İnsanlar gülüyordu trende, vapurda, otobüste, Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle. Hep kahır ,hep kahır, hep kahır  Bıktım be..         Na

İnsanlar gülüyordu
trende, vapurda, otobüste,
Yalanda olsa hoşuma gidiyor, söyle.
Hep kahır ,hep kahır, hep kahır 
Bıktım be..

        Nazım hikmet 

Merhaba değerli okurlarım, gün hatta saat geçmiyor ki bizleri üzen hadiselerle karşılaşmayalım. Yine yüreklerimizi yakan bir olay oldu, mutlaka çoğumuz duyduk. Gerek görsel gerekse basılı yayın olayı duyurdu. Adana'da minibüste işitme engelli gence feci şekilde dayak yani işkence yapıldı. Dört cani genç tarafından ki; bunlar geleceğin teröristleri bana göre. Yani şehir eşkiyalarına artık yanımızda yöremizde rastlamak mümkün ve hayatımızı cehenneme çeviriyorlar. Huzura , sesizliğe gülen yüzlere naif yüreklere hasret kaldık vesselam!. Bu olayda şehir magandaları zincirlerini kırmış zavallı gence tekme yumruk girişmişler. Neyse ki gencimiz ölmemiş, ölmediği gibi hastaneye gittiğinde 24 saat müşaade altında tutulması gerekirken, birkaç saat içinde taburcu edilmiş. Yahu bu kişi başından darbe almış, bu nasıl bir vurdumduymazlık ki apar topar hastaneden çocuğu taburcu ettiniz. Bu da ayrı bir skandal bana göre. 

Gence inkence yapanların bir tanesi king boks sporu yapan aynı zamanda tıp okuyan bir öğrenci. Bu kişi ileride doktor olsa dahi ya da sağlıkçı nasıl insanlara davranır bilinmez. Önce kendisinin tedavi olması gerekir. Artık içeride umarım bunları düşünecek bol bol zamanı olacaktır. Sahi Atatürk ne demişti; "ben sporcunun çevik olanını severim ve beni Türk hekimlerine emanet edin". Vatanı Türk gençliğine emanet etmişti. Türk gençliği daha kardeşine dahip çıkamadığı gibi darp ediyor acımasızca. İşte Atam güvendiğin gençliğin durumu budur !. Diğer tarafta anne kanser hastası tedavi görüyor, yarı canı bu olayda gitmiştir zaten. Ciğerim parçalandı oğlumu böyle gördüğümde diye feryat etti, tv de izledik haberleri takip edenler şahit oldular. Dikkatinizi çekmek isterim erkek baskısının yoğun olduğu bir coğrafyada yaşıyoruz ve kızılca kıyameti her an yaşıyoruz. Ülkemiz mahşer yeri, yaşadığımız alan dar. Kabımıza sığmıyoruz. Mutsuz gelecekten umutsuz bir gençlik sokakta terör estiriyor, babalar çocuklarını ayrılmak isteyen eşlerini öldürüyor, hayvanlara türlü işkenceler ediliyor, bunları yapanlar erkek. Hep söylerim, ailede çocuk ne görürse onu yapar ileride. Anneler lütfen; çocuklarımıza sahip çıkalım. Onları sokaktaki insanların büyütmesine müsaade etmeyelim.ileride evlatlarımızdan utanmak yerine gurur duyalım. Zor biliyorum ama imkansız değil temiz bir birey yetiştirmek. Öğretmenler de ailelere yardımcı olabilirse sağlıklı toplumlar yetiştirmek mümkün olacaktır. Şu soruyu sıkça soruyoruz değilmi birbirimize ya da kendimize ; toplum olarak nereye gidiyoruz,nasıl kurtuluruz?. Psikologlar bu duruma el mi atmalı?. Bu gençler ne kullanıyor?. Bu kadar sinirli asabi olmalarının altında yatan sebep ya da sebepler nelerdir bunlar araştırılmalı diye düşünüyorum. Yargı birimleri de  yetersiz, cezalar az ya da paraya çevriliyor suç makinaları sokağa salınıp yeni canlar yakmalarına müsaade ediliyor. Din iman para olmuş, varsa paran dünya önünde diz çöker, işlediğin suçu görmediği gibi yeni suçlar işlemene bir nevii destek verir. Çünkü, yine birilerinin cebine cüzdanına para girecektir. 

Hayır.. sevgili Nazım hikmet, gerçeği kabul edelim .İnsanlar ya şiddete maruz kalıyor ya da şiddet uyguluyor, insanlar gülemiyor, insanlar geçim derdinde, insanlar sinemaya tiyatroya gidemiyor, küfürlü mizah dergilerine gülüyor. Nedenini bilmiyorum basit yaşamak kolaylarına geliyor belki de. İşte memleketin durumu böyle, biz sana bile sahip çıkamadık. Oysa senin gibi vatanını seven birinin Rusya topraklarında yatması bizim en büyük ayıbımız hakkını helal et. Sağlıklı sevgi dolu günlerin hayaliyle sizleri başbaşa bırakıyorum.