WASHINGTON

ABD’nin, insan haklarını gerekçe göstererek askıya aldığı Mısır'a askeri yardımlara, ülkede bu konuda hiçbir gelişme olmadan yeniden başlaması ve gerekçe olarak bölgesel güvenlik sorunlarını göstermesi, ABD'nin Mısır politikasının "ilkelerden" çok "çıkarlara" dayalı olduğunu gösterdi.

ABD yönetimi, Mısır’da ilk seçilmiş Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’nin 3 Temmuz 2013’te darbeyle indirilmesinin ardından “özgür ve adil seçimler yoluyla demokratik yollardan seçilmiş, kapsayıcı sivil hükümete doğru güvenilir ilerleme olana kadar, Mısır'a yönelik büyük çaptaki askeri sistemlerin teslimatını ve hükümete yönelik nakit yardımını duracaklarını” açıklamıştı. Böylece Mısır’a yönelik 1,3 milyar dolarlık askeri yardımlarını askıya aldığını duyuran ABD, yardımların durdurulmasının aslında iki ülke ilişkilerinde “çok küçük bir mesele” olduğunu ortaya koyarken bir yandan da Kahire yönetimiyle çalışma kararlılığında olduğunu vurgulamıştı.

DAEŞ ve Yemen askeri yardımların önünü açtırdı

Son dönemde terör örgütü DAEŞ’in varlığı, Sina yarımadasındaki durum ve terörle mücadele, Süveyş kanalının kritik önemi, Yemen’deki gelişmeler, Obama yönetiminin insan haklarındaki gelişmeleri beklemeden Mısır'a askeri yardımlarının önünü tamamen açmasına neden oldu.

Obama, geçen ay sonunda Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi ile yaptığı telefon görüşmesinde, Mısırlı lideri Ekim 2013’te yürürlüğe konulan ve Mısır’a F-16 uçakları, Harpoon füzeleri ve M1A1 tank teçhizatı gönderilmesini durduran başkanlık emrini kaldırdığı söyledi. Obama, bütçede Mısır’a yıllık 1,3 milyar dolar askeri yardımlara devam edilmesini de talep edeceğini aktardı.

ABD'nin bu adımı tepkileri beraberinde getirse de yönetim, güvenlik meselelerinin bu adımları atmasına neden olduğunu belirtiyor. Beyaz Saray, yardımların serbest bırakılmasıyla "istikrarsız bir bölgede iki ülkenin uzun süredir var olan stratejik ortaklığıyla uyumlu şekilde, ABD ve Mısır’ın çıkarlarına yönelik ortak zorluklar daha iyi ele alınabilir” açıklamasını yaptı.

"Mısır'ın demokrasi karnesi kararda pay sahibi değil"

Shawnee Üniversitesi öğretim üyelerinden Amr Al Azm da Suriye ve Irak’ta terör örgütü DAEŞ’in ortaya çıkışının ardından Yemen’de yaşananlarla birlikte ABD yönetiminin bölgedeki güvenlik konularına daha fazla odaklandığını söyledi.

Obama’nın attığı yeni adımda da bu yaklaşımın etkili olduğunu düşündüğü belirten Azm, "Mısır’ın demokrasi karnesinin düzelmesinin veya kötüleşmesinin" kararda pay sahibi olmadığını dile getirdi.

Azm, yönetimin kararını “Bu karar, Obama yönetimindeki, ABD ne yaparsa yapsın Mısır’da bir demokrasi olmayacağı veya Mısır’ın insan haklarına öncelik tanımayacağına dair bir farkındalıktır” şeklinde yorumladı.

"Sisi’nin silahlara ihtiyacı yoktu"

ABD’nin askeri yardımlarının yeniden başlayacağı Amerikan medyasında da eleştirilere neden oldu.

Ülkenin saygın gazetelerinden Washington Post’ta deneyimli uzmanlardan Robert Kagan ve Michele Dunne tarafından kaleme alınan makalede, Mısır Cumhurbaşkanı Sisi’nin dini kullanan aşırılık yanlısı gruplarla mücadelede etkili bir müttefik olacağı düşünülerek yardımların yapılmasının yanlış olduğuna dikkat çekildi.
Editör: TE Bilisim