Türkiye’nin bunca sorunu varken, iktidar bu sorunların altında bunalmış, paniğe kapılmışken, birden bire “Başörtüsü/Türban” konusunu ortaya atan CHP Genel Başkanı hatalı davranmıştır. Bu davranış iktidar ve onun başı için bir çıkış, kendisinin de ifadesi ile nefis bir pas olmuştur. Bu konular onların en güçlü yanlarıdır. Oysa hukuk, adalet ihlalleri, baskılar, kadın cinayetleri, yanlış dış politika eylemleri, asayişin, yasa tanımazlığın tırmanışı, enflasyon, hayat pahalığı, toplum sorunları, geçim sıkıntısı, işsizlik, bozulan sağlık sistemi, sağlık personeli ve doktorların darp edilmeleri, öldürülmeleri, eğitim vs. gibi Türkiye’nin devasa sorunları varken, niye baş örtüsü? Bunlara, Türkiye’nin beka meselesi haline gelmiş olan Suriyeli, Afgan, diğer göçmenlerin, yarattıkları sıkıntıları da ekleyebiliriz. Yani şuanda Türkiye’nin en önemli sorunu, baş örtüsü değildir! CHP Genel Başkanı bu aklı veren, kampanya ekibini tekrar değerlendirmesi gerekir! 

Altılı masadaki genel başkanların 4’ünün eşi kapalıdır. Aslında gerek iktidar, gerekse muhalefet, yaklaşan seçimleri düşünerek, başörtüsü hadisesini canlı tutarak, muhafazakar kesimden oy almak için, siyaset yapıyor! Ancak CHP gibi Laik Cumhuriyetin teminatı olan partinin, kendi seçmenlerinin beklentilerini hayal kırıklığına uğratacak, siyasi hamleleri yaparken, daha dikkatli olması gerekmez mi? Mamafih, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, kendi grubunda yaptığı rest, yeni bir imkan yarattı. Siyasette, geri dönüşlere yer vardır, vaciptir, meşrudur! Rahmetli Demirel’in dediği gibi “Dün dündür, bugün bugündür”. Denilebilir ki; “Efendim ben iyi niyetle kadınlarımızın, kılık kıyafetlerini, kendi özgürlük alanları içinde istedikleri gibi olmasını sağlamak için yasa önerisi verdim. Bu konuda istismarı önlemek istedim. Ancak iktidar hadiseyi saptırıyor, mecrasından çıkarıyor. İçine başka şeyler (LBT) sokuyor. Esasen kendilerinin ayrıştırdığı toplumumuzu, daha da bölecek hareketlere tevessül ediyor. Toplumumuzu bölmek gibi derin yaralar açabilecek, bu tavırlara izin veremeyiz, bu nedenle teklifimizi geri çekiyoruz. İlaveten, Türkiye’de Laik Cumhuriyetin teminatı olan, Anayasanın 24 maddesi tehlikeye düşürebilecek herhangi bir Anayasa değişikliğini de kabul edemeyiz”... biçiminde bir argüman ileri sürebilir.  

Zaman geçtikçe görülecektir ki, CHP ve 6’lı masa birleşenlerine oy veren, seçmen oylarında, bir değişim olmayacaktır. Belki bu girişim, CHP’ye az sayıda oy getirebilir! Şurası bir gerçektir ki, ANAP liderliğinin hatası sonucu kapanan ANAVATAN (DYP’de aynen) Partisi, seçmenleri, kadroları, ortada kalmış, asıl oyu yüzde 12’lerde olan AKP usta bir siyasetle bu oyları kendi hanesine taşımıştır. Bu sayede iktidar olmuştur. Ne yazık ki, CHP ortada kalan ve kerhen AKP’ye oy veren, ANAP ve DYP seçmenlerinin oylarını kendisine taşıyacak, siyaset mühendisliğinden yoksun kalmıştır. Oysa bu oylar ve kadrolar, CHP’yi yıllardır hasret kaldıkları iktidara rahatça taşıyabilirdi... 

Siyaset oynak bir zemindir. Ustalık, cesaret, zamanlama ister... Temel fikir, inanç karaktere sadık kalmak şartı ile, politika hamle ve dönüşleri olabilir. 

PS: Sayın Kılıçdaroğlu’nun ABD temaslarını olumlu buluyorum. Demokrasilerde iktidar alternatifi olan muhalefet liderlerinin ABD administrasyonu, özellikle kongre üyeleri, senatörler ve milletvekilleri ile görüşmelerde bulunması çok normaldir ve de gereklidir.