TBMM - TBMM Araştırma Hizmetleri Başkanlığı tarafından yayınlanan "Fransa'da Olağanüstü Hali Takiben Yürürlüğe Giren Terörle Mücadele Kanunu" başlıklı bir araştırmada, Paris'te 13 Kasım 2015'te yaşanan terör olaylarından sonra ilan edilen OHAL ve sonrasında yerine getirilen Terörle Mücadele Kanununa ilişkin ayrıntılı bilgiler yer aldı.


Fransa'da OHAL'in 6 kez uzatıldığı ve yaklaşık 2 yıl yürürlükte kaldığı belirtilen araştırmada, OHAL süresince alınan önlemler ve kararların 1955 tarihli OHAL Kanunu kapsamında alındığı ifade edildi.


Bu Kanunla hükümet temsilcilerine, sokağa çıkma yasağı ve diğer seyahat hürriyetini kısıtlayıcı önlemlere başvurabilme, İçişleri Bakanına bazı şahıslar hakkında ev hapsi kararı alma, belirli silah ile cephaneye el koyma yetkisi verildiği aktarılan araştırmada, kanunla İçişleri Bakanı ve diğer yerel otoritelere, kamu güvenliğini bozabilecek toplantı ve gösteri yürüyüşlerine yasak getirme; dernekleri, ibadethaneleri şiddeti kışkırttıkları ve meşru gösterdikleri gerekçesiyle kapatabilme, basın, internet ve görsel medya organlarının yayınlarını sansürleme ve konutta gece vakti dahil arama emri verildiği aktarıldı.


Fransa'da OHAL'in kaldırılmasının ardından 30 Ekim 2017'de İç Güvenliğin Güçlendirilmesi ve Terörle Mücadele Kanunun yürürlüğe girdiği kaydedilen açıklamada, Fransız Hükümetinin resmi internet sayfasında kanunu "kişi özgürlüklerini korumak kaydıyla terör eylemlerinin önüne geçmek" şiarıyla tanıttığı ancak girişimi Fransa ve uluslararası kamuoyunun, OHAL'i belirli yönlerden sürekli hale getirmesi ve yürütmeye geniş takdir yetkisi vermesiyle ön plana çıkardığı ifade edildi.


Terörle Mücadele Kanununun getirdiği yeniliklere yer verilen araştırmada, kanunun Hükümetin yerel temsilcilerine sportif veya kültürel faaliyetlerin gerçekleştirildiği alanlar gibi terör saldırılarına açık yerler çevresinde koruma bölgesi oluşturma yetkisi verdiği de belirtildi.



Genel arama yapabilme yetkisi


Mahkeme kararına gerek kalmaksızın idareye koruma bölgelerinde genel arama yapabilme yetkisi tanındığı bildirilen araştırmada, kanunla terör eylemlerini teşvik edici ve övücü; şiddeti, nefreti ve ayrımcılığı kışkırtıcı söz, yazı, düşünce ve kanaatlerin yayıldığı ve bu tür faaliyetlerde bulunulduğu tespit edilen ibadet yerlerinin hükümet tarafından kapatılabilmesinin mümkün kılındığına işaret edildi.