Çok fazla kâğıt tüketiyoruz. Geçmişte sadece gazete, kitap, dergi, takvim, defterimiz kâğıttı. Şimdi havlumuz, mendilimiz, bardağımız, tabağ

Çok fazla kâğıt tüketiyoruz.
Geçmişte sadece gazete, kitap, dergi, takvim, defterimiz kâğıttı. Şimdi havlumuz, mendilimiz, bardağımız, tabağımız, çatal-kaşığımız bile kâğıt...
Kullan ve at, yıkama derdi yok, oh ne rahat…
Ülke olarak yılda 5,5 milyon ton kâğıt kullanıyoruz.
Bu kâğıdın 2,5 milyon tonunu sokak el arabacıları ve kâğıt atık bidonları sayesinde geri toplayabiliyoruz. 500 bin ton kâğıt temizlik için kullanıldığından geri toplama imkânı yok.
Ülkemizde geri toplanan atık kâğıt sadece %50 iken, %90’lara kadar atığını toplayabilen ülkeler var.
Atık kâğıt toplama işi kültür ve sistem işidir. Maalesef bu düzen bizde kurulamadı. Bu sebeple sokak el arabacılarının çabaları çok kıymetli.
Onların toplamış oldukları atık kâğıtlar sayesinde yılda yaklaşık 45 milyon ağaç yaşamaya devam ediyor.
Sokak el arabacıları gazete kâğıdı toplamıyor. Çünkü mürekepli kâğıdı, toplama-ayırma-tesisleri istemiyor. Gazetedeki mürekkep, geri dönüşümü bozuyor. Mürekkebi kâğıttan ayırmak ise daha maliyetli.
Eskiden gazete kâğıtları el arabacıları tarafından toplanırdı. Bu gazete kâğıtları ile kese kâğıdı yapılır, pazarlarda tekrar kullanılırdı.
Artık kese kâğıtları kullanılmıyor, yerini çok daha ucuz poşetler aldı.
Toplama-ayırma tesisleri; sokak el arabacılarından aldığı atık kâğıtları ayrıştırıp, geri dönüşüm tesislerine satar. Geri dönüşüm tesislerimizin kapasitesini, el arabacılarının topladığı atık kâğıtlar doldurmuyor. Kapasiteyi doldurmak için dışarıdan atık kâğıt ithal ediyoruz.
Kendi atık kâğıdımızın %50’sini çöp yaparken, geri toplama zahmetinde bulunmazken, başkalarının atık kâğıdını ithal ediyoruz.
Kg başına 25 kuruş kazanan sokak el arabacılarının artması sadece ağaçlarımızı korumayacak, bizi biraz daha dışa bağımlı kılan ithalatı da azaltacak.
Bu kadar az ücret ile sağladıkları fayda ne kadar büyük.
İşte bu sebeple el arabacılarına, trafiği engellediği için getirilen yasak tekrar değerlendirilmeli.
TEMA Vakfı’nın kurulmasının ardından, yaptığı projeler ve etkinlikler sayesinde atık kâğıdın geri dönüşebileceği bilincimize yavaş yavaş yerleşiyor. Ama hâlen dünya ortalamasının altındayız. Daha fazla kâğıdı geri dönüştürmeliyiz.
Bu sayede; hava kirliliğini %80, su kirliliğinini %34, su kaybını %45 azaltırız. Bir ton kâğıt yeniden dönüştürüldüğünde; 12 bin metreküp karbon salınımını engeller, 17 ağacı korur.
Ağaçlar bize hep barınak oldu, korudu. Hemde hesapsızca, karşılık beklemeden korudu. Altında uzanmış yorgun birine derman oldu, güneşten yanmış, gölge fakirine gölge oldu, yeri geldi şemsiye oldu.
İyilik yapan insanlar da aynı ağaçlar gibi düşünmeden yapar iyiliğini, bir anda. İşte iyiliğin püf noktası budur, iyilikler düşünülmeden yapılır, ansızın. Bir muhtaç gördüğünüzde, elinizde ne varsa hemen orada yardımınızı yaparsınız. Düşünüp kafanızı bulandırmadan yardımcı olursunuz.
Hadis-i şerifimizde tam da bunu anlatır; “İşlerinizi kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız”.
Ya kötülük! Önceden plan-program ister, hesap-kitap ister, kafa patlatmak ister.
Düşünsenize… Ağaç düşünmeye başlasaydı, gölgesinde yatanın geçmişini değerlendirip, hesap yapsaydı, kaçımıza o gölgede soluklanmak nasip olurdu? Ne sopalar yerdi insanoğlu o gölgelerde… Neyse ki böyle bir yetisi yok, herkese kapısı açık.
Ama insan düşünebilir, hesap-kitap yapar. Hesabına uygun, parasal faydasına göre hareket eder.
Bu sebeple felsefede matematikçiler “kötü” olarak adledilir.
Kâğıdın geri dönüşmesi ya da sokak el arabacılarının yasaklanması, kim bilir kimin ya da neyin hesabı?..