Enver Paşa, bir döneme damgasını vurmuş, kimine göre bir cengaver, kimine göre vatan haini, kimine göre “1908’in

Enver Paşa, bir döneme damgasını vurmuş, kimine göre bir cengaver, kimine göre vatan haini, kimine göre “1908’in Hürriyet Kahramanı” Binbaşı Enver Bey, daha doğrusu imparatorluğun tek söz sahibi olan, genç, inançlı, muhteris, yada; hem kaderci hem de kaderini yaratan adam. Daha doğrusu vatan için, hain olmayı bile göze alan,
gözüpek, amansız, kararlı, azimli bir Komutan.

Enver Paşa’nın elinde İslam Dünyası’nda ihtilaller yaratan,körükleyen, ateş çemberinden çıkmış güçlü bir örgüt Teşkilat-ı Mahsusa. Celal Bayar’ın sözleriyle bir hareket,bir fikir yuvası, başlangıcı olup, sonu olmayan, vatan için ölmeyi göze alan değil, ölmeyi normal sayıp,yaşamayı göze alanların birleştiği yer.Teşkilat-ı Mahsusa’da Ordunun en enerjik,idealist
subayları ile Türk İslam diyarının aydın bilginlerinin toplanmıştır. Örgütün başında ittihatçı subayların yıldızlarından Süleyman Askeri Bey vardır. Süleyman Askeri Balkan savaşında Batı Trakya kaybedilince, bir avuç gerillacı ile oraya gidecek, Batı Trakya Cumhuriyetini kurup Cumhurbaşkanı olacaktır. İttihat ve Terakkinin gözünü budaktan sakınmayan, Yakup Cemil, Sapancalı Hakkı,Abdülkadir, Eşref Kuşçubaşı, Hacı Sami gibi cesur cengaver subaylar


ve Komiteciler Teşkilat-ı Mahsusa’dadır. Kurtuluş Savaşında İzmir’de Yunan’a İlk kurşunu sıkan sıkan Hasan Tahsin (Osman Nevres) de Teşkilatdandır.

Balkan Şavaşı günlerinde olduğu gibi, Dünya savaşları başındada Balkan Devletlerini bize karşı birleştirmekler görevli İngiliz Boxton kardeşleri Romanya’da vurmuştur.Kurtuluş savaşında düşmanla yaklaşık 2 yıl savaşan, Çerkez Ethem’de, ağabeyleri Tevfik,Reşit de teşkilatdandır. Bu gerillacılar. Daha 1908’den itibaren İran içlerinde ihtilallere girişmilerdir.
Trablusgarp savaşlarında önemli roller üstlenmişlerdir.Batı Trakya’da ihtilal yapmışlar ve
bütün İslam ülkelerine yayılmışlardır.

Celal Bayar derlediği bilgiler ile bu İslam İhtilal örgütünü şöyle anlatır:


“ Osmanlı Devleti içinde ülkü ve fikir birliği yapmak dünya coğrafyasındaki bütün Türkleri bir bayrak ve bir Devlet görüşü altında birleştirmek, temsil ettiğimiz manevi iman düzeni olan
Müslümanlığı izlenilecek dış politikanın etkin kuvveti durumuna getirmek,sömürgecilik ile savaşarak, milli kurtuluşlar dönemini açmak ve bunun kadrosunu yetiştirmek amacı ile kurulmuştur. Teşkilat-ı Mahsusa bazılarının sandıkları gibi, hatta iddia ettikleri gibi soyut haber alma, istihbarat, düşman memleketlerinde isyan ve olaylar çıkartmak için kurulmuş bir örgüt değildi. Bu taraf onun fiili alanda başarmaya çalıştığı işlerdi ki ; Mısır, Tunus, Fas, Hindistan ve bütün siyah Afrika’nın bu gün gerçekleşen bağımsızlığında, bizim Teşkilat-ı Mahsusa’nın çabaları ve etkileri düşünülebileceğinden çok daha büyük, önemli ve etkilidir.
Bugün, bu ülkelerdeki sonuçları elde edenlerin çoğunun ya kendileri, ya kendilerinin çok
yakınları ve bir kuşak öncekileri Teşkilat-ı Mahsusa içerisinde görev almış vatansever kişilerdi.Osmanlı İmparatorluğu’nun düşüş ve çöküş döneminde bile dünyada temsil ettiği
kudret ve özellikle geçmişi, böyle bir harekete çok elverişliydi”

Baştada yazdığım alt başlıkdan anlaşılacağı üzre, sonu olmayan bir harekettir Teşkilat-ı Mahsusa yüzyıllar süren oluşumlara kafa tutmuş,isyan başlatanlara set olmuş, kendi belirleyici olmuş,dünya kriterlerinde gerekirse Devlet kurmuş bir yapının kemikleşmiş iskeletidir. Enver Paşa’nın emrinde bir kuruluş, Başkanı Süleyman Askeri, ve ordudan yetkili subayların ikinci derecede görev aldıkları bir teşkilat. Ve diğer yöneticileri yabancı Müslüman ülkelerden Hilafete bağlı, tanınmış ulema,bilgin alim,politikacı ve milliyetçi kişiler.
Eşref Kuşçubaşı: Genel Müfettiş Ceziret-ül-Arap,Necit hatta çöl ve bütün bölgelerin denetimi ona aitti.
Sami : Türkistan ve Büyük Asya’nın Kuzey ve Doğu kesimleri,


Mısır: Abdülaziz Çaviş, Sait ve Ferit Bey ve arkadaşları
Tunus: Şeyh Salih, Eş-Şerif, ve Ali Başhampa vede Cemagi
Hindistan: Muhammed Ali, Şevket Ali ve Arkadaşları, Mecusilerden Doktor Hardiyal
Ulemadan Şeyh Mevlana,Mahmut Hüseyin, Müderris Hüseyin, Dr.Nasır.


Cezayir: Abdülkadir ve bazı Miliyetçiler
Afrika : Şeyh Sunusiler

Anlaşılacağı üzere, yapılandırılmaya çalışılan ve başarılan böyle bir teşkilat oluşumu dünyanın kaderinde etkili olurken, ve tüm tabuları yıkarken tarihin sayfalarında adeta yön vermiş, kaderinin değişmesine vesile olmuştur.Teşkilat-ı Mahusuda vasıtası ile atılan tohumlar, en son 60’lı yıllarda meyvelerini vermiştir. Ve bir çok ülkenin bağımsızlığını kazanmasında etkili olmuştur. Sonu gelmeyen bu hareket, imkanın el verdiği sürece devam
etmiştir.Bugün böyle bir hareketin olmadığını söylemek mümkün olsada, tarih hep tekerrür den ibarettir.


Dünya konjunkturude her 10-15 yılda bir değişime gidiyor,Dünya devletlerinde sistemler değişiyor tabular yıkılıyor, kitle iletişim araçları ile sistemler,yönetimler, hatta iktidarlar hedef alınıyor. Teknoloji ve Bilim çağı ile birlikte sistem yerini daha başka oluşumlara bıraktı.Şimdi bir tuşla iş bitiren sistemler var. Dünya konjunkturude bu oluşuma ayak uydurdu. Türkiye için değişmeyen tek şey gücüdür. Türk’ün gücü tartışılmaz. “ Bir Türk Dünyaya Bedeldir” Mustafa Kemal bunu en iyi şekilde belirtmiştir.

Ve son söz; Bitmeyen tek şey Umuttur.



Kaynakça: Şenol Yücedağ/Ezeli Düşman İngiltere