İSTANBUL

Mihrimah Kahve'de gerçekleşen etkinlikte hayatına ilişkin bilgiler veren Uçakan, gençlik yıllarında büyük şair olacağını düşündüğünü belirterek, "Üniversitede hocam şiirlerimi bastırmak istedi. Ben de fakirim, kompleksli bir fakirdim. Bu komplekslerle bir kitabımın olması çok güzel olacaktı. 'Hayır' dedim. 'Yarın o kadar büyük olacağım ki bu yazdıklarımdan utanacağım' dedim" ifadelerini kullandı.

"Türk sinema tarihinin ilk bilim kurgu çalışmasını biz yaptık"

1987'de negatif filmlerle bilim-kurgu filmi çektiğini aktaran Uçakan, şunları söyledi:

"Türk sinema tarihinin ilk bilim kurgu çalışmasını biz yaptık. 'Kavanozdaki Adam' filminde, o şartlarda beyin naklini anlattık. Yoğun bakım ünitesi kuralım dedik. Beyin nakli diye bir şey olmaz. Çünkü üç milyon sinir var. Filmde by pass ameliyatından, köpek ameliyatından görüntüler koydum. Piyasa, Avrupa çapında bir yönetmen geliyor diye çalkalandı."

Uçakan, bir kitabının on filmine bedel olduğunu vurgulayarak, "Şiir daha büyük. Çünkü şiirin iç musikiyle bütün hayatı ve dinamiklerini yakalayabilirsin. Sanatta hassasiyet yakalayabilirsen, insan ilişkilerine de yansır. Ya da tam tersi olarak kabalığınız, kıroluğunuz da yansır. Işığı nasıl kullandığın, planları değerlendiriş biçimin karakterini yansıtır. Kültürel derinlik, fikri yoğunluk, dervişlik varsa o sanata da yansır" dedi.

Filmde elde bulunan para kadar söz söylenebileceğini ifade eden Uçakan, konuşmasına şöyle devam etti:

"90’lı yıllarda, başörtülü filmler yapmak, yobaz yönetmenlikle suçlanmak demekti. Ben gemileri yaktım. Başörtü mevzuyla ilgili filmler çektim. Sonra yobaz yönetmen yaftasını yedim. Atilla Dorsay, yazdığı bir sinema yazısında 'Herkes film çekebilir, Mesut Uçakan çekemez' gibisinden bir ifade kullanmıştı. Yıllarca dinci dinci diye diye dini benim malımmış gibi gösterdiler. Sonra Agah Özgüç, 'Takva' filmi için 'Bak biz de dini filmler yapıyoruz' dedi."

Televizyon kurmanın ticari ve siyasi arka planları olduğunu belirten Uçakan, "Trilyonlar verseler sınırlarımın dışına çıkmam. O sınırlar dışında hiçbir şey çekmem. Metin Erksan, Şule Yüksel Şenler’le görüşmek istedi. Beraber gittik. Metin Erksan, meğer Peygamberimizin hayatını filme almak istiyormuş. Şule Hanım, Metin Erksan'a 'Yüzünü gösterecek misiniz?' diye sordu. Metin Erksan, göstereceğini söyleyince Şule Hanım usturupluca mümkün olmayacağını anlattı" diye konuştu.

Anadolu Yazarlar Birliği Başkanı Yusuf Tosun da "Anadolu Buluşmaları"nın beşincisini düzenlediklerini aktararak, "Mesut Uçakan'la kültür-sanat sohbetleri kapsamında sinemayı konuştuk. Bu aynı zamanda yakın tarihimizin bir serüveni oldu. Sinemanın günümüzde geldiği noktayı, Mesut Uçakan'ın hassasiyetleriyle öğrenmiş olduk. Bu ve benzeri programlar kitaplarda olmayıp, anekdotlarla bezendiği için özel bir nitelik taşıyor" ifadelerini kullandı.

Mesut Uçakan

Türk yönetmen, senarist ve yapımcı olan Uçakan, 1953 yılında Kırıkkale'de doğdu.

İ.T.İ.A. Gazetecilik ve Halkla İlişkiler Yüksek Okulu Sinema Televizyon Bölümü mezunu olan Uçakan, 1997 yılında "'Mutlak Fikir Estetiği ve Sinema" adlı dergisini altı sayı çıkardı.

2003 yılında yayın hayatına başlayan Sonsuzkare sinema dergisini yönetti. Bir şiir kitabı "Sıkı Tut Ellerimi", bir de sinema kitabı "Türk Sinemasında İdeoloji" olan Uçakan'ın filmlerinden bazıları ise şöyle: Reis Bey, Sonsuza Yürümek, İskilipli Atıf Hoca / Kelebekler Sonsuza Uçar, Anka Kuşu.
Editör: TE Bilisim