Sevgili okurlarım merhaba, 07-08 Haziran 2017 tarihlerinde İstanbul Kadıköy Belediyesinin düzenlemiş olduğu Haydarp

Sevgili okurlarım merhaba, 07-08 Haziran 2017 tarihlerinde İstanbul Kadıköy Belediyesinin düzenlemiş olduğu Haydarpaşa Gar’da Kitap Fuarına katıldım. Büyüğünden küçüğüne bütün yayın evlerinin stantlarını gezip görme şansına nail oldum. Aileleriyle birlikte gelen çocuklar, çocuklarla birlikte gelen sınıf öğretmenleri, her yaş grubundan okurlar gördüm. Özellikle çoğunluğun: “Türkiye’de kitap alıp okuyan yok.” Diyenlere inat cüzdanında kalan on beş telesini kitaba veren okurlarla buluştum konuştum tanıştım.

Yüreğime dokunan okurlarla duyguların en hoşunu en güzelini en değerlisini yaşadım. Yazmanın paylaşmanın okurlarla buluşmanın önemini birebir yaşayarak öğrendim. Katkısız katıksız yazmayı devam etmek adına okurların düşüncelerini aldım. Adımlarımı yazım dünyasında doğru atmak adına bana adeta rehber oldular ve kitaplarımla yüreğimin derin bir köşesine daimi misafirim oldular. Kitap dostlarının dostluğunu omuzlarda taşımak hafif bir yük değil taşıyabilmem için bana verilen değeri dengede tutmamı sağladılar!..

Maalesef kitap fuarında dengeyi sağlayanların arasında dengeleri bozanlarda vardı. Yan stantta hem yazar hem yayınevi sahibi abla diye hitap ederek adıma İstanbul’da imza günü düzenlemek isteyen şahıs ikinci günse bir kadına yapılmayacak davranışlar içerisindeydi. Rahatsız edici durumun farkında olan kendisini fazlasıyla önemsediğim arkadaşım: “Burası Avrupa değil dikkatli olmalısın. Bu tutum sana ileride negatif olarak dönecektir. Eğer bir gün fazla kalmış olsaydın adam sana sahip olacaktı.” Dedi.

Dostum sandığım kadının sarf ettiği bu sözler karşısında adeta dumur oldum. Susmak yerine dostluğumu kaybetmeyi göze aldım: “Bu türden tipler bütün dünya ülkelerinde varlar. Ben adama gerekli cevabı verdim. Anlamadığımsa sizin verdiğiniz tepkiniz içimden sizi tepiklemek geliyor. Unutmayın telafisi imkansız sözleriniz ileride sizin önünüze çıkabilir. Ayrıca geçmişinden korkan insanlar gazetelerde yazamaz kitaplarıyla okurlarla buluşamaz. Ön yargınızı kendinize saklayın sizi gerçek dostu kabul edenleri boş yere hayal kırıklığına uğratmayın ve kalbinizi kırdırmayın.” Dedim.

Duyduğu sözler karşısında beti benzi attı ve epey bocaladı. Atıfta bulunmuş olduğu kişi aslında yanlış yapan adam değildi hemcinsiydi. Yaşanan negatif olaylar karşısında: “Burası Türkiye, bu ülkeden her şey beklenir” diye diye Anavatanımızı aşağılayıcı hale getirenleri sorgulamak gerekiyor. Tahminim arz talep meselesi ki, bu tür insanlar talepte bulunuyorlardı. Yapılan yanlışı doğrulamaya çalışan dengesizleri dost yerine koyanlarda kabahat. Kaba bir tabir kullanmaktansa kendimi men ediyorum. Dost görüntüsüne bürünmüş çıkarcı amaçlı dostun dostluğunu böylece öğrenmiş oluyordum!..

Hani: “Dostun dostluğu yolculuklarda belli oluyor.” Diyorlar ya…

Yolculuğumu yüreğimdeki o dostumu kaybederek tamamlamış oldum. Lakin yeni dostlar yeni düşünürler yeni okurlar yeni dostluklar ve dost kervanına katıksız katılanları kazandım. Kendini ulaşılmaz Kaf Dağının tepesinde gören dostun söylemini çürüterek yaptığı yanlışla ders almasını sağladım. Dünyayı güzelliklerle doldurmak dostlukların değerine değer katmak bizim elimizde. Fikri zikri kirli zihinleri kirletenlerden uzak durmakta bizim elimizde. Fazla geç kalmadan uzatın dost ellerinizi dostluğun dost kervanına birlikte çoğalalım. Varlığımızla var olmak adına en uygar insanlığa ulaşarak çevremizde bizlerle seyahat halinde yolcuları katıksız çıkarsız riyasız insancıl duygularla beraber kazanalım beraber kazandıralım!..

Sevgi ve saygılarımla