Evet değerli okurlar, hatırlarsanız bundan yaklaşık iki hafta önce Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Sağlıktaki hizmet standardını daha yukarıya çe

Evet değerli okurlar, hatırlarsanız bundan yaklaşık iki hafta önce Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, "Sağlıktaki hizmet standardını daha yukarıya çekmek boynumuzun borcu. Sadece Türkiye için değil, bütün insanlara, coğrafyamızda ve coğrafyamızın uzağında da olsa bütün insanlara üstün düzeyde, yüksek seviyede sağlık hizmeti verebilecek bir ülke Türkiye." demişti. Bu durum tüm sağlık çalışanları tarafından bilinen, yaklaşık 6 yıldır neredeyse bürokraside kemikleşmiş bir sorundu.
Açıkçası ilk başta hepimizin kafası karıştı …

Çünkü ortada bir gerçek vardı; Sağlık yöneticilerinin neredeyse tamamı sağlıkta çok başlı hareket etmeyi sevmişti. Herkesin bir çalışma alanı vardı. Tabiri caizse kurumların ayrılığı bürokratların maddi ve manevi kolaylıklar anlamında oldukça işine gelmişti.

Devletin işi bir şekilde yürüyordu her nasılsa;

Sözleşmeli yöneticiler iki yılda bir seçiliyordu. Yönetici olabilmenin kriterleri çok net değildi. Öyle her liyakatim var bende sözleşmeli sağlık yöneticisi olmak istiyorum diyen arkadaşlar resmen çölde serap görüyordu. Sağlık çalışanı kendisini kimin yöneteceğini sürpriz bir şekilde öğreniyordu. Buyurun bakalım!
Şehir Efsaneleri kulaktan kulağa yayılıyordu
Hepimizin bildiği üzere geçen yıl Ülkemiz hain bir kalkışmanın eşiğinden dönmüştü. Devletimiz Fetö/ PYD yapılanması adı verilen bu hain örgütle mücadele etmekte oldukça kararlıydı. Ama ne var ki bu hain yapılanma her alanda olduğu gibi sağlık alanında da oldukça etkiliydi. Devletimiz yaklaşık 8 bin kişiyi ihraç etmişti etmesine…
Ne var ki bu hain terör örgütünün uyuyan hücrelerinin sağlık alanında hala varlığını gösterdiği iddia edilmekteydi. Rivayet oydu ki sevgili dostlar Fetö’nün en güçlü olduğu dönemde yöneticilik yapanlar tam olarak araştırılsalar da Bunların deşifre olmayan/ edilemeyen kripto asalak takımının hala daha yönetici havuzunda olduğu dilden dile söyleniyordu.
Sağlıkta çok başlılık yönetim işlerini de zorlaştırıyordu
Kurumlar arası geçişin zorluğu kalifiye personelin etkin bir şekilde verimli olabileceği yerde çalışmasına / çalıştırılmasına engeldi biliyorsunuz.
Ayrı ayrı bütçeler, ayrı ayrı müdürler, ayrı departmanlar ve kurumlar /birimler arası çekişmeler. Koca bir 6 yıl sağlıkta benim dediğim olacak, senin dediğin olacak ve hatta senin yetki alanın benim yetki alanıma karışamaz tarzında ilerleyen bürokratik kavgalar…

Her şeyin tek bir nedeni vardı aslında bir bütün olunması gereken yerde çok başlılık hâkimdi. Peki ya Sayın Sağlık Bakanımız Ahmet Demircan sistemi ne kadar değiştirebilirdi ki? Belki de hepimizin en çok merak ettiği soru buydu!
Tam bu radde de Sayın Demircan’a Beklediği Destek Sayın Başbakanımız Binali Yıldırım’dan geldi . Hatırlarsanız yine geçtiğimiz hafta Başbakan Binali Yıldırım, Kamu Hastaneleri için oluşturulan genel sekreterlik makamı için önemli açıklamalarda bulundu.
Başbakan Binali Yıldırım, İzmir’de Başbakanlık Ofisi’nde bir araya geldiği gazetecilere önemli açıklamalar yaptı.
Yıldırım gazetecilerle sohbet toplantısında Kamu da bir süredir uygulanmakta olan “Hastane Birlikleri Projesi” ne son verileceğini açıkladı.
Başbakan Binali Yıldırım İzmir de Başbakanlık Ofisi’nde bir araya geldiği gazetecilere önemli açıklamalar yaptı. Yıldırım gazetecilerle sohbet toplantısında Kamu da bir süredir uygulanmakta olan “ Hastane Birlikleri Projesi” ne son verileceğini açıkladı ve ardından Sağlık Bakanlığında görev yapan en üst kademeden en alt kademeye kadar bütün yöneticilerin görevleri çıkacak KHK ile sona ereceği netlik kazandı. Hastane yöneticiliklerinin kalkacağı Başhekimlik sistemine tekrardan geri dönüleceği bilgisi geldi.
Şimdi, Yeni teşkilat yasası kapsamında ciddi değişiklikler olacak. Genel Sekreterlikler lağvedilecek. Kamu hastane birlikleri kaldırılacak. 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 88 ve 86. maddelerine göre çalıştırılan idarecilerin görevlendirmeleri KHK’nın yayınlanması ile sona erecek.

Şimdi, Sağlık Bakanlığında kısa bir süre sonra yer yerinden oynayacak taş taş üzerinde kalmayacak. Benim gözlemlerim bu yönde. Bu çok önemli ve bir o kadarda ciddi bir revizyon. Bu oluşturulacak yeni yapılanmada en etkin faktörlerden birisi ise elbette ki biz sağlık çalışanları…
Öncelikle bu adım başta devletimize, milletimize ve biz sağlık çalışanlarına hayırlı olsun derken ifade etmek istediğim önemli bir husus daha var sevgili dostlar. Bu yeni yapılanmada söz sahibi olacak devletine faydalı olacak insanların yeni yeni yüzler olması dileğimdir. Bu yeni yapılanmada devletimizi her alanda temsil imkanı verilecek olan memur ve büroktatta öncelikle LİYAKAT, DEVLET VE MİLLET MENFAATİNİ GÖZETMEK şartı/sevdası aranmalıdır .
Liyakatı olan Millet menfaatlerini ön planda tutan ve bir o kadar da Devletçi Memura şans verilirse sağlıkta o vakit gerçek anlamda #Devrim olur.

Sağlıkla Kalın!