Tahmin ettiğiniz gibi yine bir sinema filmini seyrinize sunacağım. (Siyaset, mehteran şeklinde devam ede dursun.) Manifesto’dan sonra bu yıl seyrettiği

Tahmin ettiğiniz gibi yine bir sinema filmini seyrinize sunacağım. (Siyaset, mehteran şeklinde devam ede dursun.)
Manifesto’dan sonra bu yıl seyrettiğim en anlamlı, düşündüren, geren, sizi de içine çekip duygularınızla oynatan, günümüzün öne çıkmış konularına dokunduran, filmini “Janrlar arası bir gerilim, kara komedi öğeleri taşıyan anarşist-feminist bir polisiye” olarak tanımlayan Agnieszka Holland’ın son filmini; “İZ / SPOOR” i…
3 kez Oscar adayı olan usta yönetmen Agnieszka Holland ve Kasia Adamik’in seçimleri doğru karakter oyuncuları: Agnieszka Mandat-Grabka, Wiktor Zborowski, Jakub Gierszal ( tabii gerisinde nice emekler) ile ortaya koyduğu zamanın nasıl geçtiğini anlamadan seyredilen zeytinyağı gibi bir film. Akıp gidiyor işte!
Hele de İstanbul 40 dereceleri gördüğünde seyrediyorsan, çoğunluğu karlar altında geçen sahneler seni çok rahatlatıyor.
Film 2017 Berlin Alfred Bauer Ödülü almış.
Bu yılın en çok ses getiren filmlerinden biri olan “İZ”, Berlin Film Festivali’nde Gümüş Ayı, Fantasia Film Festivali’nde En İyi Film ödüllerine de layık görülmüş.
Şubat ayında Berlin Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan İz, Polonya usulü bir Fargo gibi, karlar altındaki bir dağ kasabasında geçen, renkli karakterlerin cirit attığı bir cinayet filmi.
Filmin başını çeken şirin ihtiyar Duszejko, kasabada öğretmenlik yapan astroloji delisi, vejetaryen, hayvan hakları savunucusu bir kadın. Çok sevdiği iki köpeğinin ortadan kaybolmasının ardından çoğu kaçak avcılıkla uğraşan kasaba sakinleri de art arda cinayetlere kurban gitmeye başlar.
Variety “Polonya usulü bir Fargo” şeklinde niteliyor.
Karlar altında bir kasaba mistik bir dram.
Düşünsenize dağ evinde tek başına huzurlu bir hayat yaşıyorsunuz. Yılların yorgunluğunu özümlemeye başlamış bir denge içinde…
Doğanın kucağında, trafik yok, manyak komşular yok (ilerleyen saatlerde bu düşüncemi yok ettim) kardan sonra çamur yok, hava kirliliği nüfus patlaması yok.
Ohh gel keyfim gel. Ye-Sev-Şükret
Ama insanoğlu varsa her zaman bir dert çıkar işte. Çok geçmez kasabada esrarengiz cinayetler işlenir. Kasaba halkı ve polisin araştırmalarının sonuçsuz kalması üzerine Duszejko, bu esrarengiz olayların izini kendisi takip etmeye başlar.
Hayvanseverler de bu filmde benim gibi delirip kendini Duszejko, ile özdeşleştirecektir. Son mutlu… Ama garip bir adalet çözümlemesi. Teksas usulü…
Başka Sinema Dağıtımı ile sinemalarda.