Türkiye içeride ve dışarıda mücadele ediyor. Devletimizin her yönden baskı altında olmasını isteyen Batılı güçler her anlamda ve her yönden gizl

Türkiye içeride ve dışarıda mücadele ediyor. Devletimizin her yönden baskı altında olmasını isteyen Batılı güçler her anlamda ve her yönden gizli anlaşmalar ve planlar yapıyorlar. 
Dışarıdan vurulmak istenen bir Türkiye bana mantıklı gelebilir. Ama içimizden bizi vurmaya yeltenenleri anlamakta zorluk çekiyorum. Küresel güçlerin bizleri her yönden çökertmek istediği bir vaka. Askeri yönden, siyasal yönden ve ekonomik yönden türlü türlü oyunlarını denediler. Gezi olayları bir bakıma aslında bu işin başlangıç noktası idi. Daha sonra 15 Temmuz işgali ile bu kirli oyunlarını pekiştirmek istediler. Arada dış bağlantılı Daeş örgütünü de dışarıdan sınırlarımızı tehdit anlamında üzerimize sürdüler. Ama her oyunlarına ve her tuzaklarına gerek Devletimiz gerekse Milletimiz cevabı verdi. İç dinamiğimizi hedef alan terör örgütlerini kullanan bir Haçlı ittifakı var.
Ve bu kutsal ittifak içimizdeki siyasi yapılanmaya gözünü dikti. Evet yanlış duymadınız siyasi yapılanmaya. Bu konuda birçok bilgi var tabi istihbarı kaynaklarımdan aldığım son haberler ve duyumlar yeni bir planın hem iç hem de dış taraftan devreye sokulduğu. İç siyasi yapılanmamıza Almanya ile bir start vermek isteyen bu kirli ittifak içimizdeki siyasi partileri kendi safında tutarak toplumsal anlamda bir infial ve kaos hesabını yapıyor.
Türkiye’de ki siyasi partilerin görüş ve fikir ayrılıklarına lafım yok. Tabi ki her siyasi partinin bir vizyonu ve misyonu var. Yıllarca Batılı güçlerin milletimiz üzerinde oynadıkları oyun gibi Sağ-Sol çatışması ile binlerce  insanımızı kayıp verdik. Çok şükür ki o günler geride kaldı. Sağ duyulu milletimiz artık bu oyunların farkında. Ama elbette 2002 ‘den beri Türkiye siyasetinde istikrarlı olarak çizgisine devam eden Adalet ve Kalkınma Partisinin yapmış olduğu revizyonlar ve reformlar ile Batı dünyası elbette memnun olmadı. Bilhassa AB ve Avrupa Parlamentosu bu konuda ülkemizden oldukça rahatsız oldular. Çünkü istikrarlı bir Türkiye boyun eğmeyen bir Türkiye onların işine yaramıyor.
Ve birçok planı devreye koyuyorlar. İçimizde terör örgütlerini kullanarak. Malum Fetö Terör örgütünün Türkiye Siyasi hayatı boyunca hem yargıyı hem askeri hem polisi hem de bürokrasiyi ele geçirerek malum zamanlarda malum olaylara imza atmaları bizlerin ne kadar tehlikeli bir yapının içerisinde olduğumuzu görmemizi sağladı. Fetö terör örgütünün her anlamda Batılı güçlerin elinde olduğunu ve kuklası olduğunu biliyoruz. ABD’nin CIA  aracılığı ile Fetö terör örgütünün kendi misyonunu terk etmesi gerektiğini terör elebaşısının yani  Fethullah Gülen’in en son yabancı menşeili basın medyasına verdiği demeçle beraber  resimler, tartışılmaya dair  pozlar ve mesajlar ile  anlıyoruz ki o mesajlar daha çok konuyu  açar  ve tartışmaya açık hale  getirir. Yeni bir hazırlık içinde oldukları kesin. Yalnız burada CIA’nın yeni kurgusu da hazırlanmıyor değil hani.
Batılı emperyalist güçlerin ters propaganda ile yıllardır içimizde hain planlar yaptıklarını biliyoruz. Siyasi partilerden tutunda STK’lar, dernekler, vakıflar ve tarikatlar bu bağlamda çok kullanılıyor. Gezi olaylarının finansörü Soros 15 Temmuz’da da aktifti. Son olarak CHP’nin organize ettiği pardon dış güçlerin organize ettiği ADALET yürüyüşü adı altında yapılan sivil ayaklanma tertipli organizede de Soros vardı. Burada araya giriyorum CHP tabanında  hakikaten  aklı selim  olanları tenzi  ediyorum. Çünkü  onlarında  CHP’nin  son zamanlardaki  tutumundan ve Klıçdaroğlunun  tavırlarından  rahatsız  olduklarını  biliyorum. Şimdi sıkı durun Küresel güçler yani Batılı emperyaller öyle bir plan organize ediyorlar ki bu plan dahilinde içimizdeki siyasi partileri kullanacaklar.
İşçi partisini biliyorsunuz malum ismi değişti Vatan Partisi oldu Neden? Acaba hiç düşündünüz mü? İşçi Partisinin misyonunu ve vizyonunu bilmeyen var mı?  Vatan partisi olunca vatanını milletini seven ve bu uğurda çalışan bir siyasi parti görünümüne mi bürünecek? Ben pek öyle düşünmüyorum. HDP’nin bugünlere gelene kadar kaç kere isim değiştiren hangi partinin çekirdeğinden geldiğine bir bakın araştırın. Değişen bir şey  oldu mu ? HDP -PKK ile aynı safta yer aldı. Hadep’ten bu yana ne değişti neler değişti? Bence hiçbir şey değişmedi. 
Şimdi belki başka senaryolar deneniyor ama o da tutmayacak. Başaramayacaklar. CHP’nin HDP ile ortak hareket etmesi Adalet yürüyüşünün ardından Tunceli’de yine CHP organizasyonlu bir yürüyüş ve sonrasında CHP’li vekillerin aynı eylemlerde bulunulması için HDP’ye davet çağrışımları bir şekilde sonuç verdi ve HDP Eylül ayına   kadar sokak eylemleri yapacağını basın ve medya aracılığıyla duyurdu. HDP ‘yi biliyoruz değişmez değişemez de kirli odakların maşası olmaya da devam edecek. Peki Kılıçdaroğlu’nun başında  olduğu CHP’ye ne oluyor? Ya da CHP Kılıçdaroğlu ile nereye koşuyor?  
Keza Öyle ki günden güne  tavırları  ve söylemleri birbirini tutmuyor. Şimdi de Meral AKŞENER’in  yeni bir parti  oluşumuna  destek verilmesi hususunda görüşlerini  beyan ediyor. Ve sistem hakkında da görüşünü beyan ediyor. Ha bu arada Vatan Partisi de boş durmuyor. Onlarda anlaşılan bir karar almış. Onlarda başlamışlar sokak organizasyonlarına. Aldığım duyumlara göre yeni bir organizasyon için 2 Dernek 1 Vakıf ve 1 Tarikat bu oluşumlarda destekçi olacaklar. Özellikle Vatan Partisine dikkat diyorum. Batılı Emperyalist güçleri diye lakırdı yapıp incirlik üssü ile alakalı bir dolu mesaj ve üstü kapalı iktidarı tehtidvari mesajlar veriyorlar. Yani bir yanda Fetö bir yanda PKK, bir yanda DAEŞ, bir yanda PYD, bir yanda YPG’nin yeni adı SDG, bir yanda CHP-HDP-VATAN PARTİSİ.  Reis’in dediği gibi TOPUNUZ GELİN...!