ANKARA


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde düzenlenen "45. Muhtarlar Toplantısı"nda, Afyonkarahisar, Diyarbakır, Eskişehir, Gaziantep, Kayseri, Kırşehir, Kocaeli, Manisa, Muğla, Niğde, Osmaniye, Trabzon ve Van'dan gelen muhtarlara hitap etti.






Konuşmasına tüm muhtarları selamlayıp, "Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ne, milletin evine hoşgeldiniz" diyerek başlayan Erdoğan, 45. muhtarlar toplantısında bir arada olduklarını belirtti. Erdoğan, üçüncü yılını geride bıraktıkları toplantıların hayırlara vesile olmasını temenni etti.


Erdoğan, Türkiye'yi meşgul etmek, dikkatini ve enerjisini başka tarafa yöneltmek için kurulan tuzakları birer birer bozarken asıl hedeflerinden de kopmadıklarını bildirdi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Fırat Kalkanı Harekatı ile DEAŞ ve bölücü terör örgütüne karşı ilk fiili müdahalemizi başlattık. 3 bine yakın DEAŞ'lıyı derdest ettik. Rai, Cerablus, El-Bab, 2 bin kilometrekarelik bu alanı kontrolümüz altına aldık ve 135 bin Türkiye'deki Suriye'den gelen mülteci kardeşlerimizin tekrar topraklarına dönmesini sağladık." dedi.


Bu bölgeleri imar ettiklerini ve güvenliğini de Özgür Suriye Ordusu ile Türk askerinin sağladığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti:


"İşte şimdi de aynısını Afrin'de yapalım istedik. Şu anda Afrin operasyonunun arkasında ne var? Afrin olayını çözeceğiz, İdlib'i aynı şekilde çözeceğiz ve mülteci kardeşlerimiz tekrar kendi topraklarına, kendi evlerine dönsün istiyoruz. 3,5 milyonu herhalde biz burada ilanihaye saklayacak halimiz yok. Onlar da zaten bir an önce kendi topraklarına dönmek istiyorlar. Bir kısmı burada kalabilir ayrı bir konu ama bu gerçeği de görelim."



'Biz milletimizin talimatını yerine getiriyoruz'


Erdoğan, hafta sonu Batmanlıların kendisini Gaziantep'den gelen zeytin dallarıyla karşıladığını anımsattı.


Zeytin dallarıyla kentte adeta kongre değil miting yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, "Zeytine yemin olsun ki dedik, Allah'ın izniyle bu işi bitireceğiz. Hamdolsun askerlerimiz adeta orada destan yazıyorlar. Şu an itibarıyla Genelkurmaydan aldığımız rakam bin 28 terörist etkisiz hale getirildi. Üzerine üzerine gidiyoruz, gideceğiz. Şehitlerimiz kanının yerde bırakmayacağız." ifadelerini kullandı.


Şehitlerin aileleriyle görüştüğünde, ailelerin kendisinden tek istekte bulunduğunu, "Bunların kökünü kazıyın, şehidimin kanını yerde bırakmayın" dediğini ifade eden Erdoğan, ailelere sözlerinin olduğunu, bunu gerçekleştireceklerini belirtti. Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:


"Her türlü olumsuzluğa, alçaklığa, riyakarlığa rağmen bölgeyi adım adım teröristlerden askerimiz, milletimiz, hep beraber temizliyoruz. Bunu Bay Kemal'e rağmen temizliyoruz. Ne diyor beyefendi? 'Afrin'e gitmeyin, fazla içerilere gitmeyin.' Senden mi alacağız izni? Bize milletimizin emri var, biz milletimizin talimatını yerine getiriyoruz. Ona kalsa 'Esed ile masaya oturun da bu işi konuşun.' diyor. 1 milyon vatandaşını öldüren bir katille biz neyi konuşacağız? Siz yeri gelir teröristlerle el ele kol kola dolaşabilirsiniz. Teröristlerle beraber kalkar, Ankara'dan İstanbul'a yürüyebilirsiniz. Adaletsiz bir adalet anlayışıyla yürüyüş yapabilirsiniz ama biz, terör örgütlerinin icazetiyle yola çıkanlarla beraber bugüne kadar yol yürümedik ve bundan sonra da yürümeyeceğiz."




"Hayatı yalan üzerine kurulu bu adamın"


CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "utanmadan, sıkılmadan" kendilerini DEAŞ ile iş birliği yapmakla suçladığını belirten Erdoğan, şunları kaydetti:


"Bu ne biçim anlayıştır, yaklaşımdır? Ama bunda yüz yok, haysiyet yok. Bunda onur yok. Ne zaman ben bunu ispata davet ettiysem hiçbir şeyi ispat etmemiştir ve hala da yerinde durmaktadır. Bununla ilgili de söylüyorum. AK Parti'nin DEAŞ'a destek olduğunu ispat et, ben bu makamda durmam, bu görevden çekilirim. Sen bunu ispat edemediğin zaman çekilir misin? Çekilemez. Hayatı yalan üzerine kurulu bu adamın. DHKP-C'liler ile yürüyen birisi. Bunlardan bir şey olur mu ya. Rahat rahat bunları kamufle edebiliyorlar. Rahat rahat bunlarla yol yürüyebiliyorlar. Kalkıyor, kağıt gösteriyor. Senin bu kağıtlarına biz alıştık. Sağolsun, bazı televizyonlar da bizim DEAŞ ile ilgili geçmişte söylediklerimizi açık, net ortaya koyuyorlar."


Erdoğan, DEAŞ ile ilgili Cerablus, Rai ve El Bab'da verdikleri mücadeleyi dünyada hiçbir ülkenin vermediğini aktardı.



"Bu kuruluşun Türklükle alakası yok"


Girilen her mücadelenin, atlatılan her badirenin, yapılan her operasyonun çok önemli tecrübeler kazandırdığına dikkati çeken Erdoğan, şunları kaydetti:


"Bu ara tweetler atıyorlar. Neymiş o, biz 'Türkiye ve Türklük' kavramına karşıymışız. Niye? Türk Tabipleri Birliğinin isminden Türk'ün kaldırılmasını istediğimiz için. Evet istiyoruz. Çünkü Türk Tabipleri Birliği denilen bu kuruluşun Türklükle alakası yok, Türk kavramına da layık olan bir yanı yok. Türkiye Barolar Birliğinin de Türkiye'ye layık olan hiçbir yanı yok. Dolayısıyla bunlar ne hukuku ne de hekimliği kendi saltanatları altına alamazlar. Şimdi çıkarılacak kanunlarla, çıkarılacak Bakanlar Kurulu kararıyla bu ülkede tüm hukukçular, tüm doktorlar kendi derneklerini, vakıflarını rahatlıkla kurabilecekler ve bunlara da kaynağında para ödemesi diye bir şey yapmayacaklar. Bunların hepsi bitecek. Ondan tutuştular. Şimdi de kalkıp tweetlerle güya yavuz hırsız ev sahibini bastırır ya bunlar da bu şekilde ev sahibini bastırmaya çalışıyorlar. Ne Türk ne de Türkiye kavramını kullanamayacaksınız artık. Onu layık olanlar kullanacak."


Erdoğan, Zeytin Dalı Operasyonu ile pek çok gerçeği farklı boyutlarıyla görme imkanı bulduklarını, bu doğrultuda süratle eksiklikleri tamamlayıp, yenilikler yaparak, ihtiyaçları gidererek yolla devam edeceklerini vurguladı.




"Bunlara hiçbir zaman aldanmayacağız"


Avrupa Parlamentosunda bazılarının, terör örgütünün paçavralarını boyunlarına astıklarını anımsatan Erdoğan, şöyle devam etti:


"Kimin paçavraları bunlar? PKK'nın. Kimin? Terörist başının. Avrupa Birliği ki biliyorsunuz PKK'yı terör örgütü ilan etmiştir. Terör örgütü ilan ettiği halde bunların paçavrasını nasıl oluyor da bunlar boyunlarına sarıyorlar? Çünkü dürüst değiller, samimi değiller. Bunlarla beraber hareket edenler, bunlar da aynı. Biz bunlara hiçbir zaman aldanmayacağız. Onları da hiçbir zaman samimi bulmadığımızı kendilerine, yüzüne yüzüne vuracağız. Bugün ülkemizde halen 'Bizim Afrin'de ne işimiz var.' diyebilen bir zihniyetin olması, kim olduğunu anlıyorsunuz, gerçekten üzüntü vericidir. Sokaktaki vatandaşımızın çok iyi anladığı, çok iyi tespit ettiği, çok iyi gördüğü gerçeği anlayamayan güya siyasetçi, güya aydın, akademisyen, sanatçı kisveli herkese 'yazıklar olsun' diyorum."



"Duyan da sanır ki Suriye'de her şey güllük gülistanlık"


Söylenecek çok şey olduğunu, milletin canını sıkmamak, güvenlik güçlerinin moralini bozmamak için bu konuları gündeme getirmek istemediğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:


"PKK'ya, PYD'ye, YPG'ye terör örgütü demeye dili varmayan veya bunu kerhen zikredenlere milletimizin ilk fırsatta söyleyecek bir çift sözü elbette olacaktır. Biz siyasetçi, hükümet, devlet olarak bunlar hakkında gerekenleri yapıyoruz, yapacağız. İçeridekiler bunu yapar da el oğlu boş durur mu? Bizden, Suriye topraklarından bir an önce çıkmamızı isteyenler olduğunu duyuyoruz, görüyoruz. Bunu duyan da sanır ki Suriye'de her şey güllük gülistanlık, sadece Türkiye'nin varlığı işi bozuyor. Bunların mantığına göre PKK Suriye'de olabilir, DEAŞ Suriye'de olabilir. Amerika, Rusya, İran, Fransa, İngiltere ve daha nice ülke çeşitli görüntü ve bahaneler altında Suriye'de olabilir. İsrail, canı istediği zaman Suriye'de operasyon yapabilir ama Türkiye 911 kilometre sınırının bulunduğu Suriye'de olamaz. Var mı 25 kuruşa simit ya?"



"Bunlara kalsa bize yağmurlu havada bir bardak su bile vermeyecekler"


Yaşanılan sürecin zaten bilinen bir gerçeği sahada atılan her adımda bir kez daha gösterdiğine dikkat çeken Erdoğan, "Normalde birbirleriyle can düşmanı olanlar, söz konusu Türkiye ise hemen ittifak içine giriyorlar. Hemen gizli veya açık ortaklıklar kurabiliyorlar. Bugün Türkiye yaptığı her şeyi tamamen veya kısmen diğer tüm güçlere rağmen yapıyor. Bugün Türkiye sadece ve sadece milletimizin cesareti, kararlılığı, dirayeti ve dostlarımızın dualarıyla ayakta duruyor. Eğer bunlara kalsa inanın bize yağmurlu havada bir bardak su bile vermeyecekler. Öylesine ülkemize ve milletimize karşı husumet içindeler." dedi.


Erdoğan, dün Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nu İran'a gönderdiğini, bu sabah da Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile detaylı bir görüşme yaptığını belirterek, "O da, 'Ben de ilgili Bakanıma, Genelkurmay Başkanıma talimat vereceğim. Siz de talimat verin, hemen görüşmeler yapılsın.' dedi. Önümüzdeki hafta başında ABD'den Dışişleri Bakanı ve yanında güvenlik müsteşarı gelecekler. Onlarla burada görüşmeler yapılacak. Yoğun şekilde bu süreci devam ettiriyoruz. Çünkü Türkiye olarak biz burada kendi göbeğimizi kendimiz kesmeye mecburuz. Bunun başka çıkar yolu yok." diye konuştu.



"Bizim için Suriye halkı önemli, Esed değil"


Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye, Irak ve gönül coğrafyasındaki diğer yerlerin, vatan topraklarından bir farkı olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:


"Bizim için şu anda Suriye halkı önemli, Esed değil. Çünkü Esed, burada terör estirmiştir, devlet terörü estirmiştir ve bunca insanın ölümüne neden olmuştur. Halen de öldürmeye devam etmektedir. Bizim derdimiz, 3,5 milyon Suriyeli kardeşimizin, 'Bir an önce evlerimize, topraklarımıza dönmek istiyoruz.' diyen bu kardeşlerimize, evlerine, topraklarına dönmelerini sağlamaktır. Samimi olanlar, buyursunlar burada beraberce her türlü hizmeti yapalım."



'Bu işin başka bir çıkışı yok'


Bugün pek çok konuda sıfırdan başlayarak yerli bir savunma sanayi inşa etmeye çalışıldığını vurgulayan Erdoğan, "Önümüze engeller çıkıyor. Öyle aldatmalarla karşılaşıyoruz ki inanın bana insanın yüreği yanıyor. Allah'ın izni milletin desteğiyle, bu meselenin üstesinden geleceğiz." dedi.


Önemli projeleri bizzat takip ettiğini dile getiren Erdoğan, pek çok projede sabotajları, engelleme çalışmalarını ve göz boyama taktiklerini birer birer aşarak neticeye doğru yaklaştıklarını dile getirdi. Erdoğan, şöyle konuştu:


"Ya bir yol bulacağız ya bir yol yapacağız. Bu işin başka bir çıkışı yok. Hiçbir engel Türkiye'nin, Türk milletinin iradesinden daha büyük değildir. Öyle mi? Madem ki bizi bu noktaya getirdiler. Öyleyse bundan sonrasını kendileri bilirler. 'Terör örgütü DEAŞ' dediler, ona karşı mücadeleyi kimle yaptılar, bir başka terör örgütü PYD, YPG onlarla yaptılar. Ya gel bizimle beraber yap. 'Biz sizin generallerin söylediklerini uygun bulmadık' dediler. Bizimkileri uygun bulmamış, kendi generallerininkini uygun bulmuş. Bak sizinkiler doğru söylemiyor. Bu bölgeyi biz tanırız, buraları biz biliriz, kim kimdir bunları biz biliriz.


Terörist teröristle yok edilmez, yanlış yapıyorsunuz Sayın Trump dedim ama maalesef o yine onlara baktı. Peki siz yolunuza, biz yolumuza dedik. Bu milletin yüreğini ve bileğini ortaya koyduğunda neleri başarabileceğini görecekler. Şu ana kadar yaptıklarımız daha ısınma turları bile sayılmaz. Asıl büyük hamlelerimizi, ataklarımızı önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz."


2019'un kritik bir tarih olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin resmen ve tüm unsurlarıyla devreye girmesiyle artık bu ülkeye operasyon çekmek öyle kolay olmayacaktır." dedi.



"Elma ağacı değil ha"


Operasyona giden askerlerle yapılan röportajların televizyonlarda yer aldığını hatırlatan Erdoğan, "Ne diyorlar? 'Hedef Kızıl Elma.' Kızıl Elma, elma ağacı değil ha, Kırmızı elma da değil ha. Onun anlamı çok ama çok büyük. O İla'yı Kelimetullah'tır. Çok önemli." açıklamasında bulundu.