Türkiye 2016’dan bu yana Suriye’nin kuzeyinde dört askeri operasyon gerçekleştirdi.Bu zamana kadar gerçekleştirilen operasyonlarda her seferinde aynı taraflardan tepkiler gecikmemişti. Ancak anlaşılması gereken şey şu ki; Türkiye için bu harekatların gerçekleşmesi olmazsa olmaz bir konudur.  Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyine düzenleyeceği yeni bir operasyonun ABD ve Rusya ile imzalanan mutabakatlar çerçevesinde ilerlediğini vurguluyor.Zaten uluslarararası hukuk ve meşru haklar konusunda her bölgede Türkiye bu konudaki girişimlerine özenle dikkat gösteriyor.  Türkiye kendi güvenliği açısından sınır ötesinde müdadele ederken ve bu bir devletin amacı açısından gayet doğal bir hareket görülmesi gerekirken şu soruyu da sormak lazım. Onbinlerce  kilometre öteden gelen ABD ve Rusya ‘nın sınır komşusu bile olmayan Suriye’de ne işi var ? Her ne kadar zamanında kendi oluşturdukları IŞID tehdidine karşı bölge güvenliğini sağladıkları söylense de Ortadoğu’nun menfaatler başkenti olan Suriye dengesinin önemli bir parçası olma yarışındalar. Rusya İçin Suriye Anlamı ..  Ukrayna savaşı nedeniyle bölgedeki hakimiyetinin zayıfladığı Rusya için Suriye, Akdeniz’deki limanı konumunda. Bölgedeki ayrıcalıklı konumunu korumak stratejik açıdan tarihsel de bir öneme sahip.  Nitekim Şam yönetiminin kendi halkına yapmış olduğu kimyasal silah saldırısını bile görmezden gelerek  hukuk dışı hareketlerine rağmen yönetime desteğini sürdürüyor.  Rusya’nın ayrıca Şam yönetimini açık şekilde destekleyen İran ile de bölgede beraber  çalışmalar da yapıldığı çoğu zaman görüldü. Bu durum  Esad için avantajdı çünkü Rusya’nın askeri olarak Suriye’de açıkça yer almasıyla birlikte ülkede kontrolü kaybeden Esad tekrar güç kazanmaya başladı.  Suriye’deki varlığını gösterdiği andan itibaren Putin’in  hedeflediği amaçları; Esad yönetiminin istikrarını korumak, Suriye’deki ve özellikle Akdeniz’deki varlığını güçlendirmek ve uluslararası arenada gücünü göstermek. Geçtiğimiz gün Rusya Dış işleri Bakanı Lavrov mevkidaşı Çavuşoğlu’yla görüşmek için Türkiye’ye geldi.Türkiye'nin olası Suriye operasyonu da masadaki en önemli konular arasındaydı. Çavuşoğlu, olası Suriye operasyonu ile ilgili olarak “Suriye’nin kuzeyinde PKK/YPG’nin bize yönelik artan bir tehdit var. Terör örgütlerinin de bu ülkeden temizlenmesi gerekiyor.Teröristlerin bu bölgeden temizlenmesi konusunda hem Rusya’nın hem ABD’nin taahhütleri var. Bu taahhütleri yerine getirmelerini isteme hakkımız var. Teröristlerin bize yönelik saldırılarına müsamaha göstermemiz de mümkün değil” dedi. Teröristleri besleyen ABD ve terör örgütlerine gerekli tepkiyi göstermekten geri duran Rusya şimdilik bölgedeki taahhütlerini yerine getirmeyi planlamak yerine , Suriye’ye olası operasyon için endişe duymakla meşguller. Ne olursa olsun en önemli detay Suriye’nin geleceğinin şekillenmesinde en ağırlıklı ve belirleyici rol oynayacak olan ülkeler de yine Türkiye ve Rusya’dır.  Gerek Şam yönetiminin gerekse Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde güçlenen ve önemli bir odak halini alan  problem PKK ve PYD yerleşimidir. Türkiye’nin perspektifinden PYD, PKK’nın uzantısıdır ve hem Suriye’de sorun yaratmakta hem de Türkiye için bir güvensizlik alanı teşkil etmektedir. Bu görüşü Türkiye ısrarla  her uluslararası ortamda dile getirmektedir.  Rusya açısından bakıldığında PYD öncelikli bir problem konusu değil.Ancak bu konuya karşı çok duyarlı olması gerekiyor. Rusya PKK ve PYD terör örgütlerini terör listesine alarak tanımlamalı ve bölgesel müttefik anlayışı gereğince tutumunu göstermelidir.  ABD’nin Suriye’ de işi ne ?  “DEAŞ’la mücadele” adı altında tüm dünyayı ayağa kaldırıp kendi oluşturduğu kanlı tehdit terör örgütünü ortadan kaldırmayı amaçlayan ve ondan boşalacak bölgeleri kendi kontrolündeki PYD/YPG’ye vermek isteyen ABD,bir nevi kendi nüfusunu bölgede devam ettirdi.  Peki ABD bunu neden yapıyor? Tek derdi sadece Türkiye’yi sinir etmek ve tehdit ortamı oluşturmak değil elbette. Önceliği İsrail’in güvenliğini sağlamak ve İsrail’e tehdit oluşturan etkenleri , bölgesel oyunlarla yok etmeye çalışmak.  Terör örgütüne ayrıca bir miktar Arap silahlı gücü katarak Suriye Demokratik Güçleri (SDG), adıyla bir hale getirip terör sürüsü kıvamına çevirip kendi nüfuzunu bölgede devam ettiriyor.  Şimdi yeni yapılan bir açıklamada SDG,  Türkiye'nin ülkenin kuzeyinde askeri harekâta başlaması halinde, Suriye ordusuyla işbirliği yapacağını açıkladı. Açıklamada, harekât halinde,"Türkiye'ye yanıt verileceği" belirtildi. Bu açıklamayı hiç sakınca görmeden ABD’nin ağzından okuyabiliriz. ABD endişe açıklamalarının ardında aslında oluşturduğu terör örgütlerinin Türkiye’ye karşı söylemlerinin gölgesi var.  Sonuç olarak Türkiye’nin milli güvenliğinin tehdit eden güçlere karşı yapacağı sınır ötesi operasyonlar eğer dünya kamuoyunda tepki görüyorsa daha çok desteklenmeli ve üstüne gidilmedir. Devlet ahlakına yakışmayacak menfaatlerin kol gezdiği Ortadoğu’nun kilit bölgesi Suriye’de istikrar sağlanmalı ve ivedilikle diplomasi iletişiminin yeniden sağlanması işin çalışmalar yapılmalıdır