Bizler yakın dönem tarihte hepimiz birebir şahit olduk ki, FETÖ terör örgütü kamuda tüm kurumlara sızmıştı. FETÖ terör örgütünün sızdığı

Bizler yakın dönem tarihte hepimiz birebir şahit olduk ki, FETÖ terör örgütü kamuda tüm kurumlara sızmıştı. FETÖ terör örgütünün sızdığı kurumlar arasında Sağlık Bakanlığı da yer alıyordu.
Görünen o ki; birtakım STK temsilcileri bize 15 Temmuz Kalkışmasını ya unutturmaya çalışıyorlar ya da bizim o günden beri verdiğimiz dik duruştan rahatsızlar. Hadi hep beraber bir hatırlayalım bakalım 15 Temmuz’da ve sonrasında Sağlık Bakanlığında neler olmuştu:

Recep Akdağ: 5 bin sağlık personeli açığa alındı

Sağlık Bakanlığı'ndan ihraç edilenler arasında hemşire, sağlık memuru, ebe, veri hazırlama ve kontrol işletmeni, işçi, tabip, uzman tabip, başasistan, hizmetli, tıbbi teknolog, diş tabibi, teknisyen, aşçı, asistan, şef, sağlık teknikeri, laborant, uzman (tutg), mühendis, eczacı gibi pozisyonlarda görev alanlar var.
Sağlık Bakanı Akdağ, Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) ile bağlantılı kamu personeline yönelik çalışma kapsamında, Bakanlık'ta yapılan çalışmalar hakkında ise şu bilgileri paylaştı: "5 gündür bizzat benim de içinde olduğum, komisyonlarla çok yoğun çalışıyoruz. OHAL kararnamesi yayımlandıktan sonra bunu biraz daha yoğunlaştırdık. 5 binin biraz üstünde Sağlık Bakanlığı personelini biz de OHAL kararnamesi çerçevesinde değerlendirmiş ve gereğini yapmış olacağız. Bunların içerisinde doktorlar, hemşireler, personel, yöneticilerden de var. Sağlık Bakanlığının aşağı yukarı 500 bine yakın çalışanı var. Bu personel içerisinde, şu anda tespit edebildiğimiz böyle bir sayı var.

Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yanımda milletimden başka kimseyi bulamadım

Evet, bu hain kalkışmayla beraber sağlık personelinin yıllardır devam eden mobbing ve liyakata uygun görev verilmemesi vb. sorunlarının altında yatan nedenin de terör örgütünün kadrolaşması olduğu ortaya çıkmıştı. Hepimiz gördük ki paralel yapı kamuda pek çok alanda olduğu gibi sağlık alanında da kadrolaşmıştı. Başta kamuda ki mevcut yöneticilikler olmak üzere bazı STK’ların temsilciliğinde de rol almış ve gücü sevdiğini göstermişti.

MEMLEKETTE OHAL VAR!

Hal böyleyken, Sayın Cumhurbaşkanımız, Sayın Sağlık Bakanımız ve topyekün devletimiz Fetö ile mücadele ederken, herkesin eli taşın altındayken, Sayın Cumhurbaşkanımızın “Ben gücümü milletimden alıyorum.” söylemleri kulaklarımızdayken Sağlık çalışanına hala mobbing uygulamak isteyenler mi var?
Kanun Önünde hepimiz eşitiz.
Hatırlatırım! Kanun önünde hepimiz eşitiz ve kimsenin kimseye karşı ne bir siyasi partiye üye olmak ne de bir sendikaya üye olmak ile sağladığı bir üstünlüğü yok. Durum buyken, efendiler hakkını hukukunu bilen devletinin ve milletinin yanında olan bireylere ve sağlık personeline kimsenin bu saatten sonra “SEN KİMSİN?” , “SEN KİMİN ADAMISIN?” gibi söylemlerde bulunması ve camia içerisinde ötekileştirilmesi asla ve asla kabul edilemez.
Kamuda çalışan memuru OHAL süresince DEVLETİNİN yanında olanlar ve DEVLETİNİN yanında olmayanlar şeklinde ikiye ayırabilirsiniz.
Devletimizin ve Milletimizin bekası söz konusu iken hiçbir STK temsilcisinin devletin memuruna “Ben sendikamı koruyorum. Ben başkanımı koruyorum, ben arkadaşımı koruyorum. Yok, Bizim içimizden kimseyi alamazsınız.” şeklinde efelenip diklenmesi kabul edilemez.
Sendika temsilcileri asıl işlerini yapsınlar!
Zaten başımıza ne geldiyse bu koltuk sevdası, liyakata önem verilmemesi ve içinizden bazılarının fetö üyesi ya da sempatizanı oluşundan dolayı gelmedi mi? Sizin işiniz hak aramak!
OHAL varken kimse kimseye ayar veremez!
Bakınız tekrar ediyorum. Nasıl ki Sayın Cumhurbaşkanımız gücünü bizden aldığını ifade ediyorsa bizde kendisine duyduğumuz saygı ve güçten aldığımız cesaretle ifade ediyoruz. Devlet daireleri babanızın çiftliği değil… Geçti artık benden olmayan idareci olamaz, benden habersiz kuş uçmaz zihniyeti. Bizlerin Devletimize ve Sayın Sağlık Bakanımıza olan güveni tamdır.
Ne yaparsanız yapın artık devletimizle aramıza giremezsiniz. STK’ların içine sızmış olan fetö üyeleri ve halen kendini gizlediğini zanneden birtakım kriptolar. Her fırsatta bizim onurlu duruşumuzdan rahatsız olan sizler bize “Siz kimin avukatısınız ya da kimin adamısınız” diyorsunuz ya hani? Bizler hepimiz ÖMER HALİSDEMİRİZ ve onun avukatıyız. Peki ya sizler kimin avukatısınız?
SEN KİMİN AVUKATISIN?

Haftaya bir sonra ki yazımda görüşmek dileği ile dostlar
Sağlıcakla kalın...