Değerli okurlarım anlatmakla, yazmakla bitmeyecek bir tehlikeyi

Değerli okurlarım anlatmakla, yazmakla bitmeyecek bir tehlikeyi ( Sosyal Medya) sonlandırmaya bir bölüm daha kaldı. Daha evvel sizlerle “yaşadığımız coğrafyada ‘Sosyal Medya’ ile harmanlanmayan bir makalenin benim nazarımda hiçbir değeri yoktur.” şeklinde bir paylaşımda bulunmuştum. Düşüncemin arkasındayım.

Dünyanın en etkin gücünü hangi kalemşor unutturmaya/gizlemeye çalışıyorsa sizi bilmem ama, benim o makaleyi yazanlarla işim olmaz!..

Hele ki kamuoyuyla paylaşılması gereken hayati değerdeki bir haberi anında paylaşmayıp birkaç yıl sonraya erteleyenlerle hiç işim olmaz.

Önemli haberleri yayımlamayan veya geciktiren kalemşorların listesi o kadar kabarıktır ki ülkemde, anlatmakta kitaplar yetersiz kalır.

Binlerce örnekten yalnız güncel olan birini vererek hafızalarınızı tazelemek istiyorum.

18/09/2017 tarihinde Haber Türk Gazetesinde Serdar Turgut’un “ Yine O lanet Harita” başlıklı yazısı aşağıdadır.

http://www.haberturk.com/yazarlar/serdar-turgut-2025/1635654-yine-o-lanet-harita

Serdar Turgut, yazısının bir bölümünde ‘Haberin Yayımı’yla ilgili önemli bir İtirafta bulunmaktadır.

Serdar Turgut: “O yıl (1993) ben Hürriyet Gazetesi’nin Washington temsilcisiydim. Biraz yaklaştığımda haritanın bölgemizde kurulacak bir Kürt devleti haritası olduğunu gördüm. Kaynağım son derece bilgili ve akıllı bir insandır. Bunu görmemin bir kaza olduğunu düşünmüyorum bu yüzden. Ben eminim ki o gün bana bu harita gösterildi.

Herhalde o gün çalıştığım gazetede (Hürriyet) bunu yazmamı istediler, ama ben birkaç yıl bekledikten sonra yazdım bunu.. Düz haber olarak yazılabilecek bir şey değildi, ancak köşe yazısı formatıyla anlamlı olabiliyor.”

Yorum k okurumundur.

Kısaca, Sosyal Medya’yı esir alan Küresel Doyumsuzlar haberin yayımlanmasına ya müsaade etmemişler, yada bir süre sonra yayımlanmasına karar vermişlerdir. Tabii ki her zaman uyguladıkları gibi!......

Bu nedenledir ki beyinlerimizi esir alabilen bu güç, bundan böyle yaşamımızın her döneminde karşımıza çıkacaktır.

Onunla yatıp kalktığımız, ondan beslendiğimiz, nefeslendiğimiz ve insanlığın yaşamını sürdürebilmesi için hayati değerdeki ‘SU’ kadar ihtiyaç duyulması gereken bir güçtür Sosyal Medya. Bu gücün etkinliği, ancak dünyada yaşamın bitmesiyle mümkündür! NOKTA!

Sosyal Medya’nın Yedinci bölümünü paylaşırken sanki ilk bölümdeymişim gibi anlatacaklarım vardır sizlere!. Son derece önemsenmesi gereken bir gücün sonunu getirmek mümkün mü? Hayır tabii ki, o nedenle çok zorlanıyorum. Bu konuda benimle aynı duygu ve düşüncede olduğunuza da yürekten inanıyorum.

***

Buraya bir nokta koyarak şimdi tekrar küresel sömürücülerin marifetlerine dönebiliriz.

Dış düşmanların güdümünde olan ülkeler(!) ne yazık ki itilip kakılan vasıfsız toplum olmaktan öteye geçemiyorlar!.

Küresel deve (!) uçsuz bucaksız mümbit toprakları emanet edip, istediği gibi kullanmasına imkan verirseniz o da ektiklerini itirazsız biçer!...

Hatırlanacağı gibi Sosyal Medya bünyesinde yaşam bulan FETÖ gazetecileri, Özgür Basın, Yandaş Medya, Hedef Gazeteciler, MİT'çi Gazeteciler, Postal Yalayan Gazeteciler, Aşırı Ulusçu Medya gibi terimler ülkemizde çokça yaygındır ve bizlere yabancı değildir..

Küresel güçler; Basın Özgürlüğünü, Aşırı Ulusçuluğu savunan ülkelere kesinlikle müsaade etmezler!. Kendi çıkarlarına hizmet eden satın alınmış yazar kasaların cirit attığı ortamlardan beslenirler!..

Daha sonrası malumun tekrarıdır. Yani hedeflediği ulusların hazinelerine, zenginliğine, mümbit toprak altı ve toprak üstü kaynaklarına el koymak onlar için zor olmaz!..,

Yakın ( 1789-2000) ve özellikle Milenyum Çağ’ında (2000 ve sonrası) ses getiren en doyumsuz sömürücüler ‘İngiltere ve Amerika Birleşmiş Devletleri’dir.

O halde kısaca emperyalizmi hatırlamak gerekirse; doyumsuzların, hedeflediği ülkenin kültürel, siyasi ve ekonomik egemenliğini ele geçirmesidir!..Yayılmacı olmak, toprağına toprak katmak doyumsuzların ana felsefesidir.

Günümüzde ‘Sosyal Medya’yı kullanarak dünyayı acımasızca sömüren Amerika’dan çarpıcı örnekler vermek istiyorum. Zira Amerika silah satarak ve Sosyal Medya’nın vazgeçilmez unsuru olan film sektörünü kullanarak yücelmiş ender sömürücüdür!..

Her zaman dile getirdiğim gibi, emperyalist ülkelerin başarısı; dünya medya sektörüne hakimiyetiyle doğru orantılıdır.