ANKARA

Özgürlük Filosu Koalisyonu'ndan yaplılan açıklamada, Gazze Şeridi'ne giden aktivistleri taşıyan Marianne gemisinin kendileriyle irtibata geçerek, Gazze kıyılarına yaklaşık 100 deniz mili yakınlarındaki uluslararası sularda İsrail donanmasına ait 3 bot tarafından kuşatıldıkları bilgisini verdiği belirtildi.

Marianne gemisi ile bağlantının kopmasının ardından, İsrail Savunma Kuvvetlerinin Marianne'i ziyaret ederek gemiyi aradıklarına dair bir açıklama yaptığı hatırlatılan açıklamada, İsrail'in açıklamasındaki tek olumlu yanın Netanyahu hükümetinin yakın zamanda inkar ettiği Gazze'ye denizden ablukayı itiraf etmesi olduğu bildirildi. Açıklamaya, şöyle devam edildi:

"Marienne'in olaysız bir şekilde ele geçirildiğine inanmamız için hiçbir sebep yok. Çünkü, İsrail Savunma Kuvvetleri, son kez 2012 yılında böyle bir şey söylediğinde, Estelle gemisindeki insanlar, şok tabancası ile vurulmuş ve dövülmüştü. Yine 2010 yılında da Mavi Marmara gemisinde 10 yolcu İsrail tarafından uluslararası sulardaki benzer operasyonlar sırasında öldürüldü."

İsrail hükümetinin Gazze'de 1,8 milyon Filistinli'ye uygulanan insanlık dışı ve yasa dışı toplu cezalandırmaya devam edeceği anlamına gelen sıfır tolerans politikasına kesin bir şekilde devam etmeyi seçmesinin kendileri için hayal kırıklığı yarattığına işaret edilen açıklamada, şunlar kaydedildi:

"İsrail'in uluslararası sularda tekrarladığı ve işgal ve abluka politikasının tüm doğu Akdeniz'e uzandığını gösteren işaretleri taşıyan korsanlık eylemleri endişe vericidir. Biz, İsrail hükümetinin insani yardım desteği için uluslararası sularda seyahat eden barışçıl sivilleri yasadışı alıkoyma uygulamasına son vermesini talep ediyoruz.

Hükümetlerimizi, Marianne gemisindeki tüm yolcu ve mürettebatın güvende olduğundan emin olmaya çağırıyoruz ve İsrail devletinin uluslararası deniz hukukunu ihlalini güçlü bir şekilde protesto ediyoruz. Tüm sivil toplum kuruluşlarını İsrail'in eylemlerini kınamaya çağırıyoruz. Bizim Gaza limanı açılana ve kuşatma ve işgal son bulana kadar yapacağımız gibi, dünyadaki tüm insanlar da bu adaletsizliğe tepki göstermeye devam edecektir."