Kuteybe, Talkan katliamından sonra Suman’a girer. Erkeklerin pek çoğunu öldürterek, kadınlarını ve kızlarını cariye olarak alıkoyar, daha sonra Kes ve Nesef’de aynı şeyleri yapar. Erkekler öldürülür, Türk kadın ve kızları utanç verici bir şekilde Araplara cariye olurlar. Bundan sonra Faryab’a yönelir ve Faryab’ın teslim olmasını ister. Faryab halkı başlarına gelecekleri bildiklerinden teslim olmaya yanaşmazlar. Erkekleri dövüşerek ölürler, bütün şehir yakılır. Araplar bu şehre yakılmış şehir anlamında muhtereka derler.

Kuteybe’nin emri üzerine binlerce Türk öldürülürler. Bu olay, Ziya Kitapçı’nın, “İslam Tarihi ve Türkler” adlı kitabında şöyle anlatılır; Bu harplerden birinde, et-taberi”nin bütün tafsilatı ile anlattığına göre, bir defasında Abdurrahman b. müslim, Kuteybe’ye, 4000 esirle gelmişti. Kuteybe, Abdurrahman’ın böyle kalabalık Türk esirleri ile geldiğini görünce Arap askerlerine yalın kılıç bu Türklerin kafalarının koparılmasını emretmiştir. Cebbar, zorba, insafsız Arap komutanının etrafının bir anda bu Türklerin kafa kol ve gövdeleri ile bir kan gölü haline gelir.

Bu vahşetten adeta gururlanan bir Arap şairi kaah el-aşkari şöyle haykırmıştır: ”Kazah ve Facfac önlerinde korkudan birbirlerine sarılmış zavallı Türkleri öldürdüğünüz geceleri hele bir hatırlayınız. Herkesi kılıçtan geçirdiniz. Sadece ata dahi binmeyecek yaşta küçük çocuklar kaldı. Binenlerde o hırçın atların sırtında sanki bir yük gibiydiler.”

Harzem’de ayaklanan halk, Kuteybe ile işbirliği yaptığı için Caygan’ı öldürür. Bunun üzerine, Kuteybe bütün Harzem’i yakıp yıkar, halkı kılıçtan geçirir. Harzemli ünlü Türk bilgini, Biruni, Harzem’deki uygarlığın yok edilişini şu şekilde anlatır. “Kuteybe, her çareye başvurarak Harzemlilerin yazılı dilini bilenleri, geleneklerini koruyanlarını, bütün bilginleri öldürtür, böylece her şey karanlıklara gömülür. Harzemlilerin tarihi hakkında bilinenleri artık öğrenme olanağı bırakmaz. 

Harzem’i yıktıktan sonra Kuteybe, Semerkant’ı, kuşatır yaptığı anlaşmaya göre; Semerkant Araplara her sene 2.200.000 altın ödeyecektir. Şehirde eli silah tutan kimse dolaşmayacaktır. Bir defaya mahsus olmak üzere 30.000 Türk gencini esir olarak verecektir. Şehirde cami yapılacaktır. Tapınak ve putlardaki tüm mücevherler Kuteybe’ye teslim edilecektir.

Katliamların başı olan Horasan valisi Kuteybe’ nin Türkler için şu sözleri ibret vericidir; “Vallahi eğer benim ömrümden üç söz söyleyecek kadar zaman kalmış olsa derim ki; (uktülühü, uktülühü, uktülühü. ( hepsini öldürün, hepsini öldürün, hepsini öldürün.)” Ama böyle bir vahşet ve katliamla din değiştirmeyi kim arzu edebilir. Ne kadar saklansa, gizlense de bu acılar yaşanmıştır. Buna rağmen millet şuuru kaybedilmemiş, ümmet adı altında Arap emperyalizmine boyun eğilmemiştir. Türklerin kalesi tükenmez. (Sürecek)