Merhabalar Cem Bey. Röportajdan önce bize biraz kendinizden bahsedebilir misiniz? 

Öncelikle çok teşekkür ederim. Sivas doğumluyum. 12 yıldır spikerlik yapıyorum. Halen Radyo Trafik Ankara'da spikerlik, TRT Kent Radyo Ankara'da program yapımcılığı yapmaktayım.

Polisiye Roman yazmaya nasıl başladınız? Sizi polisiyeye iten herhangi bir şey var mı?

Mesleğe haberci olarak başlamam kitap yazmamda etkili oldu. Haberci olunca görüp, duyup, bildiklerinizi
yazıya dökme isteği daha da artıyor. Son yıllarda da polisiye haberler yapmam beni polisiye türünde kitap yazmaya sevk etti.

Görüldüğü üzere insanlar kitabınızı büyük bir keyif ile okuyor. Size gelen geri dönüşleri nasıl değerlendiriyorsunuz ?

Gayet memnunum ve çok mutluyum. Edebiyat dünyasına adım atmak büyük cesaret istiyor. Tabii ki korkularım oldu ancak bu korkular kitabın okunmaması değil ortaya iyi bir eser koyamamaktan kaynaklıydı. Kitabım çıktından sonra korkularımı yendim ve yeni kitabım da çok yakında okurlarım ile buluşacak.



Okurlarınızın hayal gücünü büyük ölçüde etkilemişsiniz belli ki. Onların yazıyla değil de daha çok görselleştirme yoluyla sizin kitaplarınızı yorumlamalarını nasıl buluyorsunuz? 

Kitap hayal etmenize yardımcı olur ancak polisiye daha da fazla hayal etmenizi sağlar. Çünkü polisiye de bir olay örgüsü ve sır perdesi vardır. Sürekli soru işaretleri ile boğuşursunuz. Benim yazım tarzımda da bu durum çok fazla. Televizyonculuktan gelmem kitabımı biraz da senaryo tadında yazmamı sağladı. Bu durumda okuyucunun hayal gücünü ön plana çıkardı diye düşünüyorum.

Kitabın ismi neden 'Gölge'? 

Kitabı okuyan anlayacaktır ama bu soruya burada cevap verirsem tüyo vermiş olabilirim :)

Polisiye kitap yazarısınız, peki okuduğunuz kitaplar sadece polisiye türünden mi ibaret? 

Her yazar her konuda fikir sahibi olmalı ve okuyup, araştırmalı ancak bir konu üzerinde uzmanlaşmalı benim de uzmanlık alanım polisiye olsun istiyorum. Bundan sonraki tüm kitaplar polisiye olacak.

Bir erkek olarak kitabınızda bir kadının duygularını, hislerini anlatıyorsunuz. Bunu her erkek yapamaz bence. Kadının hislerine ayna tutarken neler hissediyorsunuz?

İnsanları iyi gözlemlemek gerekiyor diye düşünüyorum. Ben genelde öyle yapıyorum. Oturduğum ve yürüdüğüm her an insanları gözlemlerim. Okur, izler, not alırım daha sonra ise bu izlenimlerimi kağıda dökerim. İyi bir gözlemci olursanız yazarken zorlanmazsınız.



Kitabınız içerik olarak bir filme konu olmaya aday bence. Sizin bu konuda söylemek istediğiniz bir şey var mı? 

Çok istediğim bir şey bu. Yıllar önce bir kitap yazacağım daha sonra bu kitabı film olarak çekeceğim demiştim. Umarım bu hayalime ulaşırım."

Roman okurlarına ve yazar adaylarına anlatmak istediğiniz bir şeyler var mı? 

Okumaktan, gezmekten, dinlemekten ve izlemekten korkmasınlar. Fikirlerini yazmaktan ve söylemekten de tabii.. Bir söz var; Çok okuyan mı çok gezen mi bilir diye? Bunun aslı gezerken oku, okuduktan sonra merak et gez olmalıydı. Ne okuyarak ne gezerek bilinir. İkisi birlikte olunca ortaya güzel şeyler çıkar. Okuduklarını görmedikten, gezdiklerin ile ilgili de okumadıktan sonra ne önemi var gezmenin ve okumanın...

Bu güzel sohbetiniz için teşekkür ederim. 

Ben teşekkür ederim böyle güzel bir imkanı bana verdiğiniz için. Umarım GÖLGE gibi yeni kitabım 129'da beğenilir ve çok okunur.

 

 

Röportaj: Sibel Akar