"İçimizdeki Saklı Cevher" ve "Mutluluğun Pin Kodu : Aile Olmak" kitaplarının yazarı başarılı Psikolog CEVHER SÖNMEZ ile bir araya geldik. Kitaplarını, ilişkilerde yaşanan problemleri, mutluluğa giden yolları ve çocuk yetiştirirken yapılan hataları konuştuğumuz bu keyifli röportajı sakın kaçırmayın!




 

Öncelikle hoş geldiniz, nasılsınız?

Hoş bulduk, çok teşekkür ederim Yağmur Hanım.

Cevher kimdir? Anlatır mısınız bizlere?

Cevher; tam bitti tükendi dedikleri anda küllerinden doğan, mücadele ruhu kabarmış, kazancının neredeyse %90'ını aldığı eğitimlere harcayan Uzman Psikolog ve 3 Kitabın yazarı...

Psikolog olmak sizin için bir hayal miydi? Nasıl, neden tercih ettiniz bu mesleği?

Psikologluk benim için özellikle üniversite sınavına hazırlandığım dönemlerde ilgimi çeken önemli meslekler arasındaydı. Sosyal bilimlere her zaman ilgi duyardım. Ve ilgi duyduğum meslekte herkese faydalı olmak psikoloji lisansını okumamda etkili olmuştur.

İlk kitabınız "İçimizdeki Saklı Cevher"den bahsedebilir misiniz? Neler anlattınız okurlara?

“İçimizdeki Saklı Cevher” isimli kitabımız, dezavantajlı durumların avantaja çevirebilmesi için bizi içsel yolculuğa çıkaran bir eser. İş, aile ve sosyal yaşamdaki problemlerin çözümünde etkin bir kaynak olma özelliğine sahip…



Peki "Mutluluğun Pin Kodu : Aile Olmak" nasıl çıktı ortaya? Amacı neydi? Amacına ulaştı mı?

“Mutluluğun Pin Kodu : Aile Olmak” isimli kitabımız, toplumun evliliğe bakış açısını düzenlemek, çocuk yaşlı evliliklerin son bulması, kurulan ailenin profesyonelce yönetilmesi esas amaçlarımız arasındaydı… Konu aile olunca bazı konularda daha hassas olmamız gerekmektedir. Kitabımız aile olmanın önemli sırlarını okuyucuların takdirine sunmuştur. Ayrıca kitabımız kadına şiddetin son bulması için de önemli bir eser olarak raflarda yer edindi.

Mutluluk aile olmaktan mı geçer?

Evet, mutluluğun yolu aile olmaktan geçiyor. Çünkü aile kuranlar değil; aile olabilenler mutlu olmakta… Aile kurmuş kişilerin aileye yükledikleri anlam ölçüsünde aile olabildiklerini özellikle kitabımızda belirttik.

Projelerinizden bahseder misiniz? Neler yapıyorsunuz?

Yurtiçi ve yurtdışında birçok şehirde ilişkilerin gelişmesine katkı sağlamak için düzenlenen eğitim seminerleri ve imza günlerinde sevenlerimizle bir araya gelmekteyiz. Geliştirdiğimiz proje benim için oldukça anlamlı. Çünkü aile kavramını insanlara sunabilmek en esaslı vazifemiz olmalıdır.

Bir psikolog olarak, günümüz ikili ilişkileri yorumlar mısınız? Gördüğünüz en belirgin problemler neler?

Bugüne dek yaptığım görüşmeler, gözlem ve analizlerimden yola çıkacak olursam günümüz ilişkilerinin büyük bir kısmının duygusal boşluğu tamamlamak üzere kurulduğunu ve ilişkilerde genellikle iletişim-etkileşime dair kazaların ilişkiyi zedelediğini ifade etmek isterim. İlişkilerin kalitesini zedeleyen en belirgin problemler arasında yersiz kıskançlık, inat, aldatma, ilişkide üçüncü şahısları örnek gösterme, anda olmak yerine hep geçmişte kalmayı tercih etme gibi nedenlerin olduğunu söyleyebiliriz.


"Söz değil, icraat..."


Seven sevdiğine sevdiğini söylemeli mi?

Sevgi ilişkiye güç katar ama sevgi tek başına ilişkiyi taşıyamaz. O yüzden her gün hayatınızdaki kişiye “Seni Seviyorum” demenizle senede bir kez “Seni Seviyorum” demek arasında pek bir fark yoktur. Çünkü sevginin ölçütü artık sözler değil; icraatlardır…

Sizce ilişkideki hatalarını gördükten sonra o kişiyi unutmak mı, affetmek mi?

İnsanlar hata yapmaya meyillidir. Doğası gereği… Ancak bu kişinin aynı hatayı defalarca kez yapması gerektiği anlamına gelmez. Bir insanın hatasını anlamak, niyetini anlamak, durumu derinlemesine analiz etmek etkili ve önemli bir yöntemdir. Çünkü biz insanları eleştirirken bazen o davranışa sebep olan kişi olabileceğimiz ihtimalini malesef ki unutabiliyoruz. O yüzden unutmak veya affetmekten çok davranışın sebebini iyice analiz edip öyle bir yol çizmek ilişkide her iki tarafı da rahatlatacaktır.

Kadınlara verebileceğiniz taktikler var mıdır gazetemiz okurlarına özel? Erkeğe nasıl davranmalıyız?

Taktik verecek olursak bu sadece kadın için değil; erkek için de olmalı! Yani ilişkiyi yürüten sadece kadın ya da sadece erkek değildir… Onlar bir sandalın iki yarısıdır. Sandalın bir yarısı eksik oldu mu o sandal batmaya mahkumdur. Sandal aile , her bir yanı da eşleri temsil etmekte… O yüzden eşler birbirlerinin huyunu suyunu bilmeli ve ona göre davranmayı seçmelidir.

Çocuk yetiştirme konusunda da ebeveynlere birkaç tüyo verebilir misiniz? Çocuk yetiştirilirken yapılan en büyük hatalar nelerdir?

Çocuk yetiştirmek neredeyse artık ustalık gerektiren bir meslek! Zaten çocuklara baktığımızda bizzat ebeveynlerini görmemiz mümkün… Çocuk bir sanat eseriyse onun mimarı anne ve babaları olmaktadır. O nedenle ustalığımızı konuşturmak için çocuğa iyi model olmalı, onu bir başkasının potansiyeli üzerinden değil; kendi potansiyeli üzerinden değerlendirmeli, onun yanında tartışmaktan kaçınmalı, ortak kararlar üzerinden yön vermeye çalışmak önemli bir adım olacaktır.

Bu bilgi dolu ve keyifli sohbet için çok teşekkürler Cevher Bey. Son olarak sizce en büyük Türk kimdir? Ve okurlarımıza nasıl veda etmek istersiniz?

Esas ben teşekkür ederim keyifli röportajınız için… Bana göre en büyük Türk, Vatanına, Bayrağına ve Milletine bağlı evlat yetiştirenlerdir… Herkese sevgiler...

 

Röportaj : Yağmur Tanyıldız
Editör: TE Bilisim