Yazıma büyük İslam âlimi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin (1703-1780) Marifetname kitabındaki 155 mısralı meşhur Tefvîzname şiirinin ilk mısr

Yazıma büyük İslam âlimi Erzurumlu İbrahim Hakkı Hazretlerinin (1703-1780) Marifetname kitabındaki 155 mısralı meşhur Tefvîzname şiirinin ilk mısralarıyla başlamak istiyorum.
Hak şerleri hayreyler
Zannetme ki gayreyler
Ârif anı seyreyler
Mevlâ görelim n’eyler
N’eylerse güzel eyler
Tam bir yıl önce 15 Temmuz 2016 gecesi, 12 Eylül 1980’deki sonuncusundan 36 yıl sonra kanlı bir askerî darbe girişimini hep beraber yaşadık. Boğaziçi Köprüsü’nün tanklarla kapatıldığını öğrendiğim ilk dakikalarda ben de pek aklıma yatmasa da, pek çok kimse gibi terörle ilgili bir operasyondur diye düşündüm. Daha doğrusu düşünmek istedim. Ortada hiçbir sebep yokken, ordumuza böyle bir kalkışmayı konduramadım. Hemen akabinde F-16’ların Ankara semalarında alçak uçuş yaptıkları haberi gelince acı gerçeği anlamış oldum. Ama İbrahim Hakkı Hazretlerinin şiirinde anlatıldığı gibi bu kanlı kalkışmadan, devletimiz ve milletimiz adına çok hayırlı neticelerin ortaya çıktığını şimdiden görmüş bulunuyoruz.
Darbe günü TGRT Haber TV’nin teknikten ve programlardan sorumlu genel müdür yardımcısı olarak görev yapıyordum. Derhâl daha birkaç saat önce ayrıldığım kanala geri döndüm. Darbecilerin muhtemel hedeflerinden biri olan kanalda, tam üzerimizden hava alanına dalış yapan jetlerin kulakları sağır eden gürültüsü altında, ertesi gün öğle saatlerine kadar sürecek heyecan dolu bir zaman dilimi yaşadım. Ama hamdolsun milletimizin topyekûn karşı durmasıyla, aradan daha 24 saat geçmeden ülkemizin semalarını kaplayan kara bulutlar dağıldı, zifiri karanlık başlayan gece, yerini aydınlık bir gündüze bıraktı.
Başarısız darbe girişiminin yıldönümü, geçtiğimiz hafta sonu “15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü” olarak bütün vatan sathında çeşitli etkinliklerle coşkulu bir şekilde kutlandı. Bu etkinliklerin en görkemlisi, 36 vatandaşımızın darbecilerin kurşunlarıyla şehit düştüğü yerde, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde yapıldı. Eski adıyla Boğaziçi Köprüsü’nün darbeci askerler tarafından tank ve zırhlı araçlarla kapatıldığı ve darbenin başladığı saat olan 21.15’teki törende; 15 Temmuz şehitlerinin yakınları, gaziler ve gazi yakınları ile birlikte Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve eşi Emine Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve eski başbakanlardan Tansu Çiller de hazır bulundu.
Darbenin bir numaralı hedefi olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, köprünün Anadolu yakasındaki girişinden itibaren otoyolu dolduran milyonlarca vatandaşa hitabetti. Cumhurbaşkanı yine yüreklerimize su serpen bir konuşma yaptı. Hain darbe girişiminin sorumlusu Fetullahçı Terör Örgütü’ne karşı mücadelenin kesintisiz olarak devam edeceğine dair çok güçlü mesaj verdi. FETÖ davalarında artık yavaş yavaş kararlar çıkmaya başladığına işaret ederek, “Bu ülkeye ihanet eden hiçbir hainin cezasız kalmayacağından emin olunuz. Kendisine hizmet edeni başının üstünde taşıyan bu millet, ihanet edenin başını ezmekte de asla tereddüt etmez.” diyerek devletin tam manasıyla yargının arkasında olduğunu ima etti. Böyle bir destek, yargının görevini yeni Anayasa’da belirtildiği gibi “bağımsız ve tarafsız” olarak yapabilmesi için çok önemlidir.
Kanaatimce darbenin önlenmiş olması kadar, bu hain ve kalleş örgüte karşı sürdürülecek mücadele de aynı derecede önemlidir. Son FETÖ mensubu devlet kademelerinden sökülüp atılıncaya kadar bu mücadele devam etmelidir. Bu konuda rehavete kapılmak ve mücadelede gevşeklik göstermek çok tehlikeli ve kabul edilemez bir davranış olur. Cumhurbaşkanı’nın konuşmasında değindiği gibi “Müslüman akıllı insandır, aynı delikten iki defa ısırılmaz.” Bu aslında Peygamber Efendimizin, en muteber iki hadis kitabı olan Buhârî ve Müslim'de nakledilen mübarek sözlerindendir.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Peygamberimizin bu hadis-i şerifine dayanarak “Eğer 15 Temmuz’un bize verdiği dersleri doğru şekilde okumazsak, yeni 15 Temmuz’ları yaşamamız kaçınılmaz olacaktır. Üstelik bir sonraki 15 Temmuz’da düşmanın karşımıza hangi oyunlarla çıkacağını, kimleri kullanacağını da bilemeyiz. 15 Temmuz’u yaptıranların hangi amaçları taşıdığı, 15 Temmuz’u yapanların da nasıl bu güce ulaştığı ortadadır; bu gerçekleri siz de, biz de çok iyi biliyoruz.” dedi ve 15 Temmuz’u unutmamanın ve unutturmamanın sadece şehitlere, şehit yakınlarına ve gazilere değil, tarihe karşı da en büyük sorumluluğumuz olduğunun altını çizdi.
Cumhurbaşkanı 250 şehidimizin ve 2 bin 193 gazimizin olduğunu ifade etti. Şehit sayısındaki değişkenlik Faslı Cemal ve Cevad, o gece meydanlarda kalp krizi geçirerek ölen iki vatandaş, darbecilere direnmek için Atatürk Hava Alanı’na giderken motosikletle kaza yaparak ölen iki genç ve direniş sırasında taş isabet ederek ölen diğer bir vatandaşın şehit listesinde olup olmadığı ile ilgili olsa gerektir. Aslında o gece sokağa çıkarak yaralanan ve yaralanmayan bütün vatandaşlarımız şehit olabilirdi. Dolayısıyla halis niyetleri sebebiyle o sevabı hep birlikte aldılar. Görevi dolayısıyla bizler gibi işinin başında olan ve direnişe evinden dua ederek katılan herkes de bu sevaba ortak oldular.
O gece olay yerlerinde veya sonrasında hastanelerde şehadet şerbetini içen aziz şehitlerimiz konusunda yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasını referans alıyorum. Diğer illerde darbecilerin henüz harekete geçmeye fırsat bulamadan millet, vatansever asker ve polisler tarafından derdest edildiğini söyleyen Erdoğan, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde 36 kişinin, Saraçhane’de 20’ye yakın, Çengelköy, Atatürk Havalimanı ve Topçular Kışlası önü ile Türk Telekom binasında ve diğer yerlerde onlarca kişinin darbeciler tarafından şehit edildiğini kaydetti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Ankara’da, Genelkurmay Başkanlığı ve TBBM yakınında 40’ın üzerinde, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi önünde 29, Gölbaşı Özel Hareket Başkanlığı’nda 53, Kahramankazan’da 9, Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne yapılan saldırıda ise 10’un üzerinde kişinin yine FETÖ’cü hainlerin açtıkları ateş sonucu şehadet mertebesine eriştiğini aktardı.
Şehitlerimizin listesini incelediğimde başta polislerimiz olmak üzere askerler, akademisyenler, öğrenciler ve her meslekten vatandaşlarımızın olduğunu gördüm. Ayrıca Gölbaşı Özel Harekât Merkezi mescidinin imamı dışında iki imamın daha listede olduğu dikkatimi çekti. Şehitlerimize ve gazilerimize minnet borçluyuz. Vatan ve millet için canını ortaya koymak öyle küçümsenecek bir davranış değildir. Babayiğitlerin harcıdır. Cenabı Hak 15 Temmuz şehitlerimize ve bütün şehitlerimize gani gani rahmet eylesin.