Aniden kalbinin sıkıştığı nefes alamadığın oldu mu? Benim oldu. Allah'ım ölüyorum galiba dedim. Sonra gecenin ilerlemiş saatinde bir telefon çalıyor ve annemin başına bir kaza geldiğini öğreniyorum. Aynı anda oluyor bu duygu. Üç yıl kadar önce oğlumun bir motosiklet kazası geçirdiğini öğrendiğimde de, oğlumu aradığımda motosikletin üzerinde olduğu  için telefonumu açamamış ve kaza geçirmişti. Çok şükür tedavi sonuçunda oğlum iyileşti. Annemde çok yeni bir kaza geçirdi ama ucuz atlattı. Allah her ikisinide beterinden korusun. Özellikle birinci derece yakınlarımızda belkide hissikablelvuku daha çok yaşıyoruzdur bilemiyorum. Abdala malum olurmuş derler benimde içime doğdu galiba ama her içine doğan gibi medyumlukta yapmıyorum elbette. Bunun üzerine merak edip bende araştırdım.

Bilim adamlarına göre; insanlarda görme, duyma, tat alma, dokunma ve koklama olmak üzere beş duyumuz mevcuttur. Bunlarla beraber kişinin sadece hislerini kullanarak birtakım olayları sezinlemesini sağlayan bir duyunun daha varlığından bahsediliyor. Bazı insanların altıncı hislerinin kuvvetli olduğuna inanırlar .

Peki altıncı his var mıdır? Yoksa gerçekten insanlar altıncı hislerini kullanarak birtakım olayları önceden tahmin edebilirler mi? 

Bilim çevreleri altıncı his adı verilen bu duyunun varlığını kabul etmiyor. Bilim adamlarına göre altıncı his yoktur çünkü ispat edilemez. Peki ama felsefe, din ve mistisizimle ilgilenen pek çok bilim adamı ve araştırmacı altıncı hissin var olduğunu iddia ediyor. Aslına bakılırsa altıncı his çoğu zaman geçmiş tecrübeler, kalıtım ve beyninizin siz farkında olmadan bazı durum ve olayları kodlaması sonucu ortaya çıkabiliyor. Evimizde sırtımız dönük bir iş yaparken  annenizin yada arkadaşınızın sırtınız dönükken arkanızda belirdiğini siz görmesenizde hissedebilirsiniz.

Şöylede bir örnek verebilirim: Bir arkadaşım kardeşini kaybettiğini sosyal medyadan öğrendim ve baş sağlığı diledim kendisine. Ama telefonla bir türlü arayamadım ara sıra aklıma geliyor ayıp oldu diyordum. O gün ne olursa olsun mutlaka telefonla konuşur dertleşiriz dedim. Telefonum çaldığında kendisinin numarasını görünce çok şaşırdım. Hatta aramızda telepati olmuş yorumunu yaptık ve güldük. 

Uzun zamandır görüşmediğiniz bir arkadaşınızı aklınızdan geçirirsiniz ve tam o sırada aklınızdan geçen kişi sizi arar. Bu durumun sebebi şöyle açıklanmış: Aslında gün içinde pek çok kişi aklımızdan geçmektedir. Ancak bu kişilerin çoğu zaman aklınızdan geçtiğini bile unuturuz Aklımızdan geçen pek çok kişi arasında arkadaşınızda vardır. Telefonunuz çaldığında arkadaşınızın aradığını görürsünüz. Beyin gün içinde o arkadaşınızı anımsadığınızı size hatırlatır. Sizlerde çoğu zaman bu durumun pisişik bir güç olduğunu sanırsınız. Aslına bakılırsa eğer o arkadaşınız sizi aramasaydı beyin o kişiyi size hatırlatmayacak ve unutmanıza neden olacaktı.

Sezgi, somut verilere ve bilgilere dayanmaz. Bu nedenle sezgiyle yanılma ihtimali, duyularla yanılma ihtimalinden daha fazladır. Örneğin kendisinden kötülük beklenen biri tam tersi iyilik yapabilir. Bu nedenle sadece sezgilere güvenmek, yanlış bir tutumdur.

Her dönemde olduğu gibi günümüzde de sezgileri kuvvetli kişiler yaşamaktadır. " İçi temiz " yada " gönül gözü açık " dediğimiz kişiler bulunmaktadır. Ancak Sezgileri kuvvetli olan insanları, falcı ve kahin olarak nitelendirilen kişilerle karıştırmamak gerekir. Çünkü dinimizde gaybı Allah'tan başkası bilemez.

Söylemedi demeyin...