ANKARA

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CNN Türk'te katıldığı canlı yayında gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

"Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal'ın sağlık durumu" sorulan Kılıçdaroğlu, Baykal'ın durumunu yakından takip ettiklerini, iyileşmeye doğru bazı gelişmelerin olduğunu söyledi.

Baykal'ın bir an önce sağlığına kavuşmasının ve Parlamento'daki görevine dönmesinin en büyük arzuları olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, Baykal için ne gerekiyorsa hekimlerin tamamının seferber olduğunu, ellerinden gelen bütün çabayı gösterdiğini kaydetti.

"Baykal'a yanlış müdahale edildiğine dair iddialar"ın hatırlatıldığı Kılıçdaroğlu, tıbben gerekenlerin yapıldığını, Baykal'ın ailesinin isteği üzerine İstanbul'dan gelen başka bir doktorun da bunu söylediğini aktardı.

"Partinizin grup toplantısında erken yerel seçim çağrısında bulundunuz. Böyle bir çıkışı yapmakla neyi amaçlıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, söz konusu çağrıyı "demokrasinin namusunu kurtarmak için" yaptığını söyledi.

Seçimle gelenin seçimle gideceğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bir yolsuzluk, yasa dışı bir işlem varsa o konuda yapılması gerekenin açık olduğunu, yargılama yapılabileceğini ifade etti.

"Gökçek'i düşünmeyiz"
"AK Parti'nin istifasını istediği belediye başkanlarını önümüzdeki seçimde CHP'nin belediye başkan adayı olarak görebilir miyiz? Melih Gökçek'i belediye başkan adayı olarak düşünür müsünüz? " sorusuna Kılıçdaroğlu, "Hayır. Niye düşünelim? Hangi gerekçeyle düşünelim? Çok eleştirdik Melih Bey'i. Kendi içlerinde kavga ediyorlar, 'Melih Bey CHP'den aday olacak, fazla kızdırmayın' falan diye. Ya demokrasiye inanırsınız gereğini yaparsınız veya demokrasiye inanmıyorsanız gereğini yaparsınız ama bir daha demokrasi sözcüğünü kullanmazsınız." yanıtını verdi.

Kılıçdaroğlu, AK Parti'nin kendi içinde bir hesaplaşma yaptığını ifade ederek, "Bu hesaplaşmanın demokrasiye, hukuka, adalete aykırı olduğunu, en önemlisi ahlaka aykırı olduğunu hepimiz biliyoruz. Ben, demokrasinin namusunu kurtarmaya çalışıyorum her şeye rağmen." diye konuştu.

"Nüfusun yüzde 41'ini atananlar yönetiyor"
"Anayasa referandumunda yüzde 51,4 'evet' çıktı. 'Tükenmişlik sendromu' diyorsunuz, bunu nasıl açıklıyorsunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, her türlü imkanların kullanılmasına rağmen, hükümetin ve Yüksek Seçim Kurulu'nun aldığı kararla bu oy oranının gerçekleştiğini söyledi.

Kılıçdaroğlu, "evet" oyu verenlerin önemli bir kısmının pişman olduğunu savunarak, ertesi gün kendisini arayan bir siyasetçinin, "Gittim evet oyuna mührümü bastım, zarfı attım, dışarı çıktığım zaman içimdeki pişmanlığı fark ettim." dediğini aktardı.

"Yerel seçimlerin erkene alınması çağrısı yaptınız. Buna cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin eklenmesini de düşünüyor musunuz?" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, şu ifadeleri kullandı:

"Şu anda Türkiye nüfusunun yüzde 41'i halkın seçtiği belediye başkanları tarafından değil, atananlar tarafından yönetiliyor. Demokrasi tarihimizde bir ilktir bu. Derlerse ki 'diğer seçimleri de erken yapalım' niye yapmayalım? Gelsinler açık ve net 'hodri meydan' diyorum, yerel seçim diyorlarsa yerel seçim, genel seçim diyorlarsa genel seçim, cumhurbaşkanlığı seçimi diyorlarsa cumhurbaşkanlığı seçimi... Milletten kaçılmaz, korkulmaz. Milletin her türlü oyuna biz saygı duyarız ve milletin tercihi başımızın üstündedir."

Türkiye'nin yönetilmediğini, iktidarın "ekonominin daha da kötüye gitmesinden telaşlandığını" ileri süren Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin kötüye gidişine "dur" demek istediğini söyledi.

"Biz şerbetliyiz"
"İktidarın kabul etmesi durumunda erken seçimin ne zaman yapılabileceği"nin sorulması üzerine Kılıçdaroğlu, iktidarın buna cesaret edemeyeceğini söyledi. Kılıçdaroğlu, "Açık ve net çağrı yapıyorum Sayın Erdoğan'a; sabah, akşam, öğleden sonra 'millet' diyordu, her gün 'millet', 'milletin tercihi' diyordu. Milletin tercihine gelelim arkadaş, oturalım masaya Parlamento'dan yasayı çıkaralım. Yerel seçimleri öne alalım, oturalım seçime gidelim. Türkiye her geçtiğimiz gün daha da kötüye gidecek." dedi.

"CHP'li belediyelere de sıra geleceği için erken seçim istediği" yönünde söylemlerin olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, "Biz şerbetliyiz. Zaten bizim bütün belediyelerde 365 gün müfettiş var." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, belediye başkanlarına yönelik, 2012'de "operasyon sırasında neler yapacakları"na dair 12 maddelik bir belge hazırladıklarını anımsatarak, denetimden korkmadıklarını söyledi.

"AK Partili belediye başkanlarının istifa ettiği illerde aday göstermeme kararı aldınız. Neden?" sorusuna Kılıçdaroğlu, "Erken seçim istiyoruz, aday göstermenin bir mantığı yok. Her düşüncemizin mutlaka dayandığı temel bir mantık var." yanıtını verdi.

"İktidarın yapılacak bir seçimi kaybedeceğini düşünüyor musunuz?" sorusunu Kılıçdaroğlu, "Kaybedecek. Büyük kentleri de kaybedecekler. Ülkede demokrasiye bu kadar zarar vermiş bir partinin ayakta durması mümkün değil. İçten içe çürüyor. Cesaret edemiyorlar. Ben eski AK Parti'yi düşünüyorum, bizim ağzımızdan 'erken seçim' çıksaydı, koşa koşa gelirlerdi, 'hemen yapalım' derlerdi. Şimdi köşe bucak kaçıyorlar. Niye kaçıyorsunuz?" diye yanıtladı.

"Hayır bileşenleri' milletvekili seçimlerine ilişkin yasaya uygun değil"
Erken yerel seçim çağrısı yaptığı hatırlatılarak partisinin Ankara ve İstanbul için belediye başkanı adaylarının belli olup olmadığı, genel ve yerel seçimlerde "hayır bileşenleri" ile birlikte hareket edip etmeyecekleri sorulan Kılıçdaroğlu, milletvekili seçimlerine ilişkin iş birliğinin yasaya uygun olmadığını belirtti.

Cumhurbaşkanı seçimi döneminde kurulacak yeni yapının Türkiye'de demokrasiyi güçlendirme bağlamında oluşacak bir yapı olması isteğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Hayır bileşenleri diye özel alan yaratmak yerine aslında Türkiye'de demokrasiyi savunanlar, tek adam rejimini savunanlar... Olaya şimdi artık öyle bakıyoruz. Çünkü anayasa geçti. Şimdi önümüzde iki seçenekli bir yapı var. Bir; demokrasiyi savunanlar, iki; demokrasiyi değil, tek adam rejimini savunanlar." diye konuştu.

"Yanıt verecek kıratta değil"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki'nin, "Cumhurbaşkanı'na söz söylemek CHP'nin hakkı değil, İstanbul'a en büyük ihaneti CHP yaptı, her tarafı kaçak yapı, gecekonduyla doldurmuşlar." ifadelerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, "Yanıt verecek kıratta değil, önce onu söyleyeyim." karşılığını verdi.

"Kayseri'de belediye başkanlığı yaparken neler yaptığını ben gayet iyi biliyorum." diyen Kılıçdaroğlu, "İstanbul'u kim yönetiyor, CHP mi yönetiyor? Adam İstanbul'u yıllardır kendi partisinin yönettiğinin farkında bile değil. Bir de bakanlık koltuğuna oturmuş. Sen İstanbul'un farkında değilsen nasıl Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yapıyorsun?" diye sordu.

"Takdir edecek olan halkın kendisidir"
Genel Başkanlığını Meral Akşener'in yaptığı İyi Parti'ye yönelik değerlendirmesi sorulan Kılıçdaroğlu, siyasi partileri demokrasinin vazgeçilmez unsuları olarak nitelendirdi.

Hayırlı olması temennisini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Takdir edecek olan halkın kendisidir, biz halkın tercihlerine saygı duymak zorundayız." diye konuştu.

Akşener'in basın toplantısının CHP'li belediyeye ait bir salonda yapılmasına ilişkin "açıktan destek" ifadeleri hatırlatılan Kılıçdaroğlu, "Belediye Başkanımız Nazım Hikmet Kültür Merkezi'ni bütün siyasi partilere açıyor." ifadesini kullandı. Kılıçdaroğlu, şu ana kadar başka partilerin, sivil toplum kuruluşlarının da söz konusu merkezde toplantı yaptığına vurgu yaparak, "Meral Hanım veya İyi Parti için özel olarak yapılmış bir şey yok orada." dedi.

Cumhurbaşkanlığına adaylığı
Cumhurbaşkanlığına aday olup olmayacağına ilişkin bir soru üzerine Kılıçdaroğlu, bu tür tartışmalar için erken olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Cumhurbaşkanının partilerden bağımsız 80 milyonu kucaklayan bir kişi olmasını isteriz. İlk kez bir partinin genel başkanı iki ayrı koltukta oturuyor. Hem partisinin genel başkanı hem cumhurbaşkanlığı koltuğunda. Bu doğru değil. Bu ikili bir yapıyı gündeme getiriyor ve Türkiye'de kutuplaşmaya zemin hazırlıyor." diye konuştu.

"Git Esad'ın korumalığını yap..."
Hükümetin dış politikasını eleştiren Kılıçdaroğlu, "Ey Amerika, ey Almanya, ey İbadi, ey Esad ey bilmem ne sonra 180 derece dön, git Esad'ın korumalığını yap. İdlib'e giriş öyle, bizim askerler Esad'in arzu ettiği stratejinin gereğini yapıyorlar, İdlib'e giderek." değerlendirmesini yaptı.

"Afrin meselesine nasıl bakıyorsunuz?" sorusunu da yanıtlayan Kılıçdaroğlu, dış politikanın iç politikaya yönelik yapılmaması gerektiğini belirtti. Kılıçdaroğlu, Irak'ta ve Suriye'de olayların bu noktaya gelmesi için iktidarın kullanıldığını da öne sürdü.

"Irak için İran ile iş birliği"
Irak için İran ile yapılan iş birliğini doğru bulup bulmadığına ilişkin soru üzerine Kılıçdaroğlu, bölgedeki dengeleri korumak gerektiğini, İran, Türkiye, Rusya ve ABD'nin bölgede gücünün olduğunu dile getirdi.

Her devletin karlı çıkacağı, kimsenin şu veya bu şekilde kavga sürecine girmeyeceği bir politika oluşturmanın mümkün olduğunu söyleyen Kılıçdaroğlu, İran ve Türkiye'nin bölgede çok önemli iki aktör olduğunu belirtti.

Kılıçdaroğlu, "Türkiye'nin izlediği yanlış politika nedeniyle Rusya Suriye'nin en önemli aktörü ve Esad'ın sırtını dayadığı tek ülke haline geldi. Kaybeden oradaki Türkmenler ve Türkiye oldu. Bunları hepsi düzelebilir. Dış politikadaki hataların giderilmesi zamana bağlıdır. İçeride siyasi partiler kavga eder ama hemen barışabilir. Dış politika böyle değil. Hükümetin yaptığı en temel hata, Dışişleri Bakanlığı ve dışişleri bürokrasisini tamamen devre dışı bırakması ve bu bürokratları monşer diye suçlaması." diye konuştu.

Enis Berberoğlu hakkındaki mahkeme kararı
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, "İstinaf mahkemesi tutuklu CHP Milletvekili Enis Berberoğlu hakkındaki kararı bozdu ama tahliyesine karar verilmedi. Bu yönde bir girişiminiz olacak mı?" şeklindeki soru üzerine, Berberoğlu için milletvekillerinden oluşan bir komisyon kurduklarını ifade etti.

Kılıçdaroğlu, CHP Eskişehir Milletvekili Cemal Okan Yüksel'in TBMM'de yaptığı bir konuşmada, Hollanda'dan gelen belgeleri okuduğunu aktardı.

Bu belgelerin ilgili bakana verildiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, "Hayatımda gördüğüm en garip davalardan birisidir Berberoğlu davası. Enis Berberoğlu'ndan bu belgelerin alındığına dair hiçbir delil yok. Ortada hiçbir suç da yok ama siz müebbete mahkum ediyorsunuz, iyi niyet nedeniyle de 25 yıl cezaya. İnsaf denen bir şey var. Doğal olarak istinaf mahkemesi bozdu. Bizi şaşırtan şu. Karar bozuluyor ama tutukluluğa devam. Bu da bir başka facia." diye konuştu.
Editör: TE Bilisim