Bazen kaybolur insan. Ne bir yere ait hisseder ne de kendini bulur. Ait hissedemiyorsanız muhtemelen size uymayan bir yerdesinizdir. Bir de böyle bakmak gerekir duruma. 

Hayatınızdaki geçiş dönemlerinizde mesela hiçbir yere ait değilmiş gibi hissedersiniz. Tabiri caizse sığamazsınız hiçbir yere.

Bu içinde bulunduğunuz toplum için de aynıdır, çevre için de aynıdır. Belli bir uyumu yakalayamadıysanız size göre de değildir zaten. 

Ne içinde durabiliyorum ne dışında kalabiliyorum, deme durumu her zaman huzursuzluk yaratır. 

Eğer ait hissedemiyorsanız terki diyar zamanı gelmiş demektir. 

İnsanoğlu her zaman bir şeylere veya bir yerlere tutunmak ister. Ne olduğu neresi olduğu hiç önemli değil yeter ki sizinle örtüşen noktaları olsun.

Kendimi buldum dediğiniz bir yer olsun; sizi içine çeken ve huzursuz etmeyen her yer sizindir. 

Kendinizi bulunduğunuz yerin bir parçası olarak görmeniz önemlidir. Eğreti duruyorsanız bir yerde orda olmanın da bir anlamı kalmamıştır. 

Aidiyet duygusu çok kıymetli ve zor oluşan bir duygudur. Renklerinizle ve her şeyinizle uyumlu değilse dolayısıyla ait de hissetmezsiniz. Belki sormuşsunuz da kendinize orada ne işinizin olduğunu.

Bazen de fazla sahipleniriz yanımızdakini ya da çevremizi. Sanki onlar olmadan hayat sona erecekmiş gibi. O zaman da fazla bağımlılık yarattığı için olmadığında da yoksunluk çekileceği aşikardır. 

Konu olarak önemlidir aidiyetlik; her zaman kendimizi yakın hissedebileceğimiz bir toplum, içinde yaşadığımız çevreyi kabullenmemiz ve dahası kendimizi adamamız açısından önemlidir. Bilirsiniz ki ihtiyacınız olduğunda onlara güvenle sığınabileceğinizdir. Güvenli bir limandır kısacası hissettiğiniz aidiyetlik. Güven yoksa aidiyetlik duygusu da yok olur. 

İnsanlar tabi ki bir yerler bir şeylere ait olmalı ama bağımlılık yaratacak ve özgürlüğünüzü elinizden alacak derecede olmamalı. Sonuçta geçmeyen ya da terkedilme ihtimali olmayan hiçbir şey yoktur. 

Önemli olan da zaten aidiyetin dozunu ayarlayabilmektir. Ne fazla içinde olun ne fazla dışında olun. Hem yokluğunuzla sınamak hem de yoksunlukla mücadele etmek zorunda kalmazsınız.

Duruma nasıl bakarsanız bakın, ne şekilde olursa olsun ait olmak kanımızda var! 

Mavinin Fecri ve Mihrinin Hicranı Yazarı

Yazar ve Şair Betül FIRAT

@paradoks.okur.yazar