Bu gün takvimler 8 Martı gösteriyor. Bu gün günlerden dünya emekçi kadınlar günüymüş. Yani üç yüz altmış beş günde bir gelen bir sevgi günü

Bu gün takvimler 8 Martı gösteriyor. Bu gün günlerden dünya emekçi kadınlar günüymüş. Yani üç yüz altmış beş günde bir gelen bir sevgi günü de denilebilir aslında. Emekçi kadınlar yıl boyu göz ardı edilir. Genç kızlar, kadınlar yıl boyu hep hor görülür dayağa maruz kalır duyguları düşünceleri yok sayılır ama 8 Mart geldi mi kadın çiçektir, kadın baş tacıdır gibi süslü cümlelerle saf duyguları yine kandırılarak sevgi gösterisi yapılır. Kadın bizim için sadece sene de bir gün önemli olmamalı o bizim hayatımızın her anında en özel en değerli olmalı. Düşünceleri, duyguları önemsenmeli ve desteklenmeli. Erkeği erkek yapan en önemli etken şüphesiz kadındır. Kadın olmasa erkek etnik kimliğini yitirir. Bunun için kadına her zaman en vefalı varlık olarak bakılabilmeli. Üstadım Sayın Neşet Ertaş ne güzel dile getirmiş. ‘Kadınlar insandır bizler insanoğlu’ eğer herkes bu gözlüğü takıp ta kadına öyle bakabilseydi bugün yaşanılan yüzlerce kadına şiddet olayları ve kadını sadece bir cinsel obje gibi bakıp yaşanılan tecavüz olayları yaşanmazdı. Kadın gereken saygını görür özgürlük libası içinde yaşardı.

Bugün mini etek giyindi diye halk otobüsünde tekmelenen, eşarp taktığı için saçı başı yolun, tecavüzcüsünü öldürüp cezaevine giren, kimsesiz olduğu için satılıp, etinden para kazanılan, daha ergen olmadan başlık parası için 60 yaşında ki adamlarla evlendirilen kadınlarımızın günü. Bu gün adına gidip onlardan özür dileyelim. Sadece 8 Mart dünya kadınlar günü olduğu için onları sevelim sayalım, onlara değerli olduklarını hissettirelim ta ki 9 Mart gelene kadar. 9 Martta yine aynı zihniyetle aynı hırçınlığımızla mini etek giyinen kadınları dövelim eşarp taktığı için hor görüp hırpalayalım. Kimsesiz olduğu için onları satıp, para kazanılan. Çünkü biz modelimizi böyle çizdik. Çünkü bizler çok modern insanlarız, eşarp altına saklanan iffeti istemeyiz. Çünkü biz 21. Yüzyılda yaşıyoruz. Teknoloji en ilerde ve zihnimiz hep en doğrusunu en iyisini düşünür…
Yok yok zamanın ileri gitmesi bizi ileriye götürmüyor. Biz zamanın akışına göre yol almıyoruz. Zaman ilerledikçe biz geriye gidiyoruz. Bugün yarın olacak diye yarın modern biri olacağız anlamına gelmez. Biz zihnimizi kötü düşüncelerden arındırmadığımız sürece, düşlerimizi bembeyaz kâğıtlara tertemiz şeklinde yazmayız ve gelişip modern bir kimliğe bürünemeyiz. En değerli varlığımız olan kadınlarımıza gereken değeri ve önemi veremeyiz. Onların gerçek kadınlar olduklarını onlara hissettiremeyiz. Bütün sene boyunca gözyaşı içen kadına sene de bir gün gül vermek kadına verdiğimiz değerin göstergesi olamaz…