Ev kendimizi güvende hissettiğimiz bir mekândır. Bu mekânda huzuru sağlamak anne babanın birinci derecede görevidir. Ev huzur bulduğumuz mekândır anne baba ise bu mekânın en önemli aktörleridir.   Mahremiyet eğitimi ailede başlar.  Anne-babalar çocuklarını mahremiyet anlayışı çerçevesine büyütmeli ve onlara hayâ duygusunu erken yaşlara vermelidirler.  Aksi takdirde bu çocuklar, dışarıdan kendilerine karşı yöneltilen esintiye kapılarak özlerinden hemen uzaklaşabilirler. 

Mahremiyet eğitiminin verildiği ideal yaş sınırı 4-7 yaş dönemidir.  Anne-baba bu dönemin kritik bir dönem olduğunu bilmelidirler. Şu anki aile yapısına baktığımızda   erkek aile reisi  kadının görevi evin çocuk bakımından sorumlu olarak gözüküyor  kadının aile yapısının   düzgün işlemesinde büyük rol oynadığını görmüyoruz   söz hakkı verilmiyor  en önemlisi çocuklar yetişmesinde eksiklikler yapıyoruz   sen daha küçüksün diye konuyu kapatıp geçiyoruz   çocukların kişilik  gelişimi zayıflatıyoruz     günümüzde anne babanın arasındaki diyalog eksikliği şiddeti ortaya çıkarırken çocuklarımızda şiddete olan düşkünlüğü ile büyütülüyor  .

Aile kurmaya ilk başlanıldığında  geçim sıkıntısı ile başlanıldığı için   aile yapısı bozuluyor. İslam’ın   bizlere buyurduğu  emirleri okursak aile yapısı güçlenir olduğunu göz ardı ediyoruz   çocuklarımıza ve de kendimiz dinin gereksimlerini yapmadığımız öğrenmediğimiz için  aile yapısı bozuluyor . Baba akşam işten gelince yorgun diye televizyon seyreder yada cep telefondan ya oyun oynar  veya sosyal medyalarda gezinir anne akşama kadar ev işleri sizinle uğraştım birazda babanız uğraşsın der yada çocukların eline tablet  veya cep telefon verilir  çocuklarla bir birey gibi sohbet etme konuşma fikrini alma durumu olmaz anne baba sadece çocuklara ceza vermek için yarıyor algısı oluyor  anne baba yaşantısını  lüks yaşama çabası içinde   ve de gününü düşüncesi doğrultusunda zevk neşe içinde  olunca  ne kendileri ne de çocukları hayatın  anlamını  insanın amacını bilmeden yaşıyor  anne babanın ilk görevi çocuklarına dini bilgi, ahlak, çevre, insanlara karşı davranış eğitimi vermeli anne baba yaşımız çok genç yaşlanınca dini görevimizi yaparız dediği gibi çocukları da aynı düşünce ile yetiştirince  geleceğimizin temel taşları bozulma oluyor anne  baba çocuğuna küçük yaşta üstünü kendi odasında değiştirmesi gerektiğini  öğretmeli  şunu unutmayalım çocuklarımıza internette zaman geçirmeleri ile birlikte dini, ahlaki, kültürel, sosyal değişimleri ve de mahremiyet algısı ortan yok oluyor kuranda şöyle diyor:

 Kur’an, evlenecek eşlerin itikadi ve fikrî uyumuna da dikkat çekmiştir: “İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan kadınlarla evlenmeyin... İman etmedikleri sürece Allah’a ortak koşan erkeklerle kadınlarınızı evlendirmeyin...” (Bakara, 2/221.) 

İnanç birliği, fikir birliği, kültür birliği, dil birliği, örf, adet ve gelenek birliği vb. aileyi ayakta tutan önemli unsurlardan bazılarıdır. Evlilikten maksadın sadece cinsellik olmadığı bu ayetle bir kez daha vurgulanmıştır. Zira evliliğin meyvesi olan çocukların yetiştirilmesi, terbiye edilmesi ve dinî eğitim kazandırılması ebeveynin sorumluluğu altındadır  

Aile, insanoğlunun; içinde doğduğu, büyüdüğü, ilk eğitimini aldığı en küçük sosyal topluluktur. Yeryüzüne ilk insanın ayak basmasından itibaren aile kurumu da oluşmuştur. Bazı sosyologların iddia ettiği gibi ilk aile, içgüdüsel ve rastlantı sonucu oluşmuş değil; tersine Yüce Allah’ın iradesiyle ilk insan, bir aileye sahip olarak yaratılmıştır. Kur’an-ı Kerim, yeryüzünde yaşayan insanların atası olan Hz. Âdem’in (a.s.) bir eşe sahip olduğunu ve ikisinin bir aile yuvası kurduğunu haber vermektedir. (Bakara, 2/35; Maide, 5/27; Araf, 7/19, 23; Taha, 20/117–119.) 

İslam’ın temel kaynakları olan Kur’an-ı Kerim’e ve Resulüllah’ın tatbikatına baktığımızda, aileye kurumsal varlık kazandırmanın ve onun üzerine titremenin asli bir görev olduğunu görürüz. Zaten ilk insanın dünyadaki serüvenine ailesiyle başlamış olması, bu kurumun onun doğasında/fıtratında yer tuttuğunu gösterir. Diğer taraftan; “Sizden bekâr olanları, kölelerinizden ve cariyelerinizden durumu uygun olanları evlendirin. Eğer bunlar yoksul iseler, Allah onları lütfuyla zenginleştirir. Allah lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir.” (Nur, 24/32.) ayeti, aileyi oluşturmayı bir toplumsal görev olarak Müslümanlara yüklemektedir 

Yaşantımızı Kur’an’ın İslam’ın ışığında yaparsak yüksek ahlaklı dini temellere bağlı  güçlü iradeli bir nesil yetişir.