Uzun süredir beklenen Öcalan’ın Nevruz Mesajı, Diyarbakır’da miting meydanında halka açıklandı. Diyarbakır’da gerçekleşen Nevruz kutlamalar

Uzun süredir beklenen Öcalan’ın Nevruz Mesajı, Diyarbakır’da miting meydanında halka açıklandı.
Diyarbakır’da gerçekleşen Nevruz kutlamalarında kamuoyunca merakla beklenen Öcalan mektubunda PKK’nın silah bırakması için bir kongre yapılması gerektiği mesajını verdi.
Mektup sadece bundan ibaret değildi, kapsamında başka vurgulara, başka mesajlara da yer veriyordu.
Mesajın içeriği barış ve çözüm için kamuoyuna iki adresi işaret ediyordu. Bunlardan birincisi PKK örgütünü, ikincisi ise hükümeti dolayısıyla Türkiye Cumhuriyeti devletini işaret etmesiydi.
Zihinlerimizi şöyle bir kurcalayacak olursak aklımıza gelen PKK’nın 2013 yılında da silahlı mücadeleyi bıraktığını açıklamış olmasıdır.
Buna istinaden üç aşamalı bir planlamayla bunun yaşama geçirileceği üzerinde anlaşmaya varılmış olmasına karşın, Barış PKK tarafından ilk başta göstermelik bir davranış içine girilmesine karşın,sonrasında Kandil ağırlıklı unsurların ağır basması nedeniyle terör faaliyetine devam ederek sözüne sadık kalmamışlar ve barış fiyaskoyla sonuçlanmıştır.
Fakat Abdullah Öcalan’ın Diyarbakır’da okunan bu son mektubu Öcalan’ın iradesini yansıtmasının yanında PKK’nın da iradesinin barış ve çözüm süreci konusunda hem fikir olduğu anlamını taşımaktadır.
Bundan da şu anlaşılmaktadır, Geçmişteki silah bıraktık deyip bırakmama taktiklerine karşın, şimdi ar- tık PKK adlı örgüt ve mevcut lideri Abdullah Öcalan’ın bu mektup açıklamasıyla Pkk’nın da kendisi ile birlikte tam bir bağlayıcı karar içinde olmasıdır.
Bu durumda örgüt artık kafasına göre farklı bir enstrüman çalamayacaktır.
Bu mektupla ayrıca PKK’ya yönelik alınan içe dönük kararın da bir ifade içermesidir.
Bu da bize Pkk örgütünün mevcut yönetici kadrolarında zaman içinde bir değişime uğrayacağı sinyalini vermektedir.
Elbette Pkk içinde ki yapı buna ne derece uyar, benimser mi, benimsemez-mi, uyar gibi görünüp de farklı bir manevra içine girer mi, girmez mi ilk anda bunu kestiremeyiz.
Fakat aksi bir durum farklı bir gelişmeyi tetikleyecektir. Burada Öcalan’ın mektubunun ne kadar bir etkisi olur, Pkk içersin de geniş bir kitlenin üzerinde etkin olurmu düşüncesinden önce, Pkk nın lideri tarafından verilen bir talimatın ne derece yerine getirilip getirilmemesi konusunda, oluşacak olumsuzluklar da, bu olumsuzluğu meydana getiren kesim otomatikman, karşıt olarak dışlanacak ve liderlerinin sözünü dinlemeyen asi unsurlar olarak azınlığa düşmüş olacaklardır.
Bunun sonucunda olabilecekler hepimizin malumudur. Yani Pkk da bir tasnif hareketi başlayacaktır.
PKK’nın Türk Devletine karşı aşağı yukarı kırk yıldır sürdürdüğü silahlı ve kanlı mücadelesini bitirmesi, Pkk’nın yeni bir yol haritası ile meşru zemin de yapacakları hareketleri yasal bir çerçeve içersin de meşru zemine oturtmaları önemlidir.
Aksi takdir de geçmiş de olduğu gibi bir tutum sergilemeye kalkarlarsa, Kürt halkı için çok önemli bir tarihi fırsatı daha kaybetmiş olacaklardır.
Burada çözüm sürecinin istenilen şekilde kabul görmesi demek, Abdullah Öcalan’ın da hala bu örgütte lider vasfının gücü var demektir.
Sonuç itibari ile yapılacak kongreden çıkacak sonuç ve sonrasında ki barış ve çözüm süreci uygulaması planlanan şekilde bir yol takip ederse, geçmişe ait tüm sıkıntılar, manevi, maddi kayıplar ve acılar son bulmuş olacak, boşa harcanan sinerji, yeni bir mecrada hayat bulacak gelecek de ülke kalkınması ve ülke insanımızın refahında önemli bir ivme kazandıracaktır.
Bu barışı sağlayanlar gelecek nesillerde birer kahraman olarak anılacaklardır.