WASHINGTON

ABD Dışişleri Bakanlığı, İsrail'in Batı Şeria'da 2 binden fazla yeni konut yapma kararının ardından yeni yerleşimleri meşru görmedikleri yönündeki tutumlarının değişmediğini bildirdi.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, günlük basın toplantısında, İsrail'in Batı Şeria'da 2 bin 100 yeni konut inşa etme kararına ilişkin soruyu yanıtladı.

Toner, "Yerleşimler hakkındaki duruşumuzda değişiklik yok" dedi.

Suriye'ye özerk bölge uyarısı

ABD Dışişleri Bakanlığı, PYD'nin Suriye'de bir çeşit yarı özerk bölge kurma çabasına girmemesi gerektiği yönünde daha önce de ikazlarda bulunduklarını, Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne bağlılıklarının sürdüğünü bildirdi.

Bakanlık Sözcüsü Mark Toner, günlük basın brifinginde bir soru üzerine, PYD'nin sahada etkili savaşan bir güç olduğunu, onların DAEŞ'in kontrolündeki kentleri geri alma gayretlerini hava saldırıları yoluyla desteklemeye devam ettiklerini söyledi.

PYD'ye ABD silahı sağlamadıklarını yineleyen Toner, "PYD'ye desteğimiz konusunda her zaman çok net olduk. Etkililer. Ancak onların bir çeşit yarı özerk bölge geliştirmesini istemediğimize dair bazı ikazlarımız hakkında da konuştuk. Suriye'nin birliği ve toprak bütünlüğüne bağlılığımız sürüyor. Suriye içinde müzakere edilmiş gerçek manada bir siyasi geçiş sürecinin geliştirilmesine odaklanmış durumdayız" diye konuştu.

DAEŞ'ten kurtarılan herhangi bir bölgenin Suriye'ye yeniden entegre edilmesi gerektiğini ifade eden Toner, "İster PYD ister Suriyeli Arap ister Türkmen gruplar olsun, kurtarmayı yapan her kimse, toprağı ele geçirme ve elinde tutma yönünde bir teşebbüse girilmemesi gerektiği yönünde bir endişe var. Yerlerinden olanların geri dönüp yaşayabilmesine ve yönetimin yeniden tesis edilmesine izin verilmeli" dedi.

Toner, bir soru üzerine, Suriye'nin kuzeyinde DAEŞ'e karşı mücadelenin yollarına dair Türkiye ile yakın koordinasyon halinde olmaya devam ettiklerini kaydetti.

Myanmar'daki genel seçim

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Mark Toner, Myanmar'da hafta sonu yapılan genel seçimlerde Arakanlı Müslümanların seçimlere katılmasına izin verilmemesinden kaygı duyduklarını, bunu Myanmarlı yetkililere ileteceklerini belirtti.

Sözcü Mark Toner, günlük basın toplantısında, Arakanlı Müslümanların seçimlere katılmasına izin verilmemesine yönelik soruları yanıtladı.

Seçimlerdeki kusurlara dair kaygılarını Myanmarlı yetkililere ilettiklerini belirten Toner, "Dini ve etnik kimliklere dayalı oy kullanmaya izin vermeme hususu da dahil olmak üzere, oy kullanma hakkının önüne geçilen bireylere dair kaygılarımızı dile getirmiştik. Ayrımcılığa maruz kalan Arakanlılara dair kaygılarımızı Myanmarlı yetkililere iletmeye devam edeceğiz" dedi.

Güneydoğu Asya ülkesindeki seçimlere dair kaygılar, merkezi ABD'de bulunan ve seçimler üzerine çalışmalar yapan Carter Merkezi adlı kuruluş tarafından da dile getirildi.

Myanmar'daki 245 seçim merkezini takip eden Carter Merkezi, seçimlere dair basın bildirisinde, Arakanlı Müslümanların oy kullanmalarına engel olunduğunu kaydetti.

Nobel ödüllü muhalif lider Aung San Suu Çii, ülkesinde 8 Kasım'da düzenlenen seçimin "adil" olmasa da "özgür bir şekilde" yapıldığını belirtmişti.

Yaklaşık 50 yıllık askeri yönetime son veren 2010 seçimlerinin ardından pazar günü yapılan ilk genel seçimden sonra konuşan Suu Çii, liderliğini yaptığı Demokrasi İçin Ulusal Birlik Partisi'nin (NLD) mecliste çoğunluğu kazandığını söylemişti.

NLD, daha önce milletvekilliği şartlarına uygun Müslümanların aday olmak için başvuruda bulunduğunu ancak bu kişilerin ülkedeki radikal Budist grupların tepkisinden çekinildiği için aday gösterilmediğini açıklamıştı.

Myanmar'da 1982'de kabul edilen yasayla vatandaşlık haklarını kaybeden Arakanlı Müslümanlar, "devletsiz" sayılıyor. Birleşmiş Milletler tarafından "eziyet gören dini azınlık" kabul edilen Arakanlı Müslümanlar, hem şiddet olaylarına hem de yasal, ekonomik ve toplumsal ayrımcılığa maruz kalıyor.