İSTANBUL


Türkiye İktisadi Girişim ve İş Ahlakı Derneği (İGİAD) Yönetim Kurulu Başkanı Ayhan Karahan, işletmelerin, devletin belirlediği asgari ücreti bir tavan ücret gibi algıladığını belirterek, "Öncelikle asgari ücrete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor. Asgari ücretin üstünde bir ücret ödenmeyecek diye bir şey söz konusu değil. İşletme, istediği rakamı verebilir." dedi.


Ayhan Karahan,  yaptığı açıklamada, devletin asgari ücreti belirlerken aslında bu seviyenin üzeri için bir sınırlama getirmediğine dikkati çekti.



Karahan, "Ama nedense bizim işletmelerimiz devletin belirlediği asgari ücreti bir tavan ücret gibi algılıyor. İşçisi için aradan 10 yıl da geçse, 20 yıl da geçse ücreti değiştirmiyor. Öncelikle asgari ücrete yaklaşımımızı değiştirmemiz gerekiyor." diye konuştu.



"İnsani geçim ücreti uygulanmalı"


Ayhan Karahan, İnsani Geçim Ücreti çalışmasını devletin ilgili kurumlarına, bakanlıklara, bütün oda ve borsalara gönderdiklerini, özellikle bu rakamın uygulanması noktasında tavsiye ve teşvikte bulunduklarını söyledi.


Karahan, "Devletin belirlediği asgari ücretin üstünde bir ücret ödenmeyecek diye bir şey söz konusu değil. İşletme, istediği rakamı verebilir. İGİAD olarak bizim belirlediğimiz insani geçim ücretinin asgari rakamı da 2018 yılında İstanbul için 2 bin 385 lira, Türkiye geneli için bin 857 lira. İşletmeler bu rakamın da üzerine çıkabilir. Bu minimum bir rakamdır." şeklinde konuştu.



"Ailenin dışarıda akşam yemeğine gitmesi de bir ihtiyaç"


İGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Karahan, asgari ücret ile İGİAD'ın insani geçim ücretinin tespitinde değerlendirme farkı bulunduğunu ifade ederek, "Devletin belirlediği asgari ücrette ağırlıklı olarak beslenme, gıda ihtiyacı asgari şekilde karşılansın tarzında bir bakış açısı var. Ama bireyin sadece yeme ihtiyacı yok. Onun sosyal ihtiyaçları da var. Çocuklarının eğitim giderleri, ailenin sosyal hayatta dışarıda bir akşam yemeğine gitmesi, tatile çıkması da bir ihtiyaç... Bizim çalışmamızda bütün bu kalemler de yer alıyor." diye konuştu.


Karahan, asgari ücretin üzerinden devletin aldığı kesintilerin işveren maliyeti açısından ciddi bir külfet oluşturduğunu belirterek, şunları söyledi:


"Asgari ücrette belirlenen vergi yükünün hemen hemen tamamını işverenler üstleniyor. Şu an devletin belirlediği asgari ücret bin 603 lira. Bunun içinde 152 lira asgari geçim indirimi var. Ama kesintilerle bunun işverene maliyeti 2 bin 29 lira. Biz diyoruz ki devletin işverenden aldığı SGK primi ve gelir vergisi gibi maliyetleri azaltın, bu maliyeti yine işgörene verelim. Burada yükün ağırlığı işverende kalıyor. Devlet ise SGK'da açık oluşmasını engellemek adına işveren üzerindeki vergi yükünü nedendir azaltmıyor. Ücrette hakkı olan çalışandır. Devlet çalışanın üzerinden vergisini almakta ama bu vergiyi reel olarak işveren ödemektedir."