Merhaba sevgili dostlarım;

Karanlık hep korkutur insanı. Korku görememek değil belirsizliktir aslında. Emin olduğun yerdeysen, görmesen de güvende olduğunu hissedersin.

BİLMEDİĞİN ŞEYDEN KORKARSIN.

Karanlıkta kaldıkça göz alışır yavaş yavaş, şekillenir çevren. Tanırsın, sonra gitgide alışırsın. Bir zaman sonra o karanlık senin dünyan olur.

ALIŞIRSIN, ALIŞTIRILIRSIN, DÜNYAN  TAMAMEN KARANLIK OLUR...

Kafeste kuş gibi, bir ev hayvanı gibi. Mağara insanının en ilkel hali. Temel ihtiyaçları karşılandığı sürece konfor içinde hisseder insan kendini. Akvaryumdaki balık gibi görünmez bir camla ayrılmıştır suni dünyan. 

Bakarsın ama camın ötesi bulanıktır... 

SINIRIN, SENİN GÖRME KAPASİTENDİR.

Halbu ki senin göremediğin noktada nice  hayatlar vardır ve onlar da senin bilinmezliğinden korkmaktadır.

GÖZ ALDATIR, BİLİNÇ YAŞATIR.

Bilinç düzeyi gelişmiş insanlardır hep insanlığa ışık tutan. Onlar ışık tuttukca da insanlığın yolu aydınlanır. Kimi buna evrim der, kimi medeniyet diye adlandırır. Adı ne olursa olsun; atılan her adım karanlığı geride bırakır.

HER GÖRDÜĞÜNÜN ARDINDA NİCE GÖRÜNMEYENLER VARDIR.

Yönünü bir kere ışığa dönmüşse insan, artık geçmişi ona köhne ve yetersiz gelir. Soran, sorguladıkça zihni daha da açılan bir insan, kabul olmuş genel düşünceye aykırı tezler öne sürdüğünde hep ötekileştirilmiş, önemsizleştirilmiştir. İnsan alışmış ya karanlığa, aydınlanmak zul gelir. Nice bilim adamı ve düşünürler; delilik, sahtekarlık hatta büyücülükle suçlanmıştır tarihte.

Ve hatta katledilmiştir karanlıktan beslenenler tarafından.

Dünyanın yuvarlak olduğuna bile alışmakta zorlanmıştır insan beyni. İster yuvarlak olsun, ister tepsi. Karnı doyuyor mu gerisi hikaye...

HAYATINI ÖLÜMÜ BEKLEYEREK GEÇİRENLER İÇİN BİLİMİN HİÇ BİR ÖNEMİ YOKTUR.

Ama hiç bir zaman da gördüğü varlıktan, yoksunluğa düşmeyi istemez. Bilmez ki ona bu varlığı sağlayan onun yerine düşünenler, düzene aykırı hareket edenlerdir.

Gerçi, o mağarada bile mutluydu zaten...

Bilinç düzeyi gelişmeden sadece toplumsal gelişme ile yol kateden insanlar, bu yolda emek sarfetmedikleri için ilerledikleri nokta hangi medeniyet seviyesi olursa olsun, bilinç hep mağara düzeyinde kalır.

Ama ne mutludur ki, ilerledikçe bilinci açılan kişi sayısı çoğalır ve bunlar toplumu daha da ileriye taşımak için uğraşır. 

DÜŞÜNEN İNSAN HEP BİR ADIM ÖNDE YÜRÜR.

Biri düğmeye basıp, ışıklar aniden açıldığında gözlerin kamaşır ya hani, ışık yakar ya gözlerini. "Söndürün, söndürün" diye feryat figan hali... 

Alışkanlıklardan, gelenek, görenekten sıyrılmak zordur insan için. Aklı bir türlü ermez, kabul etmek istemez.

Sabretmeyi bilmek lazım. Biraz bekle, bi dinle, izle...

Yine alışacak gözlerin ışığa ve hayretle bakacaksın yeni hayatına. Karanlığında göremediğin herşey artık gözünün önünde alabildiğince. Bütün çıplaklığıyla...

KARANLIĞA ALIŞMA.

Hatta cesaret gösterip düğmeye basan sen ol.

AÇIN IŞIKLARI, ORTALIK AYDINLANSIN.

Yalancı mıyım?