AK Parti Sözcüsü Çelik'in konuşmasından satır başları:

11 Aralık'tan beri bu iddialar gündeme geliyor. Sayın Yavaş'ın, konuyu saptırmaya çalıştığı açıktı. Bana iftira atıldı diyor. Bu tip siyasi manipülasyonlar bizim kapımızdan içeri giremez. Tam tersine biz bunlarla mücadele eden bir partiyiz.

Biz hayali bir durumdan bahsetmiyoruz. Mahkeme kararıyla kesinleşmiş bir durumdan bahsediyoruz. Rakibinin mal beyanında bulunmasını sitediği için başına bunların geldiğini söylüyor. Biz bu bilgi eksikliğini düzeltmekten bıkmış vaziyetteyiz.

Temiz siyaset açısından Ankara'lı seçmenin önüne siyasi adayların çıkarılmasından bahsediyoruz. Kendisiyle ilgili bu haberlerin çıktığı zamanda ne Özhaseki'nin ne de kendisinin adaylığı ilan edilmişti. Bunu rekabet ilişkisine bağlaması tamamen manipülasyondur. Mansur Yavaş'ın adaylığıyla ilgili, kamuoyuna yalan yanlış beyan vermektedir.

Ayrıca açıklamasında, 2016 yılında kesinelşmiş bir kararı etkilediğimiz söylüyor. Biz 2018'de bu yargılamayı nasıl etkileyebiliriz? Bugün kriminal diye adlandırdığı kişinin hakkında söyledikleri bir etkileme sürecidir.

Dava açmasını bekleyen herkes, eminim heyecanla bekliyordur. Bunların kamuoyunun net bir şekilde konuşulması açısından sakın geri adım atmasın. Okuduklarımız, şu ana kadar bildiklerimizin çok daha dışında durumları göz önüne koyuyor. Meselenin özünden kaçıyor. Sorunların etrafında dolanarak, işi siyasi magazine boğarak konuyu farklı yerlere çekiyor.

Sahte senetle icra takibi yaptırdığı şahıstan iş adamı diye bahsetmedik, herhangi bir vatandaş olarak bahsettik. Biz bu vatandaşı tanımıyoruz. Kamuoyunu da bu konularla ilgili yanlış yönlendirmek istemedik. Bu vatandaşı, Mansur Yavaş tanıyor. Dolayısıyla Yavaş'ın bu kişi hakkında kararı, mahkeme verecektir.

Bu kriminal kişiliğin kendisiyle ilgili kullanıldığını iddia ediyor. Bu kişiyle geçmişe dönük, yıllardır süren bir dostluğu ortaya çıkıyor. bu kişiyle girilen iş ilişkisinin sebebi nedir? birtakım yüz kızartıcı suçlardan bahsediyor. Ama bu iddiaları dile getiren kişi, kamuoyuna şu açıklamayı yapmalıdır: Nasıl bir ilişkiniz var, neden böyle bir ayrıma düştünüz?

Yine Sayın Kılıçdaroğlu dün bir televizyon kanalında bu konuya girdi. Ama yine net bir şey söylemiyor. Sahte senetle icra takibi yapmış kişiyi Ankara2ya belediye başkanı adayı yapmış biri olarak sorumluluğu büyüktür. Kılıçdaroğlu, bu iddialar kriminal bir kişi tarafından dile getiriliyor diyor. Kriminal dediğiniz kişi, sizin adayınız tarafından tanınıyor. Bu konuya açıklık getirmek sizin mesuliyetinizdedir.

Kendisinin ve avukatlarının önünde, ilgili sahte senedin kendi gözü önünde imzalandığını söylüyor. Dün de çıktı bu belgeler, bugün de çıktı bu belgeler. Önünüzde imzalanmış senede basın önünde nasıl sahte diyorsunuz? Hangisi doğru söylediklerinin Mansur Yavaş'ın. Ankara seçmeninin önüde bu tabloyla bulunmaya kimsenin hakkında yoktur. Bu konuya bir an önce netlik ve açıklık getirilmelidir.

Ayrıca, şu soruların cevabı henüz ortada yok. Normalde hukukla ilgilenen bir kişinin temiz cümlelerle cevap verilmesi lazım. Temiz bir Türkçe ile bu sorulara cevap verilebilir. Soru şu: Bahsettiği kişiden tahsil etmeye çalıştığı parayı nasıl bir hizmet karşılığı hak etmiştir? bir faatura veya vekaletname var mıdır? 600 bin doları nasıl kazandığını merak etmek herkesin en doğal hakkıdır. Kendisine güvenen kişinin buna vereceği cevap 2 cümledir.

Yine basına yansıyan belgelerden anlaşıldığına göre bu sorular mahkemede de sorulmuş. bu cevaba göre bir avukatlık ilişkisi yok. İki satır yazı yazmamış bu konuda. Nasıl bir bağlantı içinde bu alacağı tahsil etmeye çalışmış. Bunda da muammalar var.

Uzun basın toplantılarıyla, hiçbir soruya cevap vermeden mağdur edildiğini söylemek basitlikten başka bir şey değil. Alacğaını neden sözleşmeye dökmemiştir? Yine basında okuyoruz biz bunu. Sayın Yavaş, amacının vergi vermemek olduğunu söylüyor. Eğer bir sözleşme olsaydı, paranın 300 bin dolarıyla ilgili vergi doğacağından bundan kaçındığını ifade ediyor. Belediye başkanlığına aday birinin bu sözleriyle vergiye sığınması çok vahimdir.

biz siyasetçi olarak bu soruları gündeme getirerek 3 aydır neden susuyorsunuz diyoruz. Burada bizi suçlayacağına oturup 2'şer cümleyle bunlara cevap verebilir. Bu şahıs, CHP'nin hangi yaklaşımla hangi yöntemlerle Ankaralılara aday çıkardığı bir şahıstır?

Kendileri bu sorulara siyasi açıdan ve hukuki açıdan herhangi bir boşluk olmayacak şekilde cevap verebilirlerse konu kapanır. Ama her açıklamalarıyla birlikte konu daha da genişlemektedir. Ve ortaya çıkan her belgede konunun bildiklerimizin dışında ço kdaha büyük boyutları olduğu ortaya çıkmaktadır.

Netanyahu, Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hakkında 'diktatör' demiştir. Kendisine bu lafını iade ediyorum. Şu açığa çıkmaktadır ki; seçimle devlet aşına gelen Netanyahu bu durumdan rahatsızdır. Netanyahu, "İsrail, İsrail'de yaşayanların devleti değil sadece Yahudilerin devletidir" diyor. Bu açıklaması, Netanyahu'nun ulus devlet yasasına dayanıyor. Netanyahu bu ırkçı yaklaşımında ısrar ediyor. Kendi vatandaşlarını bile birinci ve ikinci sınıf olarak değerlendiren kişinin cumhurbaşkanımız hakkında bunları söylemesi olsa olsa iltifattır. Aksi halde kendisinden bir iltifat almış olsaydık, bu bizim için bir utanç olurdu.