Okulun penceresinden dalmış bakıyordum bugün. Galiba uzunca izlemiş olmalıyım ki ısrarlı çağrılar neticesinde uyandım dalgınlığımdan. Haklıy

Okulun penceresinden dalmış bakıyordum bugün.
Galiba uzunca izlemiş olmalıyım ki ısrarlı çağrılar neticesinde uyandım dalgınlığımdan.
Haklıydım..!
Hem üzülmekte, hem sitem etmekte haklıydım.
Ben nasıl daldıysam topluma, toplum da ölesiye dalmış modernizm putuna.
Bir teknoloji çılgınlığıdır bizi bizden almış.
Dipçik zoruyla, dikta Chp'sinin yapamadığını teknoloji bayağı başarmış.
Bizi benlikten alıp Garp'a esir etmiş. Üstelik bu esaret hoşumuza da gitmiş!
Söyleyin hele nasıl dalmayayım bu cehalete.
Hem ruhen hem de bedenen bir dalış bu.
Samimi, içten...
Put dedim çünkü cahiliye putlarına tapmak yerine teknoloji esiri bir nesil yetişir olmuş.
Bilemiyorum...
Bazen nereden başlamalı diye uzunca düşünüyorum.
"Nereye bu gidiş" diye sorup duruyorum.
Galiba artık neyi ne kadar sevmemiz gerektiğini bilemez olduk biz de.
Bana göre yeni bir Kurtuluş Savaşı arefesindeyiz.
Küffarın İslam'ı yok etme savaşı ve kaygısıyla karşı karşıyayız.
Yeni ve mühim bir sınavdan geçiyoruz.
Yine batıl hakka galebe çalma peşinde.
En azından üzülmeliyiz!
Üstelik kansız, bıçaksız teslim etmişiz kendimizi.
Bırakın tüm bunları, köleliğe kabul için onca para da vermişiz.
Aslında bu bir hikaye olsa ve toplumdan bihaber bir çocuğa anlatılsa...
Herhalde tepkisi "salak mısınız?" olurdu.
Tüm bu duyguları müteakip o kadar çok şeyle karşılaştım ki…
Kernek tarafında otobüs bekliyorum.
"Ferrari" marka Şahin'lerle, sesi tuhaf egzozlarla onlarca genç…
Ne amaçları var ne de yaptıkları şeylerin anlamı.
Çoğu balici, tinerci yamağı sanki.
Malatya'da durakta uyuşturucu teklif edildiğini söyleseler inanmazdım, başıma geldi.
Daha nice yozlaşma.
Nice çürüme..
Gençlere ne demeli..?
Sahipsiz, hodbin, bedbaht…
Kadını, kızı aynı durumda…
Bunlar da mı teknolojinin suçu dememeli asla!
Suçumuz elin gavurunun bilgi edinme amaçlı kurduğu arama motoruna kadınların adını yazmak.
Suçumuz sosyal medya sayfalarında iletişim kurmak yerine kız aramak.
Suçumuz saçma sapan ne varsa hepsini merak etmek.
Suçumuz karımızı, kızımızı o sayfalara atmak.
Harem-mahrem gözetmemek suçumuz.
Daha da sayayım mı ha?
Suçumuz "kendimiz" olamamak.
Ecdad ve onun şerefli mertebesinden bihaber yaşamak…
Suçumuz aslına benzemeyen yığınlar yetiştirmek ve sonra da zapt edememek…
Ümidim odur ki şehadet temelli yeni bir Osmanlı'nın temelleri atılır.
Bizler de o temelde birer taş olur bu nesli kurtarırız.
Kurtuluşa vesile olur, Kurtuluş Savaşı'nı evvela kendimizde başlatırız.
Öyle veya böyle…
Bu kokuşmuş ve köhnemiş sistemin kölesi olmaktan kurtulmalıyız.
Yeter ki sabredelim, gayret gösterelim.