Tarih alanına çıkışlarından bugüne dek varlıklarını sürdüren çok az ulustan biridir Türkler. Kendi milletimiz diye övünmüyorum ama edebiyat, ek

Tarih alanına çıkışlarından bugüne dek varlıklarını sürdüren çok az ulustan biridir Türkler. Kendi milletimiz diye övünmüyorum ama edebiyat, ekonomi ve sosyal alanlarda dünya tarihine birçok örnek eser bırakmışız.
Dünyanın en eski uluslarından sayılan Çinlilere, devlet kurmayı, hayvan yetiştirmeyi, tarımı vb. şeyleri bile biz öğretmişiz. Tek derdimiz o ruhu tekrar kazanmak olmalı, Türkler birlik olursa onu kimse yenemez buna eminiz ayrıca bunu tüm dünyaya da göstermiş bir milletiz…
Birlik demişken ahiliğe değinelim, Osmanlı kültüründe bilindiği gibi ticaret erbabını ve zanaat erbabını bir arada tutan büyük bir kurumdu ahilik. Bugünkü ticaret odası ya da sanayi odası başkanlığı gibi düşünmek lazım, daha çok ticarete odası gibi diyelim. Ahilerde belli başlı gelenekler vardır, onların kendi liderleri olur. Lider, ahilik teşkilatına girmek isteyen esnaf olacak kişiyi belirli sınavlara tabi tutar ve kişi o işi becerebilirse esnaf olur. Yoksa bugünkü gibi her isteyen kişi mali durumu yeterli olması dahilinde esnaf olamazdı. Büyük erbabın, işi bilen insanların önünde iş bilirliğini, edebini, ve işindeki dürüstlüğü kanıtladığı ölçüde kişiyi ahi mensubu olarak kabul ederler loncalarla beraber. Ahilik loncalara bölünmüş bir sistemdir. Ahilikte başka bir gelenek de, eğer ola ki esnaflardan biri hile hurdaya tartısında haksız kazanca karışırsa, ahiliğin onurunu kıracak bir davranışta bulunursa ve bu şahitler huzurunda tespit edilirse o kişinin dükkanının damına papuç atılırmış, ahali de gelip o pabucu görürse bilirmiş ki bu damın sahibi işini hileyle yapmış, bu adamla alışveriş yapılmaz der, alışverişi keserlermiş. Bir süre sonra da o dükkan batarmış… İşte o günden bugüne gelen pabucun dama atılması deyimi buradan gelir…

Peki Bugün Pabuçlar Dama Atılıyor mu?
Ne yazık ki… Bunu diyebilmeyi yürekten tabi ki isterdim. Başlar ayak, ayaklar baş olmadan önce belki öyleydi… Kimse işinin erbabı olmayınca, olmayanlar söz sahibi olunca, olanlar da haksız bulununca bugünlere geldik. Birlik önce çekirdekten başlıyor, genişler toplu kiteller halinde topluma yayılıyor. Hasedin, bencilliğin, bireyler arası yarışın olmadığı, gerçeği bilen ve ona yürüme cesareti gösteren insanların kuracağı ve uygulayacağı bir sistem olduğu için bugün ahilik teşkilatından söz edilemez. Felsefesini okuyabiliriz, arayıp dolaşıp en şahanesinden buladabiliriz kitabını ama uygulamaya gelince çoğunluk sınıfta kalır. Bu yapının bireyi olmak yürek ister, birlik ister, seni beni olmayan bir vizyonda kişilerle uğraşmayı bırakarak başkasının gelişiminden keyif almayı ister. Ahilik bir zamanlarmış doğruluğun, erdemin, iyiliğin, gerçeğin prim yaptığı…