri ve ilgili memurların ilgisizliklerinin had safhaya varması kaçınılmaz.
Neyse artık olaya geçeyim. (Bundan sonra yazıda geçen isimler canlandırma olup hiçbir şahıs ve kurumla alakası yoktur. ) 
Mahalleden iki komşu olan Hasan Ölmez ve Ali Yaşar bir akşamüstü sohbetinde bir araya gelir. Sosyal güvencesi olan Hasan Ölmez’den, Ali Yaşar nüfus cüzdanını ister. (Ali Yaşar’ın her hangi bir sosyal güvencesi yoktur.) 
Hasan Ölmez’de sorar ne yapacaksın komşu der.
Ali Yaşar’da kalbim sıkışıyor.
Bir doktora görüneyim cevabını verir.
Ertesi gün Ali Yaşar, Hasan Ölmez’in nüfus cüzdanını kullanarak, İstanbul’un tanınmış bir hastanesine gider. 
Gider lakin kuyrukta iken kalp krizi geçirmez mi?
Yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtulamaz. 
Oracıkta Hakkın Rahmetine kavuşur.
İşte ironik olaylar bundan sonra başlar.
Hastane doktoru devreye girer. 
Hasan Ölmez’e öldü raporu düzenler. 
Hastane polisi de raporu onaylayarak bir üst makama havale eder.
Lakin ortada ters giden bir şeyler vardır. 
Hasan Ölmez kâğıt üzerinde ölü, Ali Yaşar sağ. 
Hasan Ölmez ( aslında kanuni olarak ölü) tutuşur. 
Komşunun cenazesi kalkmadan savcılığa koşar.
Komşum Ali Ölmez evime hırsız olarak girmiştir.  Nüfus cüzdanımı çalmış onu kötü amaçla kullanırken de ölmüş, der.
Ali Yaşar’ın ailesi de bu durumdan haberdar olunca sen ölmüş babama nasıl iftira atarsın diye adamın evini basar. 
Bir güzel dayak atarlar.
Ardından onlarda savcılığa başvurur. 
Çünkü babaları Ali Yaşar ( aslında ölüdür,  yaşamaz) ama kayıtlarda sağ gözükmektedir.
Miras kavgaları alttan alta başlamıştır. 
Bir an önce babalarını kanunen öldürmeleri gerekmektedir.
Bu sırada Hasan Ölmez işten çıkarılır. 
Yalan beyandan ve iş yerini zarara sokmaktan. 
Üstüne bir de savcılık sahtekârlık ve devleti zarara uğratmaktan dava açar. 
Hastane durur mu? 
O da davasını açar.
Ortalık toz duman SGK’daki memura kendini anlatmaya çalışan Hasan Ölmez. 
Ve davalısı Ali Yaşar’ın ailesi SGK koridorlarını birbirine katarken. 
Yanımdaki adamın şöyle mırıldandığını duydum.
“İyilikten Maraz Doğmuş”