WASHINGTON

ABD Dışişleri Bakanlığı 2014 yılı Terör Raporu'nda, Türk hükümetinin, yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’a geçmesini önleme çabalarını yoğunlaştırdığı belirtilerek, Türkiye’nin DAEŞ ile mücadelede küresel koalisyonun aktif bir üyesi olduğu kaydedildi.

ABD Dışişleri Bakanlığı, "2014 yılı Terör Raporu"nu yayımladı.

Raporun Türkiye bölümünde, Türkiye’nin büyük oranda Suriye’deki çatışmalar nedeniyle DAEŞ, El Nusra ve El Kaide bağlantılı diğer gruplar da dahil, sınırındaki terörist gruplara yönelik artan kaygılarını dile getirdiği kaydedildi.

Türkiye’nin yıl boyunca Suriye’deki bu ve diğer gruplara katılmak isteyen yabancı savaşçılar açısından "kaynak ve transit ülke" olduğu ifade edilen raporda, Türk hükümetinin, yabancı savaşçıların Türkiye üzerinden Suriye ve Irak’a geçmesini önleme çabalarını yoğunlaştırdığı bildirildi.

Raporda, bu çabalar arasında, "giriş yasağı listesi uygulanması" ve "Risk Analiz Ünitesi’nin oluşturulması" gibi gelişmeler sıralandı.

Bu noktada diğer kaynak ülkelerle işbirliğinin yıl boyunca arttırıldığı, hem Türkiye hem de kaynak ülkelerin özellikle bilgi paylaşımını geliştirme arayışında olduğu aktarılan raporda, Türkiye’nin, DAEŞ ile mücadelede küresel koalisyonun aktif bir üyesi olduğu da vurgulandı.

Terör örgütü PKK

Raporda, Türkiye'de faaliyet gösteren en önde gelen terör örgütünün ise PKK olduğu hatırlatılarak, "PKK ile 30 yılı aşkın çatışmadan sonra 2012 yılının sonunda Türk hükümeti ile PKK terör örgütü elebaşısı Abdullah Öcalan’ın barış görüşmelerine başladığı, bunun 2014 yılına kadar sürdüğü ve PKK’nın 2013 Mart ayında ateşkes ilan ettiği kaydedildi.

Türkiye'nin geçen yıl PKK'nın oluşturduğu terör tehdidiyle mücadelede ABD'den yardım aldığı da vurgulanan raporda, "Sürmekte olan barış görüşmeleri PKK ile Türk hükümet güçleri arasındaki şiddeti yatıştırsa da istisnai vakalar devam etti" ifadesi kullanıldı. Eylül ayında 3 polisin öldürüldüğü saldırı da dahil zaman zaman PKK’nın Türk güvenlik güçlerine saldırılarının sürdüğü hatırlatıldı.

Raporun “Yabancı Terörist Örgütler” bölümündeki "PKK/Kongra-Gel" bölümünde de “PKK'nın, Türkiye'nin güneydoğusunda bağımsız bir Kürt devleti kurmayı arzuladığı, ancak son yıllarda daha çok Kürt kültürel ve dilsel hakları teminat altına alan Türk devleti içinde bir özerklikten bahsettiği” belirtildi.

Raporda, PKK'lıların toplam sayısının 4 bin ila 5 bin arasında olduğu, bunların 3 bin ila 3 bin 500'ünün Kuzey Irak'ta bulunduğu, PKK’nın öncelikle Türkiye, Irak, Suriye ve Avrupa’da faaliyet gösterdiği bildirildi.

'Türkiye, terörle mücadelede ABD'nin uzur süredir ortağı'

Raporun “Bölgesel ve Uluslararası İşbirliği” bölümünde, Türkiye’nin Birleşmiş Milletler (BM), NATO ve Terörizm Uzmanlar Komitesi’nin (CODEXTER) aktif üyesi, Terörizmle Mücadele Küresel Forumu’nun kurucu üyesi ve ABD ile birlikte eş başkanı olduğu anımsatıldı.

Türkiye'nin terörle mücadele alanında ABD'nin uzun süredir ortağı olduğuna işaret edilerek, Türkiye’nin "potansiyel yabancı savaşçılara yönelik giriş yasağı listesi" oluşturduğu anımsatılan raporda, Türkiye’nin otomatik "Gelişmiş Yolcu Bilgileri/Yolcu İsim Kaydı" sistemi bulunmamasına rağmen bu konuda ABD İç Güvenlik Bakanlığına teknik destek verilmesi girişiminde bulunulduğu kaydedildi.

Raporda, yabancı savaşçıların tespiti için "Risk Analiz Üniteleri"nin 11 havaalanı ile sınır geçişleri ve sınır kentlerinde kurulduğu belirtilerek, sınır güvenlik güçlerinin de devriyelerini ve sınırdan geçişleri önleme kapasitelerini arttırdığı bildirildi.

Türk polisinin birçok alanda terörle mücadele kapasitesini geliştirdiği vurgulanan raporda, bu konuda bölgedeki diğer ülkelere yönelik eğitimleri de genişletmeyi planladığı ifade edildi.

Türkiye'nin 2014'te önemli boyutta iç terör tehditleriyle karşı karşıya kalmaya devam ettiği ve bunlara güçlü karşılıklar verdiği aktarılan raporda, ABD ve NATO karşıtı görüşlere sahip DHKP-C’nin eylemlerinin hem ABD hem de Türkiye’nin güvenlik çıkarlarına tehdit oluşturduğu kaydedildi.

'Türkiye, PKK ile bağlantıları nedeniyle PYD ve YPG'yi de terör örgütleri olarak görüyor'

Türkiye’deki diğer bir terör örgütünün Türk Hizbullah’ı olduğu ifade edilen raporda, Türk hükümetinin ayrıca, Türkiye İşçi ve Köylü Kurtuluş Ordusu'nu (TKP-ML-TİKKO) ve Marksist-Leninist Komünist Partisi'ni (MLKP) de büyük oranda aktif olmamasına rağmen "tehdit" olarak gördüğü bildirildi.

Türkiye’nin DHKP/C üyelerinin eylemleri noktasında Avrupa ülkeleriyle işbirliğini arttırdığı belirtilen raporda, ayrıca Türkiye’den Suriye’ye gitmeyi planlayan yabancı savaşçıların önlenmesi için Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Avrupa’dan ülkelerle çalıştığı kaydedildi.

Raporda, Türk hükümetinin, PKK ile bağlantıları nedeniyle Suriye merkezli PYD ve askeri kanadı YPG'yi de terör örgütleri olarak gördüğü ifade edilirken, “Hamas lideri Halid Meşal'in Aralık 2014'te AK Parti kongresinde görünmesinin, dikkatleri, Türk hükümetinin ABD'nin terör örgütleri listesinde yer alan bu örgütle ilişkilerine çektiği” vurgulandı.

TBMM’nin 2013’te çıkardığı "Terörle Mücadele Yasaları"nı Avrupa Birliği (AB) standartlarına daha çok yaklaştıran düzenlemeyle Türkiye’nin terörizm propagandasına yönelik tanımlamayı daralttığı, ancak “Türkiye’nin terörle mücadele düzenlemelerinin 2014 yılında da geniş biçimde uygulanmaya devam ettiği ve Türk yetkililerin bunları binlerce siyasetçi, muhabir ve aktivisti gözaltına almak ve haklarında dava açmak için kullanmayı sürdürdüğü” belirtildi.