Sahip olduğumuz en güzel armağandır aslında aşk… Peki hangi aşkı yaşamak lazım, susup yürekte saklanan mı ,yoksa anlatılan mı…? Yada aşkın d

Sahip olduğumuz en güzel armağandır aslında aşk… Peki hangi aşkı yaşamak lazım, susup yürekte saklanan mı ,yoksa anlatılan mı…? Yada aşkın derinlerinde ki mana için susmak mı gerekir gerçekten…Aşk tan sonrası yok, aşk tan öncesi karanlık mı olmalı ,zifiri renklere mi saklanmalı hasret…Ömrümüze yazılanın hasretini bağrımıza mı basmalıyız,canımıza bedel,sabrımıza son mu olmalı sevdamız..
Nasıl saklanır aşk yürekte, nasıl sabrımıza son olur,nasıl susulur aşk’a aşkına…Her yağmurla sesin gelir,rüzgar kokunu getirir bana. Sen benim imkansızlığım ,sen yazamadığımı okuyan, sen huzur verenim, uzaklardaki hayallerim ,sığınacak tek limanım ve nefesini soluduğum yarim ,yarınım benim ,kırılgan ümitlerimle yüreğimde yaşattığım. Bir yanım senle dolu , bir yanım hasretinle birikmiş saatlerin özlemiyle.Bazı gecelerin karanlığı umut dağıtıyor bazen ve gecenin hüznü içimdeki sen oluyor sanki. Umut dağıtan karanlıkta huzur buluyorum aslın da, öylece sessizce kalıp dalıyorum uzaklara ve nedense mutlu da oluyorum o anlarda, çoğu anlardan daha değerli hissediyorum o anları ve anlıyorum ki, gecenin karanlığı,sessizlık ,ne kadar da her yer sen olmuş diyorum… Meğer geceler, suskun dillerin ,yorgun yüreklerin çığlığıyla yaşanıyormuş ve bilsen ne çok isterdim gecelerine sabah olmayı.
Şimdi yokluğunun acısına inat özlüyorum seni, yine aklım da, yüreğimdesin. Sıcaklığını ezbere biliyorum ,gözlerimi gözlerinde bıraktım, ruhun bedenim de hapis. Sendeki huzur hiç bitmesin, sakin denizlerin kıyısında gibi dinlendirsin beni sevdan. Sen kalbimi acıtan her şeyden birazsın. Sen yüreğimin sahibi,sen gecelerim de hayal, sen üşüyen bedenim, nefesimde hayat ve sen ömrüme can’sın..