Var olmanız da, var etmeniz de iletişiminiz sayesindedir.  Siz ne kadarsanız, iletişiminiz de o kadardır  İletişiminiz ne kadar ilerlerse, siz de o k

Var olmanız da, var etmeniz de iletişiminiz sayesindedir. 
Siz ne kadarsanız, iletişiminiz de o kadardır 
İletişiminiz ne kadar ilerlerse, siz de o kadar ilerlersiniz...
Beden diliniz, dinlemeniz, konuşmanız, sesinizi kullanabilme yeteneğiniz, tavırlarınız, susmanız küsmeniz, umursamaz davranışlarınız, duygu ifade ediş biçiminiz, tepkileriniz, etkileriniz, ses tonunuz vb tümü İletişim kapsamına girer. Saatlerce konuşup çok az verirken, hiç konuşmadan duruşunuz, bakışınız ve tavrınızla sayfalar dolusu mesaj verebilirsiniz
İletişim, anlam paylaşımıdır.
Sağlıklı İletişim, anlamasına dinlemeyi bilmektir.
Sağlıklı İletişim, dinleme anında kendimizi aradan çekmek, beynimizle değil kalbimizle dinlemek, anlamasına dinlemektir.
Sağlıklı iletişim sayesinde, farklılıklar ötekileştirmeye neden olmayacak şekilde sohbet ortamında dile gelir.
En mutlu insanlar, çevresiyle sağlıklı iletişim içinde olabilenlerdir.
*Kurmuş olduğumuz iletişimin anlamı, karşıdan aldığımız yanıtta gizlidir. Ne söylediğinizden çok, ne anladığını anlamaya çalışın
Sizin ne söylediğinizle ne söylediğinizi zannettiğiniz, karşınızdakinin ne anladığı ile ne anladığını zannettiğiniz arasında farklar olabilir.
*Kişi hakkında değil, sorun hakkında konuşmalıyız. Ona değil, onunla konuşmak önemlidir
*Duygulara değil, davranışlara sınır getirmeliyiz. Öfkelenmek normaldir; ancak bağırıp çağırmak, kırıp dökmek doğru değildir.      
Doğru zamanda, doğru kişiye, doğru tavırlar sergilemeyi öğrenmeliyiz. Kavga etmek, ya da haklı-suçlu olmak değil, uzlaşmayı ve toleransı hakim kılmak gereklidir.
İnsanları koruyan genelde gerginlikleri değil, esneklikleridir. Bir düşünür derki ,”sert olma kırılırsın, yumuşak olma ezilirsin…”
Esnek olmayı öğrenmek iyi bir iletişim sağlar, insan ilişkileri olumlu etkilenir. İletişim engeli olan kavgayı, esneklik önler. Tahterevalli gibi dengenin kurulması gerekir.
Çatışma yönetimi için daima bir noktaya yoğunlaşma gereklidir. Esas konunun dışına çıkılmamalıdır. Genellikle bir sorun tartışılırken eski defterler ve sorunlar karıştırılır, çözümden çok yeni problemler yaratılır ve bu durum sorunun çözümünü imkansızlaştırır.
Sağlıklı ilişki için iletişimin sağlıklı olması gerekir. Karşımızdaki insanın ne söylemesini istiyorsak ona öyle söylemeli ve öyle davranmalıyız.
Bir insanın “evet” veya “hayır” demesinde, bizim onunla kurduğumuz iletişim belirleyicidir. Psikolojideki insan davranışları genellikle “karşılıklılık ilkesine” göre işler. Saldırgan, çekingen yoksa güvenli bir tutum mu sergiliyorsunuz. Alacağımız tepki bu tutumlarda hangisini gösterdiğimize göre değişecektir. Mevlana “Dünya aksi seda veren bir dağa benzer, ona ne gönderirseniz size aynısını gönderir” der
*İnsanlar kendilerine değer veren ve kendilerini anlayanlarla iletişim kurarlar
*Her şeyi bilen, her zaman haklı olan, katı fanatik ve kötü kişiler iletişim engeli tutumlar sergilerler.
 “”ağzından bal akıyor” dediklerimizin yanında olmak isteriz. İç dünyamızı paylaşmak istediklerimiz onlardır. Onlarla zaman geçirmekten keyif alırız.
*İnsanları etkilemek için onların ihtiyaçlarını öğrenmek zorundayız. Bunu için onların davranışlarını gözlemlemeli, akıllıca sorular sormalı ve tepkilerin almalıyız. “neden” değil, “ne diye” diye sormalı, sebep gösterme gereğini duyan kişi sorgulandığını düşünür ve rahatsız olur.
*fikirlerimizi aktarmada kullanacağımız olumsuz dil kalıpları olumlular kadar etkili olmayacaktır
*Sağlıklı iletişim sayesinde özellikle aile ortamında ve yaşamın tüm alanlarında karşılaşılan en büyük sorunlar kolayca aşılabilirken  iletişimin sağlıksız olmasından dolayı en basit sorunlar kaosa dönüşebilir.
*İnsanlar güven ve sempati duyduklarıyla olmak isterler. Onun malını alır, ona oy verir, onunla dost olmak ister, ona açılmak ve onunla paylaşmak ister.
Güven ve sempati ise beden dilimizin, sözümüzün ve sesimizin ahengi önemlidir. Yalan ve sahte yapı sezilir, gözümüz tutmaz, elektrik almayız; çünkü sahte yapıda söz, ses ve beden dili ahengi kurulamaz
Anlaşılmak, en önemli ihtiyacımızdır. 
Ötekileştirilmeden, sorgulanmadan ve empati ile anlaşılmasına dinlenilmiş olan kişi önemsendiğini, değerli olduğunu, sevildiğini, kabul gördüğünü hisseder; Var oluşu yaşar rahatlamış olur ve daha verimli düşünebilmeye başlar; çünkü duygu baskısı, insanların çözüm üretme yeteneğini azaltır. 
Anlaşılmış olan ruhen, zihnen bedenen ve sosyal anlamda iyi oluş içine girer. 
Dinlemenin gücü hikayesi
Ünlü psikiyatristlerimizden Prof. Dr. Recep Doksat'a genç bir kız telefon eder. "Hocam intihar etmek istiyorum. Ruh halim çok kötü. Artık bu durumdan kurtulmak istiyorum. Bu son konuşmam olacak" Doksat bu genç kızı yarım saat dinler, kendisiyle konuşur ve ona bu kararını yeniden gözden geçirmesini söyler. Yaklaşık yarım saat sonra kız intihar etmekten vazgeçer. Ruh hali değişmiştir. Daha sonra Doksat bu genç kıza muayenehanesine gelmesini teklif eder. Genç kız teklifi kabul eder ve hocayla yüz yüze görüşür.
Bu görüşmede hoca genç kıza uyum sağlayarak onu biraz daha rahatlatır ve ona merakla sorar: "Benim hangi sözüm seni intihardan vazgeçirdi?"
Genç kızın cevabı ilginçtir: "Hocam doğrusu dediklerinizden dolayı intihardan vazgeçmiş değilim. Bu dünya da benimle yarım saat konuşabilecek ve yarım saat beni dinleyebilecek insanların var olduğu beni düşündürdü. Yarım saat beni dinlediniz ve benim değerli olduğumu hissettirdiniz. Değerli bir insan olduğumu hissettiğim için intihardan vazgeçtim"
Dinlemek insanı var eder, size ve hayata bağlar.