Tarih: 29 Ocak 1923. Yer: İzmir'in Göztepe semtinde Uşşakîzâde Muammer Bey'in konağı. Saat: 17.00... Başında koyu renk astragan kalpağı, omuzlar

Tarih: 29 Ocak 1923.
Yer: İzmir'in Göztepe semtinde Uşşakîzâde Muammer Bey'in konağı.
Saat: 17.00...
Başında koyu renk astragan kalpağı, omuzlarında lâcivert kruvaze elbisesi ile Gazi Mustafa Kemal, konağın üst katındaki salondan içeri girdiği zaman tüm bakışlar kendisine ve yanındaki orta boylu genç hanıma çevrilmişti.
Mareşal Fevzi (Çakmak) Paşa ile Kâzım Karabekir Paşa, pırıl pırıl üniformaları içinde, tarihî bir olaya tanıklık etmek için heyecanla bekliyorlardı.
Gelin adayı Uşşakîzâde Lâtife Hanım'ın nikâh tanıkları ise İzmir Valisi Mustafa Abdulhalik Bey'le Gazi Mustafa Kemal'in Başyaveri Salih (Bozok) Bey'di.
43 yaşında olmasına rağmen daha genç gösteren şık ve zarif damat adayı Mustafa Kemal Paşa, hazırlanan masada bu tarihî olayı tescil etmek için bekleyen İzmir Kadısı'na şöyle hitap etti:
— Efendi Hazretleri!.. Biz Lâtife Hanım'la evlenmeye karar verdik. Lütfen gereken işlemi (muamelei lâzimesini) yapar mısınız?
Anadolu Ajansı'nm 29 Ocak 1923 tarihli haber bülteni, bu olağanüstü törenin ayrıntılarını o günün diliyle şöyle özetlemektedir:
«Kadı Efendi evvelâ Hanım'a teveccüh ederek:
— On dirhem gümüş mihri müeccel ve aranızda takarrür eden mihri muaccelle hazırı bilmeclis Gazi Mustafa Kemal Paşa Hazretleriyle tezevvücü kabul ediyor musunuz?» demiş ve Lâtife Hanım «Kabul et-
tim» cevabını vermişlerdir. Kadı Efendi müteakiben Paşa Hazretlerine aynı suali irad etmiş ve müşarünileyh «Evet, kabul ettim!» buyurmuşlardır.
Duayı müteakip tarafeyn, hazirun tarafından pek samimi bir surette tebrik edilmişlerdir.
Anadolu Ajansı, millet ve memleketi halâs ve necata isal eden büyük müncimizle, yüksek tahsille iktisabı feyz ve kemâl eylemiş bulunan Lâtife Hanımefendinin mazharı saadet olmalarını niyaz ve tazarru eyler.»

SEVMEYE VAKİT BULDUK MU?

Başta kız kardeşi Makbule Atadan olmak üzere kendisine çok yakın olmuş tüm hanımların, hattâ erkek arkadaşlarının verdiği bilgiye göre Atatürk ince ruhlu, duygulu bir insandı.
Çocukluk çağlarında —her delikanlıda olduğu gibi— romantik eğilimleri de vardı. Şiire, edebiyata büyük bir ilgi duyuyordu.
Delikanlılıktan çıkıp ilk gençlik döneminin çok cepheli kişiliğine yöneldiği zamanlarda bile aşk ve sevgi konularına ilgisiz kalmamıştı.
O'nun için en büyük aşk “Memleket Aşkı”ydı ama göğüs kafesinde yürek taşıyan her insan gibi Mustafa Kemal de sevmeye, sevilmeye karşı ilgisiz değildi.
Lâtife Hanım'la evlenmesinden bir hafta önce, 22 Ocak 1923 akşamı Bursa'daydı.
Gazi Paşa'yı ağırlamak için can atan Raufî Bey ve eşi Lâika Hanım, büyük kurtarıcının onuruna bir akşam yemeği vermişlerdi Madam Brod'un otelinde.
Sofrada bulunanlardan kurmay binbaşı Cevdet Kerim (İncedayı), Lâike Hanım'la birlikte, Gazi Paşa' ya sorular yöneltiyor ve O'nun duygusal yönlerini tespite çalışıyorlardı.
10
Bir aralık Lâike Hanım, bir hayli tereddütten sonra tüm cesaretini toplayarak:
— Paşam!., dedi. Af buyurunuz, bir şey sormak istiyorum: Hiç sevdiniz mi?
Mustafa Kemal Paşa, elindeki kadehi dudaklarına götürdü. Bir yudum içti. Bir süre daldı ve sonra gözlerini Lâike Hanım'a çevirerek:
— Sevmek!., dedi...
Sevmek!..
Hanımefendi, sevmeye vakit bulabildik mi?..
Bir ömür çeşitli mücadeleler içinde geçti...
Dağ, dere, tepe...
Çadırda, karargâhta ömür süren bir askerin sevmeye vakti kalır mı?..

BİZ DE İNSANIZ, BİZİM DE ÇARPAN BİR KALBİMİZ VAR!..

Etrafta çıt yoktu. Madam Brod'unun otelinin geniş salonundaki sofrada tüm başlar ve gözler Gazi Mustafa Kemâl Paşa'ya çevrilmişti.
O, kadehinden bir yudum daha aldıktan sonra ışıltılı bakışlarını tekrar Lâike Hanım'a çevirdi ve bu kez biraz öncekinden daha sert bir ses tonu ile:
— Biz de insanız Hanımefendi!., diye konuşmaya başladı.
Bizim de çarpan bir kalbimiz, bizim de bir his tarafımız var!..
Askeriz diye mi bu yönümüzden şüphe edersiniz?..