Ne Zaman Ve Ne Sebeple Fenomen Olma İsteği Duydun?

 

2009 yılının sonunda “Neymiş acaba bu Twitter?” diyerek kendime bir Twitter hesabı açtım. Ne olduğunu anlamaya çalışırken ünlüleri takibe almaya başladım. Şöhret oldukları için takipçileri çoktu. Sonradan Twitterda takip edilmenin daha keyifli olabileceğini düşündüm. Ama kim niye beni takip etsindi ki? Farklı bir şey yapmam gerekiyordu. Ben de çeşitli rumuz denemeleri yaparak Twit Paşa’da karar kıldım. Asla fotoğraf kullanmayacaktım, sivri dilli olacaktım, ünlü isimleri acımadan eleştirecektim. Ha bir de canım ne istiyorsa keyfime göre samimi bir şekilde tweetler atacaktım. Çünkü sevdiğim şarkıcılara çok doğru tweetlerle gidiyordum. Beğenmediklerimi de alaycı bir uslupla ama asla saygısızlık etmeden eleştiriyordum. Hepsini yaptım sonra hesap inanılmaz ilgi gördü. Takipçi sayım her gün yüzer yüzer artmaya başladı.



 

Uzun Süre Kimliğini Sakladın Ve Sonrasında Ortaya Çıktın. Belli Bir Sebebi Var Mıydı? Gerçek Kimliğin Ortaya Çıktığında Nasıl Tepkiler Aldın?  

 

Kimliğimi saklamamın elbette haklı sebebi vardı. İlk etapta “gizli profil” dikkat çeker diye düşünmüştüm ama o dikkat çekmeyi sağladıktan sonra da benim gibi fenomenler sere serpe tv’lerde, dergilerde görünürken ben yıllarca kimliğimi açıklayamadım. Çünkü o dönem kurumsal büyük bir şirkette çalışıyordum. Bu sanal şöhretin kariyerimi olumsuz yönde etkilemesini istemiyordum. Arka masamda oturan gün içerisinde defalarca konuştuğumuz çalışma arkadaşım bile beni “TwitPaşa” olarak takip ediyordu ama ben olduğumu bilmiyordu. Nasıl ortaya çıkabilirdim? Bu süreçte tanıştığım her ünlü de bu duruma saygı duyuyor çektirdiğimiz hiçbir fotoğrafı paylaşmıyordu. Yıllar bu titizlikle geçti ama bir gün çalıştığım şirketten küçülme sebebiyle ayrılmak durumunda kaldım. (Bildiğin kapının önüne koyuldum J ) E o saatten sonra korkacak bir şey kalmamıştı artık kendimi gösterebilirdim. Nihayetinde 7 yıl geçmişti. İlk fotoğrafımı paylaştığım günü asla unutamam. Benim için çok heyecan vericiydi. Çok ama çok güzel tepkiler aldım. “Bunca sene bize bunu neden yaptın?”, “Bu kadar yakışıklı bir adam kendini neden saklar” gibi. E güzel sözlerdi tabi.

 



Sosyal Medya Sana Ne Kazandırdı, Ne Kaybettirdi?

 

Ne kazandırdı kısmı çok daha ağır basıyor. İlk etapta bir marka kazandım. Aradan yıllar geçse bile o dönem sosyal medya kullanan herkes “Twit Paşa” dan haberdardı. Hala daha haberdar. Sonrasında bana “Paşaport” ve Paşarazzi” diye 2 tane kitap kazandırdı. Yazmayı çok seviyordum ve yazılarımın kitap halinde okuyucuyla buluşması ve bana olumlu dönüşleri harikaydı. Ünlü bir magazin sitesinde 2 sene köşe yazarlığı yaptım. Yakın çevrem olduğu gibi değişti. Bir çok ünlüyle, prodüktörle, menajer ile tanıştım. Yani arkadaşlıklar edindim. Hatta bazıları can dost seviyesinde dostum oldu. Sosyal medya reklamlarından zaman zaman para da kazandım ama “para” kazandım diyemem. Ufak miktarlardı. En önemlisi kendime yeni bir meslek kazandım. O dönem sosyal medya uzmanlığı diye bir meslek yoktu. Şimdi artık her kurum için olmazsa olmaz bir ihtiyaç. Benim de altın bir bileziğim oldu. Halen büyük bir otel zincirinin sosyal medya hesaplarını yönetmekteyim.

Ne kaybettirdi kısmına gelirsek aslında kaybettirdiği bir şey olmadı. Belki sadece zamanımı çok aldı diyebilirim ama o zamanı harcamasaydım şimdi bunlar olmayacaktı. Ben memnunum yani.

 



Bir Sosyal Medya Fenomeni Olarak Ünlü İsimlerle Aran Nasıl? Senden Ne Tarz Talepleri Oluyor?

 

Aaa bence aram gayet iyi. Sosyal medyada benim doğuş noktam esasen ünlüler. Zaten hikayem onları eleştirerek başladı. Beğendiğim taraflarını da açıkça söylüyordum tabi. Onlara attığım tweetlerde “Sizi çok seviyorum” demek asla dikkat çekmeyecekti ama “Ya o albüm tutmamıştı ama B yüzünün 2. şarkısını hala dinlerim” gibi cümleler dikkat çekiyordu. Şarkıcı bunu ReTweet (RT) ederek kendi hesabında paylaşıyordu ve birçok kişi benden haberdar oluyordu. Eleştiri kısmında da doğru bildikleri çat çat söylüyordum. Bu atışmaların izlenmesi elbette okuyan kişilere keyif veriyordu. Bloklandığım da çok oldu, karşılıklı takibe başladıklarım da. Önce bozuşup sonra düzeldiklerimiz de…

Bazı isimlerin daha önceleri bazı talepleri oluyordu. Şu dönem artık nerdeyse hiçbir talepleri olmuyor çünkü sistem çok değişti. Yapılan reklamların adı kondu, araya sosyal medya ajansları girdi. Çok daha yüksek takipçili fenomenlerle “işbirliği” yapar oldular. Ama daha önceden özel mesaj yoluyla (DM) “Klibimi paylaşır mısın?”, “Yeni albüme destek olur musun?” diye mesajlar aldığım çok oluyordu. Hatta bir keresinde çok ünlü bir PR’cı “ Şu kadına naptıysam olmadı şimdi yeni şarkı yaptık, nolur bir destek olsan” demişti. Gelen mesajların hiçbirini kırmadım. Rica ettiler paylaştım. Belki bana salak diyeceksin ama karşılığında da hiçbir şey talep etmedim. Aklıma bile gelmedi. Ama sonradan sivrilen fenomenler oooo ne kaşeler talep etti. O zamanlar deli misin ne parası. Hatır gönül için istemediğim halde paylaştığım şeyler olmuştu. Bu arada çok ünlü ve çok başarılı birkaç isim var. Hem karakterlerini hem yaptığı işleri hep çok sevmişimdir. Benden hiçbir talepleri olmamasına rağmen (ki benim paylaşımlarıma ihtiyaçları da yok) çalışmalarını seve seve paylaşırım. Herkes gibi sosyal medya hesabımda beğendiğim isimlere ait çalışmaları paylaşmaktan daha doğal ne olabilir ki?

 



Şu An Sosyal Medya Hakkındaki Düşüncelerini Merak Ediyorum!

 

Teknolojinin gelişmesiyle beraber sosyal medya sürekli değişim içinde. Benim ilk tanıştığım sosyal medya mecrası Yonja ve Myspace’dir. Daha sonra Facebook hayatımıza girdi. Hemen peşine Twitter. Bence Twitter’ın sosyal medya için bir dönüm noktasıdır. Düşünsenize fotoğraf yok, video yok. Kendinizi ifade etmeniz için sadece 140 karakteriniz var. Şimdi dönüp baktığımda zor bir şeyi başardığımı düşünüyorum. Çünkü görsel enstrümanlarla insanların dikkatini çekmek çok daha kolay. Hoş Twitter da yıllar içinde fotoğraf, video ekleyerek, 280 karaktere çıkarak, canlı yayın imkanı sağlayarak çok değişti. Son 2-3 yılda Instagram kendi alanında ayrı bir çığır açtı. Wine, Snapchat gibi rakiplerinin yaptıkları bire bir yaparak kendini geliştirdi hepsini sildi attı. Popülerlikte şu an Twitterın da çok daha ötesinde. Ama seçim gibi memleket meselelerinde veya anlık takip edilmesi gereken olaylarda herkes instagramı bırakıp Twittera bakıyor naber? J Görsellik de bir yere kadar değil mi?

Sosyal medya bence şu an oldukça önemli ve hayatımızın olmazsa olmaz bir parçası. 5-10 sene önce de önemliydi ama insanlar öneminin farkında değillerdi. Artık farkındalar. Neler oluyor sosyal medyada?: Anlık haber akışları, sosyal sorumluluk ve yardım projeleri, kan ihtiyaçları duyuruları, toplumsal sorunların paylaşılması hatta iş ilanları ve niceleri.... Muazzam bir mecra!



Her ünlünün, bilinen her markanın ve her şirketin de artık mutlaka bir sosyal medya hesabı bulunuyor. Hatta büyük kurumsal şirketlerde sosyal medya için departmanlar açılır oldu, bununla ilgili görev tanımları oluşturuldu, sosyal medya istihdam yarattı! Dolayısıyla günümüzde sosyal medya altın çağını yaşıyor diyebiliriz. Ve bence bu böyle de gidecek. Baksanıza bazı gazeteler ve dergiler son baskılarını yapıp artık tamamen digital dünyada yer almaya karar veriyor.

 

Gelecek yıllarda da gelişen teknolojiyle birlikte çok daha farklı uygulamalarla sosyal medya yine popüler olacaktır. Kendimizi yeni yeni uygulamaların içerisinde bulacağız. Şu anda tasavvur edemiyorum nasıl ne şekilde olacak ama bundan sonra popüler olacak ilk uygulamada yine birbirimizi bulacağımızdan eminim.